Bursa Arena E'Gazete
2024-09-22 13:43:03

Bölgesel Özerklik Düzenlemeleri Kabul Edilemez!..

MÜJDAT KAYAYERLİ

22 Eylül 2024, 13:43

Değerli Bursa Arena Okuyucularına, 21.09.2024 Cumartesi günü Antalya’da “Türkiye İttifakı Halk İstişare Meclisi” Toplantısında yaptığım kürsü konuşmamı bir makale düzeninde sunuyorum.

Konuşmacı:

Müjdat KAYAYERLİ - Türkiye İttifakı Anadolu Birliği Genel Başkanı, 21. Dönem Afyonkarahisar Milletvekili

Büyük Türk Milleti, konuşmama hoşumuza giden bir Macar Atasözü ile başlamayı alışkanlık haline getirdik: "Dininizle ilgilenenler, eğer dertlerinizle ilgilenmiyorsa, onlar birer sahtekardır.."

İşte Güncel toplumsal sorunumuz budur. Türkiye'miz sosyal çıkmazlarla, ayrışma ve kutuplaşmalarla karşı karşıya kalmıştır. Türk Ulusu'nun kültür ve medeniyetini yeniden hakim kılmak, milletimizin biriken ve çözülemeyen sorunlarına çare olmak için, Cumhuriyet değerlerimize sahip çıkmak, üniter devlet yapımız başta olmaz üzere, Anayasamızın ilk 4 maddesi değiştirilemez! Milli Devlete, Milli Kimliğe ve Türklüğe karşı alternatif kimlik ve mahalli egemenlik alanları açmak, demokratikleşme değil, hiç bir devletin kabul edemeyeceği bir konudur. Bu sebeple Anayasanın egemenliğin Türk Milletine ait olduğunu belirten 6.maddesi ile 5.-10.- 14.- 41.- 42. ve 66. maddeleri mutlaka korunmalıdır.

Bölgesel özerkliğe yol açacak düzenlemeler kabul edilemez!

Bizler, Sizler için varız! Kaygısı, Tasası Türk Vatanı olan, Türk Devleti ve Türk Milleti olan, Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara'daki Mustafa Kemal Atatürk'ün Anıtkabrine giderken "Arslanlı Yolda " birleşen gönüllü tüm vatandaşlarımızla beraber olmak, milli birlik ve beraberliği kurmak için, fikir babalığını Prof. Dr. Mustafa Erkal'ın yaptığı, patentini de A.B.P. Genel Başkanı Bedri Yalçın'ın aldığı partilerüstü bir anlayışla "Türkiye İttifakını" kurmuş bulunmaktayız. Bu şemsiye altında bölücüler hariç, her Türk vatandaşımıza yer vardır. Türkiyemizin sosyal hukuk devleti olması, din ve vicdan hürriyetinin yaşatılması, Türk töresiyle eşdeğer olan laikliği, demokrasiyi koruyarak bilinçli toplum, şuurlu gençlik yetiştirmek için, desteklerinizi bekliyoruz.

Tüm vatandaşlarımıza Anadolu Kültürünü temsil eden Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin ifade ettiği gibi: "Sevgi varken nefret niye / Barış varken savaş niye / Kardeşlik varken didişmek niye / Dostluk varken düşmanlık niye / Hoşgörü varken bağnazlık niye / Özgürlük varken tutsaklık niye / Adalet varken haksızlık niye" diye çağrıda bulunuyoruz.

Çağrımız, haksızlıklara karşı susmamak, öz vatanımızda onurumuzla yaşamak, Türkiye'mizi ileri ülkeler seviyesine yükseltmek için canla başla çalışmaktır. Her birimiz ülkemizde olup bitenlere seyirci kalamayız! Ülkemizde siyasi istikrar sağlanamamış, vatandaşlarımızın sorunlarına çare bulamamışlardır. Türk kültürü ve Cumhuriyet değerlerimize gereken özen gösterilmemiş, toplumda tarih şuuru ile örf ve adetlerimiz korunamamış, toplumda sürekli endişe duyan, gelecekte ne olunacağı bilinmeyen sosyal denge ve ekonomik durum bozulmuş, vatandaşın alım gücü düşmüştür. Türk parasının değeri azalmış, insanlarımızın refah düzeyi de gittikçe azalmıştır.

Deniz, su ve maden kaynaklarımız, tarıma elverişli araziler değerlendirilememiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan yurdumuzda denizlerin, akarsuların iktisadi bir sektör olma özelliği gençlerimize öğretilememiştir.

Değerli Gençler,

Ülkemizde törenlerle birçok kütüphane açılıyor, ama araştırmalardan öğreniyoruz ki: Kitap, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor. 85 Milyon nüfusumuz olmasına rağmen 1,5 milyon gazete satılıyor. Eğitim sistemimiz maalesef meslek kazandırmaya yönelik değil!. Diplomalı işsizler ordusu üretiyoruz. Bilimin, sanatın, insanı ilişkilerin, müzik ve sporun, çalışma kültürünün ve yeni fikirlerin üretilmediği bir eğitim ile nereye kadar gideriz?

Özellikle cahil ve yoksul bir toplum yarattılar.

Bu bozuk düzeni değiştirmek gibi hedefi olmayanlara karşı Sizlerle beraberiz.. "Bizden- Sizden" anlayışıyla izlenen politikalar her alanda işlerliğini korumuş, siyaset ve bürokrasi arasında "Tekelci zihniyet" hakimiyeti ile ne üniversite öğrencilerinin yurt sorunları çözülmüş, ne de "sosyal denge" sağlanabilmiştir. 

Türkiye'nin "Yeni Dünya Düzeninde" atılım yapabilmesi ve yerinde olabilmesi için, eğitim, öğretim ve teknolojide Beyaz devrim'e, Deniz, akarsular ve gökyüzünde Mavi devrim 'e, tarım ve gıda güvenliğinde Yeşil Devrim'e, yüksek sanayi ile enformasyonda Siber Devrime, güvenlikte ise Gri Devrime ihtiyacı vardır. Ülkemiz kişisel hırs ve temayüllerle değil, krallık anlayışıyla hiç değil, kurumlaşmış yapılarıyla ve hukukun üstünlüğü ve kurallar bütünüyle 21., 22 . yüzyılda global politikalarla yerini almak zorundadır.

Devletine- Milletine yabancılaşan bir toplum ile Türkiye bunalımlardan kurtulamaz!

Özellikle, günümüzde moda olan "Devletsiz, Milli Kimliksiz, Vatansız, Sınırsız ve Bayraksız bir Müslüman" olma arayışıdır ki, bu ifadeler kasıtlı olarak kullanılmaktadır. Gençlerimize tavsiyem, Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık'ın "Coğrafyadan Vatana" adlı eserini mutlaka okumalıdırlar. Vatan, bir milletin hatırasının, birikimlerinin yer aldığı, nesilden nesile geçen, milli kültürün yaşatıldığı, milli kültüre ev sahipliği yapan, bedel ödenerek, şehitler verilerek elde edilen kutsal bir mekandır.

Atatürk'ün şu sözü hepmizin ilham kaynağı olmalıdır: "Bizim milliyetperverliğimiz, başka milletleri küçümsemeyen, mağrur olmaya yer vermeyen bir milliyetçiliktir." Bizlerin milliyetçilik anlayışı, Türkiye'yi diğer ülkelere kapatmak değildir, dış politikadan, çevreye kadar ülke çıkarlarını korumak, milli kültürü koruyarak geliştirmektir. Çağımızın yükselen bir değeridir. Dünyayı eşit, adil, anlamlı ve istismar edilmeden paylaşabilecek şuur ve olgunluğa erişmektir. Milliyetçilik, "uydu" olmamanın sigortasıdır.

Her insanımız "tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik" değerlerini yaşatmalı, toplumsal gelişimi, Atatürk'ün akıl ve bilim yoluyla tamamlamalı, yenilikçi, kalkınmacı anlayışla, katılımcı, Ahiler gibi paylaşımcı,Yunus Emre'nin insan sevgisiyle, dayanışmacı bir ruh ile güzel bir gelecek kurmalıdır.

Sorgulayan, özgür düşünen Türk Vatandaşlarımızla "Ortak Aklı" oluşturmak için "Halk Meclisleri İstişare Toplantılarına" önem veriyoruz. "Kimsesizlerin Kimsesi" olarak adlandırılan Atatürk Cumhuriyeti, "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" diyerek, din, mezhep, etnik ayırım gözetmeksizin herkesi kucaklamıştır. Mustafa Kemal Atatürk, "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir." demek suretiyle ayrışmaları kökünden çözmüştür. Gençleri vatanımız için ümit kaynağı olarak gören Atatürk, "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." der. Kurduğu Cumhuriyet içinde şunları ifade eder: "Yaptığımız işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir." Çağdaş Cumhuriyet Yönetimi demek, özgür birey, hukuk kuralları, sorumlu toplum, şeffaf devlet ve hesap verebilen yöneticiler, demektir..

 Demokratik, askeri vesayet diyerek Milleti kandırarak siyaset yaptığını söyleyen, siyaseti "Yolsuzluk, Yalancılık, Kayırmacılık, Sivil vesayet, köşe dönme ve soygun, devleti parti devletine çevirme, toplumu kutuplaştırma, orta sınıfı yok etme, milleti fakirleştirme" seviyesine indiren kirli siyasetten kurtulmak için, doğru ve dürüst, samimi ve çalışkan insanların Türkiye siyasetine damga vurma zamanı gelmiştir.

Türkiye, ileriyi göremeyen, kendi çıkarlarını Devletimizin ve Milletimizin önünde gören sorumsuz siyasetçilerden kurtulmalı, yerini genç düşünen, genç beyinli İnsanlara bırakmalıdır. Tembel ve hantal yapıdan kurtulmalı, üretime, milli ekonomi ve teknolojiye önem verecek bir seferberlik başlatmalıdır. Milli Egemenliğin de, milli eğitimin de, milli stratejinin ve milli savunmanın da hedefi budur. Atatürk'ün Bizlere yaptığı şu uyarıyı da hiç bir zaman unutmayalım:

"Kendi benliğine ve milliyetine sahip olmayan milletler diğer milletlere av olur."

Saygılarımla.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.