Savaş Yüreklilik Değil, Korkaklıktır.
Dünya kurulduğundan bu yana devam eden savaşlar kimseyi mutlu etmemiştir. Aslında savaşların kazananı da yoktur; ekonomik kayıplara neden olsa da, kaybedilen canlara yazık.
Savaşlardan en çok da çocuklar etkileniyor ve beni de üzen bu nokta.
Ukrayna’da savaşın travmatik etkilerini yaşayan savaş mağduru çocukları izliyoruz. Rus ordusu tarafından düzenlenen saldırılar sonucu yüzlerce çocuk hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı ve savaş sona ermedikçe bu sayılar artmaya devam edecek ne yazık ki.
Fiziken yaralanan çocuklar dışında sağlıklı kalan çocukların da hepsi ruhen yaralı kalacak.
Savaştan kaçan Ukraynalı kadın ve çocuklar ülkemize de sığınmacı olarak geldiler. Bu da o çocuklar için ayrı bir acı.. Anlam veremediği savaş denilen illet bir kavgadan kaçıp, sevdiklerinden uzak kalarak başka bir ülkeye sığınmak, ağır bir psikolojik travma o miniklere. Evlerinde aileleriyle birlikte, huzurla, sıcak yatağında olması gereken o minik yüreklere, bunları yaşatmaya kimin hakkı var.
Ukrayna'daki yetimhanelerden çok sayıda yetim çocuk ve beraberinde bakım personelinden oluşan yetişkinler de ülkemize sığınmacı olarak geldiler. Savaş devam ettiği sürece sayıları da giderek artacağa benziyor.
Ve uzun yıllar sürecek psikolojik travmayla hayatını sürdürecek olmaları, onların asabi, sabırsız, ürkek birer yetişkin olmalarına neden olacak maalesef.
Siyasiler savaşları çıkarmasa, silah tüccarları zengin olmasa, insanlar da ölmese keşke. Hiçbir çocuk savaşlara şahit olmasa, savaşın aldığı canlarla öksüz yetim kalmasa, yarınların umudu çocuklar canlarından olmasa.. Ve her yerde savaş yerine barış olsa..
Savaş kararı almadan önce en çok da yarınlarını çalacağınız çocukları düşünün beyler. Onlar savaşın ürkütücü seslerini duymak yerine barış şarkılarıyla büyüsün. Ölümden kaçmak için oksijensiz, rutubetli sığınaklarda yaşam savaşı vermesinler. Anlam veremedikleri savaşı tanıtmayın onlara..
Desem, desem de kimlerin umurunda ki?.. Gözünü dünyalık hırslar bürümüş siyaset adamlarının mı, silah tüccarlarının mı, çocuk ve organ kaçakçılarının mı?..
“Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek adına 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme" imzalanmış ve o tarihten günümüze 20 Kasım 'Dünya Çocuk Hakları Günü' olarak ilan edilmiştir”
Çocuk hakları bunun neresinde?
Bir kez daha Nazım'ın sesine yöneliyorum çaresiz;
"Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman,
Çocuklara kıymayın efendiler"
..
Sağlıkla, saygıyla, sevgiyle BARIŞ içinde kalın.