4 Kasım 1987'de Yunanista'da Yargıtay, aldığı bir kararla Batı Trakya'da Türk yoktur düşüncesiyle, Gümülcine Türk Gençler Birliği ile Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği'ni kapattı. Hakların gasp edilmesine dayanamayan Türk Azınlık haklarını duyurmak amacıyla bazı girişimlerde bulunmak istedi. Çünkü 30 Ocak'da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Turgut Özal ile Yunanistan Cumhuriyeti Başbakanı Andreas Papandreu da İsviçre'nin Davos Kentinde resmi bir görüşme yapacak idi..
1988 - 90 yıllarında Türk Azınlıklara ait işyerlerinin yağmalanması, yakıp yıkılması, ayrımcı ve kutuplaştırma siyaseti ile Türkçe yayın yapan gazetelerin ceza almaları, sivil toplum örgütü levhaları dan "Türk" ibaresinin çıkarılması, Batı Trakya'da yaşayan Türklerin haklı isteklerini dünyaya duyurma gayretine zorladı. Bu olaylar karşısında Batı Trakya Türk Azınlık Yüksek Kurulu Yürütme Komitesi kurularak aşağıdaki kararlar alındı:
1.Türklüğü inkar eden kararlar Lozan Antlaşmasına imza atan garantör devletlere bildirmek,
2. Türklüğü yok etmek isteyen kişi ve kurumları uluslararası demokratik ve insan hakları ile ilgili kuruluşlara haber vererek şikayet etmek,
3. İslam ülkeleri temsilcilerine kuruluşlarına bugün "milliyetimiz giderse, yarın da dinimiz gider" şeklindeki şövenist düşünce ve fikrini duyurmak,
4. 29 Ocak Cuma günü, Cuma Namazından sonra Gümülcine Eski Camii önünden yürüyüş tertip etmek,
5. Tüm azınlık okullarındaki öğrencilerin de 1-3 şubat arasında üç gün okullarına gitmemeleri sağlayarak haklı mücadeleyi bütün dünyaya duyurmak,
Son olarak da yukarıda yazılı beş maddenin bütün azınlık gazetelerinde ve basında yayınlanmasını sağlamak idi.
Güvenlik güçleri her türlü engelleme yapmasına, Cuma Namazını yasaklaması ve yolları kapatmasına rağmen, gerçekten genç yaşlı kadın demeden kendini Türk Azınlığın mensubu sayan herkes İskeçe, Dedeağaç Dimetoka ve Gümülcine'den gelerek Gümülcine Eski Cami önünde toplanmışlardır. Ama birçok tutuklamalar olmuş, demokratik yürüyüş engellenmiştir. Olaylar sırasında sabır ve metanetle hareket eden Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı ve Yürütme Komitesi Başkanı Rodoplu İsmail Molla, Milletvekilleri Ahmet Faik oğlu ve Mehmet Müftüoğlu ve ismini yazamadığım kanaat önderlerinin girişimleri takdire şayandır. Özelikle İskeçe Müftüsü Mustafa Hilmi' nin 29.01.1989 Gümülcine eyleminde yaralanmaların çoğunun başında yanlış yazıldığına yürüyüş güzergahı ve yerinde hiçbir yaralanma hadisesinin olmadığı ile ilgili resmi dilekçeye istinaden önlemlerin alınmasını istemesi de etkili olmuştur.
Türk azınlık olarak Yunanistan da yaşayan Batı Trakya Türkleri için 29 Ocak "Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma" olarak kutlanmakta ve anılmaktadır.
Batı Trakya Türkleri görmüş ve yaşamış oldukları baskı ve asimilasyon politikalarına haklı olarak karşı koymakta ve 21. yüzyılda "insan gibi" yaşama isteği ile kendi öz kimlik ve kültürleriyle yaşama arzusu taşımaktadır. Yüksek Türklük Şuuruna sahip olan Batı Trakya Türkleri, önderleri Bağımsız Milletvekili Dr. Sadık Ahmet'in haklı mücadelesini sürdürmeye ve yaşatmaya azimlidir, hazırdır.
29 Ocak 1988'de yapılan protestolu eylemler, Türk Azınlığın gücüne güç katmış, birlik ve beraberlik daha da perçinlenmiştir. Yıllardır sağlanamayan siyasi birlik sağlanmış, ama Batı Trakya Türkleri'nin sorunları hala çözüme kavuşmamıştır.
Artık ciddi, ayağı yere basan uzun soluklu projeler üretmek ve Batı Trakya'da yaşayan Türklerin refah düzeylerini artırıcı, dünya ile bağlantılarını geliştirici çalışmalar yaparak, kültürel mirasın korunmasına gayret göstermek, azalan nüfusu çoğaltmak hak, hukuk ve adaletle yaşamalarını sağlamak için fırsatlar yaratmak her birimizin görevidir.