Hayat, bizler planlar yaparken, yaşam şartlarıyla boğuşurken, nasıl da ilerlediğini bir türlü anlayamadığımız bir nesnel varlık sanki.. Daha "ne oldu" demeden önümüzden geçip gidendir. Hayatı güzel yaşamak ise, yağmuru pencereden seyretmek yerine, dışarı çıkıp o yağmurun altında dansetmeyi bilmek, hiç olmazsa düşleyebilmektir..
Hayat tabii ki aile, arkadaş, eş ve dostlarla yaşandığında daha güzeldir.
Bu yönden dostluk da hayat gibi değil midir ?
Kırmadan, incitmeden, üzmeden, sevgiyle yaşanırsa daha güzel..
Kendine güvenen insan daha güçlü yaşar bu dünyada diyenler olur bazen;
O halde hayat, biraz da kimsenin etkisinde kalmadan kendi doğrularına göre ve özgüvenle yaşanırsa daha mutlu ve onurlu değil midir ?..
Hayat bir kez sunulmuş şans ise ötesi yok.
Yarısını tecrübesiz, toy olarak yaşasak da, ikinci yarısını “bugünkü aklım ve tecrübem olsa şöyle yapardım, böyle yaşardım” gibi “keşke”lerle geçirmektense, dünü ve o aklı bırakıp da yarınlara yönelmek, yeni hedefler düşlemek ve harekete geçmek en iyisi değil midir ?..
Hayatın bizlere yüklediği sorumlulukları da bahane edip, yapmak istediğimiz, kendimize ait istekleri ertelemez miyiz hep.. Önceliklerimiz yer değiştirdiği için en sona kendimizi koyarak hayatı hep ertelemez miyiz..
Kimilerine göre hayatı yaşamak sadece nefes almak ve vermek, yemek ve içmek, uyumak ve kalkmak, çalışmak ve yorulmak..
Oysa birilerine göre de her anının tadı çıkarılması gereken bir fırsatlar, nimetler süreci..
Ekonomik şartların ağırlığı altında kalmak gibi engeller de vardır tabii ki.. Fakat bazen güneşli bir havada yürüyüş de güzeldir, sevdiklerimizle yapılan bir kahve keyfi gibi.. Geriye bakakalıp da sızlanmak yerine bu kadar basit olan konuları bari, becerebilmek önemli..
Aslında, gün bitiminde “bugün kendim için ne yaptım” diye düşünüp, yarına da program yapıp, “yarın kendim için ne yapmalıyım” demek de önemli.. Hayata bir şeylerin renk katmasını beklemektense, o renklere koşmak gerek.. Bazen çok basit görünen şeylerden dahi mutlu olmayı bilmek gerek. Haydi..; kendimizin ve bizden sonraki nesillerin yarınları için biraz renk katalım hayatımıza. Kendi hayatlarımıza “ne oldu da böyle” deyip sızlanmak yerine ve gelecek nesillerin de hayatsız hayatlar yaşamamaları için seçimlerimizi düzgün yapalım; biraz açık mavi, biraz toz pembe, biraz kırmızı, biraz da papatyaların o bembeyaz renklerini katalım hayatımıza..
Bugünlerin ve yarınların hepimiz için daha güzel olması için de, haydi güzel şeyler düşünelim, güzel şeyler hedefleyelim ve güzelleştirelim şu gri - puslu dünyayı.. Biraz heves, biraz hayal gücü ve biraz da özgüven.. Bunlar öyle zor şeyler de değil..
Yarınlardan hayır görmek için, haydi biraz neşelenelim, biraz gülelim, çok fazla da güzel şeyler düşünelim..
Ve o umutlarla dolu yarınlara “hayır” lı adımlar atalım.. Hepinize hayırlara vesile “Hayır” lı adımlar diliyorum..
Ve tabii ki önce sağlıcakla kalın..