Az önce bizden bir nesil büyük (10 yıl) bir büyüğümün anılarında okudum.
Ve çok hoşuma gitti doğrusu; sosyal medya sayfasından alarak sizlerle de paylaşmak istedim..
Yaşanmış bir hikaye ve aynen şöyle;
“..Yıl 1963.. Deniz Lisesi ve Harp Okulu Öğrenci Alayı 19 Mayıs töreni için Fenerbahçe Stadına gidiyor. Heybeli'den vapurla gelip, karaya çıkılınca hangi güzergahtan stada gidileceğini Boru Takımı Majörü belirliyor.
Kimse karışmıyor, biliyorlar ki Harbiyeli, Bahriyeli yanlış birşey yapmaz.
Kuşdili Caddesinden geçerken balkonlardan, pencerelerden çiçek yağıyor. Bir pencere Boru majörünün dikkatini çekiyor.
Yaşlı bir kadın; 4-5 yaşlarında torunuyla bir gece önceden, yarın Bahriyeliler geçecek diye saplarına mavi-beyaz kurdela bağladığı güller atıyor.. Boru majörü Öğrenci Alayını durdurup, Boru-trampet takımını sağa döndürüyor ve evi ve teyzeyi selamlıyor.
Yaşlı bayana,
- Lütfen aşağıya geliniz.. diye sesleniyor. Aşağı inen kadına teşekkür edip üzerinde "Dalgalardan Sevgilerle" yazan bir buket veriyor ve stada doğru yola devam ediyorlar.
Birkaç gün sonra okula gelen paketten yaşlı kadının, o buket, o kurdela ve torunuyla çektirdiği çerçeveleyip gönderdiği resmi var.
Arkasında da bir not:
"O gün bana cennet nasip oldu"
Böyle bir nesilden aldık biz saygıyı, zarafeti, sevgiyi, nezaketi.
Ve böyle öğrenciler yetiştirmeye çalıştık…” ……….
Anılar aynen böyle..
Ve ben şimdi düşünüyorum bu asker ulusun samimiyetini, sevgi ve heyecanını..
Gerçekten çok ders alınacak bir yazıydı bu..Ama ders alacaklar bundan bir ders çıkarabilir mi, sorun burada. Yazıyı paylaşan Balyoz davasından tutuklu kalan ve aynı zamanda koğuş arkadaşım olan Hakan Çelikcan abim..
Balyoz davası falan deyince şaşırdınız değil mi ?
Evet, saygı, sevgi ve zerafetten bahseden O şerefli Türk Subayı da Balyoz davasından yargılanmıştı.
Gördüğüm en akıllı, yetenekli ve zarif subaylardan birisiydi.
Hapishanede bile kendisinden birşey öğrenebileceğimiz tarzda biri.
İşte onun bu yazıda anlattığı zihniyetle ve asaletle yetiştirilen Harbiyelilerden sonra maalesef dindar bahanesiyle başlangıçta harp okullarına sızdırılan, sonra yerleştirilen cemaat mensupları ile ülkemizin karşılaştığı tehlike ortadadır. Nerelerden nereye geldi bu ülke..
Umarım liyakat esasına göre tekrar orduya alınacak subay, astsubay ve her rütbeden diğer vatan evlatları ile tekrar bunları yaşayan ve yaşatan askeri kadrolar yeniden oluşur.
Yüce Türk milleti asker ulus kimliği ile elbette bunu başaracaktır ve içinden bu vatan evlatlarını çıkaracak asalet ve kaabiliyete sahiptir.. Dileğimiz budur, umudumuz böyledir..
Ve çok hoşuma gitti doğrusu; sosyal medya sayfasından alarak sizlerle de paylaşmak istedim..
Yaşanmış bir hikaye ve aynen şöyle;
“..Yıl 1963.. Deniz Lisesi ve Harp Okulu Öğrenci Alayı 19 Mayıs töreni için Fenerbahçe Stadına gidiyor. Heybeli'den vapurla gelip, karaya çıkılınca hangi güzergahtan stada gidileceğini Boru Takımı Majörü belirliyor.
Kimse karışmıyor, biliyorlar ki Harbiyeli, Bahriyeli yanlış birşey yapmaz.
Kuşdili Caddesinden geçerken balkonlardan, pencerelerden çiçek yağıyor. Bir pencere Boru majörünün dikkatini çekiyor.
Yaşlı bir kadın; 4-5 yaşlarında torunuyla bir gece önceden, yarın Bahriyeliler geçecek diye saplarına mavi-beyaz kurdela bağladığı güller atıyor.. Boru majörü Öğrenci Alayını durdurup, Boru-trampet takımını sağa döndürüyor ve evi ve teyzeyi selamlıyor.
Yaşlı bayana,
- Lütfen aşağıya geliniz.. diye sesleniyor. Aşağı inen kadına teşekkür edip üzerinde "Dalgalardan Sevgilerle" yazan bir buket veriyor ve stada doğru yola devam ediyorlar.
Birkaç gün sonra okula gelen paketten yaşlı kadının, o buket, o kurdela ve torunuyla çektirdiği çerçeveleyip gönderdiği resmi var.
Arkasında da bir not:
"O gün bana cennet nasip oldu"
Böyle bir nesilden aldık biz saygıyı, zarafeti, sevgiyi, nezaketi.
Ve böyle öğrenciler yetiştirmeye çalıştık…” ……….
Anılar aynen böyle..
Ve ben şimdi düşünüyorum bu asker ulusun samimiyetini, sevgi ve heyecanını..
Gerçekten çok ders alınacak bir yazıydı bu..Ama ders alacaklar bundan bir ders çıkarabilir mi, sorun burada. Yazıyı paylaşan Balyoz davasından tutuklu kalan ve aynı zamanda koğuş arkadaşım olan Hakan Çelikcan abim..
Balyoz davası falan deyince şaşırdınız değil mi ?
Evet, saygı, sevgi ve zerafetten bahseden O şerefli Türk Subayı da Balyoz davasından yargılanmıştı.
Gördüğüm en akıllı, yetenekli ve zarif subaylardan birisiydi.
Hapishanede bile kendisinden birşey öğrenebileceğimiz tarzda biri.
İşte onun bu yazıda anlattığı zihniyetle ve asaletle yetiştirilen Harbiyelilerden sonra maalesef dindar bahanesiyle başlangıçta harp okullarına sızdırılan, sonra yerleştirilen cemaat mensupları ile ülkemizin karşılaştığı tehlike ortadadır. Nerelerden nereye geldi bu ülke..
Umarım liyakat esasına göre tekrar orduya alınacak subay, astsubay ve her rütbeden diğer vatan evlatları ile tekrar bunları yaşayan ve yaşatan askeri kadrolar yeniden oluşur.
Yüce Türk milleti asker ulus kimliği ile elbette bunu başaracaktır ve içinden bu vatan evlatlarını çıkaracak asalet ve kaabiliyete sahiptir.. Dileğimiz budur, umudumuz böyledir..