Vatanımız Türkiye’nin her alanda zor duruma düşürüldüğü günümüzde, Bizler yine de bedeni, zihni ve ruhu iyilik içinde olan insan daha sağlıklıdır ve her verimli insanımızın "hem insan olmayı hem de insanlığı temsil ettiğini” düşünmekteyiz. Yani insan; milliyet, ırk, cinsiyet ve inancından, tercih ve yaşam biçiminden önce de insandır. Bu bakımdan insana bütüncül yaklaşmak gerekir ve insanı bedeni, ruhi, zihni, fikri, ilişki ve davranışı ile sahip olduğu ve önem verdiği evrensel değerlerin bütünü olarak görmek gerekir.
Kutuplaştırılmış, küresel oyuncuların oyuncağı haline gelmiş bir toplumda, İnsan sevgisinin yerleşmesi ve yerleştirilmesi çok zordur. Mücadele ister, empati ister, sabır ve geniş ufukluluk ister, özgür düşünme yeteneği ister. Siyasi partilere bağlılık, kullanacağı insanlara önem verme, diğerlerine önem vermeme, yeni dünyayı algılayamama, sürekli anılarla kendini aldatma, önyargılardan kurtulamama , her türlü terör ve şiddeti anlayamama vb.. unsurlara bağımlılıkla insan sevgisi gelişmez! İnsanları sosyal değerleriyle kabul etmeli ve sağlık mensuplarımızın mesleki yeminlerinden de esinlenerek her insana eşit davranılmalı anlayışıyla ve insana sosyolojik, psikolojik, kültürel bütünlük içinde yaklaşılmalıdır.
Bütün dünyada yaşayan insanların da, kültürel değerleriyle anlam kazanan Türk insanını anlamlandıran 'dünya insanı' rolünü oynamaya fırsat tanınabilsin. İnsanı yaşatmanın, doğayı yaşatmak, sevgi ve mutluluğu paylaşmak anlamına geldiğini de unutmamak lazımdır. Bu bağlamda çağdaş düşünceye sahip bir insan diğer insanlarla da rahatlıkla diyalog kurabilmeli, haklı görüş ve düşüncelerini paylaşabilmelidir.
Burada en önemli konu, insanın kendine özgüveni, üretimi, bilgeliği, sorumluluğu ve anlayışla hareket edişidir. Toplumları ve insanı bir deha gibi yönetmek istiyorsak, deha olmanın bir sütunu ilham ve yetenek ise, üç sütunun da alın teri ile Hak ve Hakkı üstün tutan anlayış olduğu bir gerçektir.
Ülkemizde toplum liderlerinin ve siyasilerin yaptığı en büyük yanlış da, "doğru insanlarla doğru fikirlerin bir yerde buluşturulamamasıdır."
Siz yanlış insanlara doğruları anlatmak yerine, doğru insanlarla birlikte olup yol haritasını en iyi çizmeniz gereken bir yaklaşımdan yana olmalısınız ki, başarılar kendiliğinden gelsin!
İnsan beyninin yaşı yoktur, insan beyni her yaşta öğrenebilir ve kendini geliştirebilir. "Yeni süpürge iyi süpürür, ama köşeleri de bilen eskisidir." diye bir atasözünde de hangi mesajın gizli olduğunu iyi anlamak gerekir. Toplumda kazalara uğramamak için deneyimlerden istifade edip genç kuşakların yetişmesine vesile olmak lazımdır.
Başarmak için bilgi şarttır, inanmışlık, azim ve sabır ile özverili çalışmak şarttır. Bu bakımdan her türlü emperyal güçlere ve engellere rağmen, milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve refah içinde kılmaya ve bu yüzyılda ortak davranışımızı "Türkiye Kardeşliği"nde buluşturmaya ve sağlıklı yaşamaya mecburuz.
Bu bakımdan Hacı Bektaş Veli'nin "Dostlarımızla beraber yaralanır kanarız, Her nefeste aşk ile yaratanı anarız. Erenler meydanına, vahdet ile gir de gör, kırk budaklı şamdanda kırkımız bir yanarız." düşüncesini güncelleştirip yeniden birlik ve dirlik tesis etmeliyiz!.