İnsanlar doğuyor, büyüyor, yaş alıyor ve yıllar yıllar geçtikten sonra ihtiyarlıyor.. Doğanın kanunu bu, ki hepimiz biliyoruz .
Ekonomik İmkânı olan bazı insanlar yaşlılık günlerini Huzurevlerinde geçiriyor; ya kendi istekleriyle, ya kimsesiz olduklarından, ya da evlatlarının ilgisinden yoksun olduklarından.. Bazı kişiler de evlatları olsa dahi kimseye yük olmamak, yaşıtlarıyla beraber olabilmek için tercih ediyor Huzurevinde konuk olmayı..
Arkadaşımın halası Ankara'da bir Huzurevinde konuk olarak kalıyor .
Kendisini defalarca ziyarete gittim O arkadaşımla..
Huzurevi binasının giriş katında duvarları camdan oluşan geniş ve ferah bir lobisi var.. Lobinin ortasında bir süs havuzu; Ve cam duvarların dibinde, havuzun etrafında masa, sandalyeler huzurevi sakinlerinin sohbet salonu olan bir yer.. Binaya girince, danışma kabini dışında bu aydınlık kısım karşılıyor ziyaretçileri..
Belli yaş üstü amca ve teyzelerin olduğu bu lobi kafedeki sohbetler de dinlemeye değer.
Birbirleriyle olan diyalogları, buğulu gözlerle anlatılan anıları, memnuniyetleri, şikayetleri ve artık ortak konular şekline gelen paylaşımları.
Her gittiğimde o lobideki bütün yaşlıların masalarını ziyaret ediyor ve sohbetler ediyorum.
Hatırlarını soruyorum, benden bir istekleri olup olmadığını öğrenmek istiyorum..
Gönüllerini almak için gittiğim masalarda grup grup oturan o insanları ilk tanıdığımda, o hüzün veren önyargılarımdan kurtuldum, zira kendi istekleriyle gelenler çoğunluktaydı..
Herbirinin ayrı öyküsü var ve ben sormadan kendileri anlatma ihtiyacı hissediyorlar.
Gençliğinde bürokrat, öğretmen, bankacı, sanatçı, serbest meslek erbabı gibi birçok meslek gruplarından gelmiş; kibar, centilmen insanlar.
Oturduğum masadaki teyzelerden birisi anlatmaya başlıyor kendisini;
- Evladım; ben de genç ve güzeldim bir zamanlar..
Evlendim, çocuklarım da oldu, eğer eşimi kaybetmemiş olsaydım gelmezdim buraya, birbirimize can yoldaşı olmaya devam ederdik..
Bir diğer amca;
- Ben de eşimi kaybettim, çocuklarım da ilgilenmeyince buraya geldim.. diyor ve ekliyor "yanımda duran hanımla da bu huzurevinde evlendim.."
Bir diğer teyze;
- Ben, hiç evlenmedim, çoluk çocuğumda yok, kimsem olmadığı için buraya geldim.. Burada çocuklu arkadaşları görünce çocuğum yok diye üzülmüyorum artık, hayırsız olacağına hiç olmaması daha iyi...
Başka bir teyze;
- Ekonomik durumum iyiydi benim, çocuklarıma dağıttım fakat para bitti, para bitince de çocukların bana olan ilgisi de bitti.
Öteki amca;
- Benim burada ne işim olurdu be çocuğum; param pulum olsaydı kapışırdı beni evlatlarım, olmayınca kuru maaşımla buraya geldim, ne arayanım var ne de soranım..
Başka başka hikayeler dinledim..
Hepsi geçmiş günleri duygulanarak ve bazen de gözleri dolarak anlatmaya başlıyorlar..
Hepsinin ortak isteği "biraz ilgi ve sevgi.." Genel anlamda mutlu ve huzurlu olduklarını söyleseler de hep geçmişteki evlerinin, rahmetli olmuş eşlerinin özlemi içindeler ..
O lobi, çaylar ve kahvelerle birlikte; sohbetler, kaynaşma, dertleşme, didişme ve şakalaşmaları olan sevimli ihtiyarların oturma odası gibi..
Diyorlar ki; "gündüzleri hep beraber yemek öğünleri, sohbetler iyi de tek başımıza odalarımıza çekilince sabahlar olmak bilmiyor. Geceleri insanın geçmiş hayatları hep film şeridi gibi aklına, gözüne geliyor.."
Ve nasihat veriyorlar;
"..nasıl olsa yaşlanacaksınız (Allah ömür versin) bunun için gençliğinizin kıymetini bilin, olur olmaz şeylere üzülmeyin, imkânlar dahilinde yeyin, için, bol bol da gezin..
Sizi üzen insanlardan uzak durun, haketmeyen kimseye dostluğunuzu vermeyin, 'kim ne der' diye hayatınızı bloke ettirerek yaşamayın ..
Önce kendinizi sevin, haketmeyen kimseye gereğinden fazla değer vermeyin.. Hesabınızı bilin, fakat yaşamak için tasarruf edin, biriktirip öbeklemek için değil.."
Birçok teyze de; "bol bol gülün, korkmayın yüzümde çizgi olur diye, gülmesen de oluyor zamanla o çizgiler, sen gülmediğinle kalırsın.." diyor ..
Tabii ki sağlık şikayetlerini de anlatıyorlar fakat o kadar kalender, sebatkar ve alçak gönüllü insanlar ki, "olsun buna da şükür" diyecek kadar..
Huzurevi binasında sosyal akyivite odaları da var, örneğin elişi uğraşıları da çok güzel.
Ayın belli günlerinde TRT sanatçılarının gelip Onları şarkı ve türküye doyurduğu, bazen halk dansları topluluğunun gelip eğlendirdiği günleri oluyormuş, çok da memnunlar..
Oradaki tüm huzurevi sakinleri, konukları ilgi ve sevgi istiyorlar..
Ara ara zamanı olan insanların Onları ziyaret etmeleri çok da güzel ve iyi olacaktır .
Yarın içimizden birilerinin de gelecekte huzurevine konuk olmayı tercih edebileceğimizi düşünerek..
Her yerde huzur bulmak,
Huzurlu günler yaşamak umuduyla..
Sevgiyle kalın ..