Bursa Arena E'Gazete
2018-11-07 00:30:36

Ne kadar kendimiz olabiliyoruz?..

ŞAYAN ERCAN

07 Kasım 2018, 00:30

İnsan, hayata gelmesiyle başlayan öğretiler, yasaklar, kabul görmüş ve görmeyen bazı kurallar doğrultusunda yetiştiriliyor.

Kime göre doğru, kimin doğrusu..

Aslında herkesin kendi doğruları var.

Tabi ki hiçbir canlının haklarına tecavüz etmeden yaşamaktır doğru olan.

Doğumla başlayan kurallar silsilesi bizi yönlendirir.

Olması gereken mutlak kurallar dışında, ebeveynlerin klişe ve kuşaklar boyu süregelen bir kısmı gereksiz, anlamsız kuralları da oluşmuş.

Tabi ki bunlar günümüzde bilinçli ebeveynleri çok da kapsamaz.

“Sen çocuksun sus..”

Nedendir ki, çocuk olmak fikirlerini söylemeye engel midir?

Çocuk, zaten somut kavramlar üzerinde fikir yetisi gelişmemiş bireydir. Neden gereksiz öğrettiler empoze edilerek yetiştirilir ki?

“Sen sus, sen bilmezsin” demek çocuğu ne kadar yaralayıcı söylemdir.

Bizlerden yaşça büyük birkaç ebeveyne sordum.

“Çocuğunuz küçükken onun hangi konuda fikrini alırdınız?..”

Örneğin onun odasının dizaynında, duvar boyasının renginin ne olması istediğini, giysi alırken hangisini beğendiğini, sevmediği yemeğe itiraz edince zorla yedirmeye çalışmadan ona saygı duyulup duyulmadığı konusunu sordum.

Biraz dar fikirli olanlar, “o çocuk ne bilir ki..”

Daha bilinçli olanlar ise, “evet fikrini sorarız ve ortak noktada buluşuruz” dediler.

Çocuklar birey olduğu hissettirilerek yetiştirildiğinde daha “özgüvenli yetişkinler” olacaklardır. Problem çözme yeteneğine kendi başına sahip olacaklardır. 

“Anneeee mutfakta bardak kırdım ne yapıyım” diye sormak yerine, kırılan bardağı dikkatlice toparlayıp atmayı becerebilen gibi..

Yetişkinler de "kendileri gibi" davranabiliyorlar mı ve ne kadar?

“El alem ne der” diye gereksiz kuralları yok mudur?

“El alem ne der” diyenler de, hayatlarını o kim olduğu belli olmayan el aleme bloke ettirerek yaşamazlar mı?

Tabii ki etik ve ahlaki kurallarla aklın yolu bir diye davranmaktır güzel olan.

Saygı mıdır bir yetişkinin yanında bacak bacak üstüne atmamak, ya da saygısızlık mıdır?

Apartmana girerken bir “iyi akşamlar” demekten aciz yetişmiş, asosyal birey olmak mıdır doğru olan ?

Kavramlar da döneme göre gelişmeli ve değişmelidir.

Toplumun koyduğu gereksiz kurallarla sıkıcı bir hayat mıdır güzel olan? Böyle bir halde kurallara göre kendini kasmak “huzursuz” insan oluşturmaz mı?

Oysa ki mutlu toplum olmak, mutlu bireyler olmakla başlayacaktır..

Bunların yanı sıra özgür olmak, başkalarının haklarını çiğnemek veya gerçek ahlâk kurallarını çiğnemek de değildir..

Kendi hayatını, kendi imkanlarıyla, kendi hayata bakış açısıyla yaşamaktır güzel olan..

Kendi doğrularımızla yaşamak varken, “kim ne der”, “aaa çok ayıp”, “yakışık alır mı” gibi düşünenleri onaylarcasına yaşamak, normal yaşamak olamayacaktır.

Bana ne el alemden, kim ne düşünürse düşünsün; sağlıklı, akılcı ve ahlaki doğrulardır bizim doğrularımız.

Eğitim ve kültür seviyesi düşük, hayata bakış açıları da fazla kasan tiplerin koyduğu kuralları, yıllar boyu sürdürmek zorunda değiliz.

Yaşam bizlere sunulmuş ve dahası olmayan bir olgu değil midir ki; çabuk geçip giden hayatı, başkalarının gereksiz, anlamsız kurallarına göre yaşamak zorunda kalsın insanlar. Akılcı, mantıklı ve ahlaki şekliyle yaşamaktır doğru olan.

El alem kimdir ki ?

“El” adı üzerinde "yabancı, başkası"..

O halde başkasına ne kişilerin kendine göre yaşamasından.

Hayata bir kez geldik ve daha ötesi yok.

“Ölüm” denen gerçeği her canlı tadacaksa, niye “el alem”, “ele güne karşı”, “kim ne der” diye kasmak!

“Ben kendimden eminim, kimseye de zararım yok, kimsenin hiçbir hakkına da dokunmadan kendi doğrularımla dolu dolu yaşıyorum” diyebilmektir gerçek hayat..

Umarım hepimiz nazik, kültürlü, eğitimli, hayat görüşü ve ufku açık şekilde dolu dolu yaşarız ki, mutlu olalım.

“Kim ne der” değil de, “ben ne derim” diyerek güzel hayatlarımız olsun.

Sevgiler..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.