Bu gün Babalar Günü.. Baba olmayanlar baba olsun, baba olanlar kıymet bilsin, babalar günü de kutlu olsun.
Hepimiz için babalarımız kıymetlidir. Ancak bir erkeğin herkese göre iyi birisi olması değil, öncelikle iyi bir baba olması, iyi bir eş olması kadar önemli.
Yıllar önce babalar gününe ait birçok sempatik anılarımız vardır ki, benim de öyle. Bugün hayatta olmayan canım babacığımla ilgili bu özel güne ait tebessüm ettiren bir anım var. Onu anlatayım bugün Sizlere.
Babalar gününün öncesinde ona alınacak hediye planlanır, çoğu zaman anneden de tüyo alınır.
O yıl da Babalar Günü yaklaşmaktaydı. Yine her zaman olduğu gibi kardeşler arası fısıltılı bir hediye konusu.. Güya babaya hissettirmeden, sürpriz özelliğini yitirmesin diye gizli saklı yapılan bir program..
Oysa ki daha liseli yıllar ve kendimize ait ekonomik bir kazancımız da yok. Babamızın bizlere verdiği harçlıklardan arttırıp, yine ona alınacak bir hediye. Mütevaziliği gereği bu durumu fark ettiği halde hiç de bozuntuya vermeyen babalar.. Benim babacığım da tıpkı böyle yapar; bizim o çocuksu heyecanımızın nedenini bildiği halde hiç de fark etmemiş gibi davranırdı. Neyse..
Biz üç kardeş harçlıklarımızı birleştirdik, annemizden de takviye destekle çarşıya gittiiiik.. Ve babamıza hediye almak için mağaza mağaza geziniyoruz. Ne alacağımızı belirlemiştik fakat en güzeli olsun, kaliteli ve şık olsun diye bakınıyoruz.
Paranın limiti belli olduğu için alacağımız hediyeler de sınırlı. Gömlek, kravat, kemer, cüzdan gibi..
Neyse girdik bir başka mağazaya ve babamıza yakışacağından emin olduğumuz bir gömleği aldık. Ona uygun bir kravat ile bir de tıraş losyonu.. Her birini gösterişli hediye paketleriyle süslü mü süslü hazırlattık.. Ayrı ayrı poşetlere koydurduk ve iş tamam.
Bu arada çarşıya çıkmışken biraz da kendimize bir şeyler bakalım diye geziniyoruz.. O mağaza senin, bu mağaza benim.. Arada yemek molası ve tekrar alışveriş turları..
Özel gün öncesi insan trafiği yoğun, hangi mağazaya girseniz kalabalık. Erkek kardeşim zaten bu trafiği sevmediği için gelmedi bizlerle. Kız kardeşim ve ben üstlendik bu mühim görevi. Kardeşim giysi denerken, ben elimdeki çantalarla oturup bekliyorum.. Ben giysi denerken kardeşim.. Derkeen...artık alışveriş bitti, ellerimizde poşetlerle eve dönüş başladı..
...
Ertesi gün olmuştu ve kahvaltı sonrası heyecanla babamızın elini öpüp hediyesini verecektik. Çocuksu bir heyecanla dizildik üç kardeş boncuk gibi..
- Canım babamız Babalar Günün Kutlu Olsun..
Sırayla elini öptük ve hediyelerimizi verdik.. Heyecanla paketleri açmasını bekliyoruz.. Umarım beğenir diye bir merakın da içindeyiz. Sakin sakin her zamanki nazik tavrıyla paketleri estetik bir şekilde açtı babacığım.
Veee... Büyük paketin içinden abiye bir hanım giysisi!..
Diğer paketten de bir hanım ayakkabısı!!..
Hepimiz peşpeşe şoklar içerisindeyiz, şaşkınız.
“Ama nasıl olur bu?..” diyerek de mırıldanıyoruz..
Fark ettik ki mağazalardan birinde o kalabalıkta çantaları birilerininki ile karıştırdık..
Babam şirin bir tebessümle “olsun, canınız sağ olsun olur böyle şeyler üzülmeyin” diyor fakat gerçekten çok şaşkın ve üzgündük. Neyse ki çantama koyduğum tıraş losyonu kalmıştı bir tek.. Onu babamıza verdik ve hepimiz anne ve babamızın tesellisiyle gülümsemeye başladık ve ardından da kahkahalar tabii..
..
Hiç unutmam böylesine dalgınlık yapıp güzel günü mahvettiğimizi..
Ne mi oldu?
Elimizdeki çantaları hangi mağazada karıştırdığımızı bilemediğimiz için, bayan elbise ve ayakkabıları bizde kaldılar.
Ve bir yıl sonrasında “Lise mezuniyet töreni”nde ben giydim o elbiseyi, çok da güzel oldu.
Babacığım da olgunlukla şöyle demişti..
- Benim güzel kızım bak bu yıl babalar günü hediyesiyle mezuniyet törenine gittin.. Bir taşla iki kuş misali...
…
Hayatta olmayan babaların da ruhu şad olsun bu özel günde.
Unutkanlıklarımız böylesine sempatik sonuçlar doğursun hep.
Yeter ki hayatta olan olmayan anne babalarımızı hiç unutmayalım.
Sağlıkla, saygıyla, sevgiyle kalın..