Türk Modernleşme Hareketi ve süreci devam ederken, zaman zaman otoriter eğilimli yöneticiler, cehalet ve din istismarı yapan idareciler ve vizyon eksikliğine sahip anlayışlar yüzünden kesintiye uğramıştır.
100.Yılına giren Modern Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşam biçimi olarak olması gereken demokrasi, hukukun üstünlüğü, bilim ve teknoloji, refah ve huzur henüz toplumumuz da tam olarak oturtulamamıştır. Demokratik kurumlarımız sağlıklı işlememekte, kuvvetler ayrılığı gerçekleşmemekte, hukuk devleti ilkeleri sistem haline getirilememekte, akılcı, sürdürülebilir, üretici, ekonomi politikaları uygulanamamaktadır.
Halbuki Türkiye'nin istikrarlı kalkınma yoluna devam etmesi için çağdaş demokrasi araçlarının, katılımcı, insan kaynaklarının verimli kullanılmasına ihtiyaç vardır. Her şeyin en iyisine layık olan Türk Milleti'nin refahı, huzuru, güvenliği, hayat boyu eğitim ve öğrenimi için her alanda demokratik ilke ve temayüllerin iyileştirilmesi gerekir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile yol alan “Muasır Medeniyete Ulaşmak ve Yaşamak Ülküsü”ne yeniden sarılmak, barış ve huzur içinde dış politikada aklı selim ile hareket edip, iç politikada da demokrasiyi yerleştirmek zorundayız. Her kesim, her siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları kendiyle yüzleşmeli ve doğru istikamete doğru 19 Mayıs’ta Samsun’a nasıl ilk adım atılmış ise, yeni ilk adımlar da azim ve kararlılıkla atılmalıdır.
Çünkü, Türk Milleti’ni birlikte yaşatacak, huzur ve barışı sağlayarak ileriye götürecek sistem Demokrasidir.
İnsanlarımızın onurunu koruyacak, onlara güç, aşk, ümit verecek, ülkemizin her bakımdan itibarını yükseltecek sistem demokrasidir.
Günümüzde Particilik vesayetiyle teneffüs ederek yaşayanlara dur demek lazımdır!
Ülkemizde yaşayan her insanımızın temel hak ve hürriyetinin korunması, din, inanç ve vicdan hürriyetine sahip olması iç barışın korunması şarttır. Bu bakımdan Demokrasi, adalet ve huzur ortamını sağlayan en iyi zemindir, bir güvencedir ve iyi bir yaşam tarzıdır.
Sonuç olarak, hukukun egemen olduğu, milli egemenlik haklarımızın korunduğu, mutlu bir toplum ve geleceğinden emin bir gençlik için, sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleşmesi ve gerçek liyakatli Türkiye Sevdalılarının iş başına geçmesiyle, Türkiye’nin sorunlarına kalıcı çözümler üreten akıl ve bilim zihniyetiyle buluşmak için elbirliği ile çalışmalıyız.
Her meslekten, her alandan sanayicisiyle, çiftçisiyle, esnafı ve genciyle yeniden atılım sağlamalıyız. Yeniden Demokrasi kuralları her alanda yaşamalı!.
Otoriter rejimler değil Demokrasi,
Yaşasın Demokrasi!