Avrupa’da gücünün zirvesinde olan Kilise’nin başı Vatikan’da oturan Papa 2.Urban Doğu’daki zenginliklere gözünü dikmişti. Papaz Pierre Lermit ile Avrupa’yı dolaşarak Müslümanların elinde olan Kudüs’ün kurtarılması için bir ordu toplanmasını istedi. 1095’de toplanmaya başlayan ordu bir yıl sonra kutsal topraklara ulaşmak için yola çıktı ve 1097'de Bizans’a geldi.

Anadolu üzerinden geçen ordu Antakya'da Türklerle savaşmış büyük kayıplar vermişti. Kalan birliklerle Kudüs önlerine 5 Temmuz 1099'da geldiler. 10 gün sonra da kenti ele geçirdiler. O gün 70 binden fazla Müslüman’ı, 20 Binden fazla da Yahudi’yi katlettiler. Kudüs'te Krallık kurdular. 1187 yılına kadar yaklaşık 90 yıl süren bu krallığı Selahattin Eyyubi yıktı. Haçlı Ordusunu yendi ve kentte tekrar Müslümanların devri başladı. Haçlıların aksine Hıristiyan halka dokunmadı. Yaşamalarına izin verdi.

15 Temmuz 2016 Tarihinde ise Amerikan Destekli Fetö ülkede darbe girişimi başlattı. Amaç Türkiye’nin bir iç savaşa girmesiydi. Bu karışıklık içerisinde Türk Ordusunun büyük bir kısmı ve Atatürkçü subaylar bu darbeye katılmadılar. Halkın sokaklara çıkarak darbecilere karşı durmasının ardından darbe başarısız oldu. Ne yazık ki Asker –Sivil 249 vatandaşımız şehit oldu. Binlerce de yaralı olmasına rağmen darbeciler başarısız oldular.

Sayın Cumhurbaşkanımızın da halkı darbeye karşı çıkmaları için sokağa davet etmesiyle Amerikan Destekli darbeciler yakalandılar. O gece bu darbecilerin niyetlerinden habersiz askerlerden ölenler, yaralananlar ve tutuklananlar oldu. Bu noktada Fetö’nün emrinde olan subaylar yakalandılar. Davaları sürüyor. 265 davada cezalar verilerek davalar bitirildi. 30 civarındaki davalarda yargılamalar sürüyor.

Suriye gibi iç savaşın başlaması için harekete geçen ve bu konuda 40 hatta 50 yıldır çalışan ABD de kaybetti. Peki bu kararı kimler aldı? Alanlar Pentagon ve CIA'daki üst düzey generaller ve yöneticilerdi. Çünkü sonbaharda yapılacak seçimle başkanlıktan gidecek olan Obama’nın pasif olduğu biliniyordu. Bu noktada herkesin unuttuğu bir şey vardı. Darbeciler başarılı olduğunda Nato ile yapılan Gizli Anlaşma gereği ülkeye sınırsız bir şekilde Nato ve Amerikan Askerleri girecekti. Çünkü Türkiye başka bir ülke tarafından işgal edilirse, o zamanki başbakan Nato’dan asker talep edebilecekti. Her ne kadar bu anlaşma yalanlansa bile bu gizli anlaşma 15 Temmuz'dan sonra kaldırılmadı ise hala yürürlüktedir.

15 Temmuz 2016 gecesi sonrasında şunu düşündüm. Neden O gün? Tarihe baktık bulduk. O gün Kudüs düşmüş ve Müslümanlar katliama uğramış. O yüzden birçok önemli olayda tarihe bakmak lazım. Ya tarihteki önemli bir olayın yıl dönümüdür veya Hıristiyanlık ile Yahudilikteki kutsal bir olayın tarihidir.

15 Temmuz’daki darbe girişiminin suni olduğu yalanını da Amerikalılar uydurmaktadır. Bu noktada Türkiye’ye psikolojik harbin uygulandığını söyleyelim. Peki bu suni, sahte bir darbe ise yakalanan subaylar generaller neden 3 yıldır hapisteler, Mahkemelerde ağır cezalar aldılar. Alıyorlar? Bunu saçma teoriyi mantıklı olarak açıklamak bu iddiayı ortaya atanlara düşüyor.

Türkiye tarihinin en kötü olayını halkın ve ülkesini seven subayların sayesinde üstesinden geldiğini söyleyebilirim. O gece benim en üzüldüğüm şehit Ömer Halisdemir’dir. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı teslim almaya gelen Tuğgeneral Semih Terzi’yi vurarak darbenin gidişatını değiştirmiştir. Onun yanındaki askerlerde onu vurarak şehit etmişlerdir. Türk Milleti'nin unutamayacağı kahramanlar arasında yerini alan Ömer Halisdemir ve o gece şehit olanlara Allah'tan rahmet dilerim.

NOT: O gece Selimiye Kışlasından Tankların, kamyonların ve askerlerin çıkması gerekiyordu. Böyle bir şey olmadı. Bunlar olsaydı, benim evimin önünden ve aşağıdaki caddeden geçmeleri gerekiyordu. Çünkü 1. Ordu darbeye katılmamıştı. 1. Ordunun harekat alanı Çanakkale-Edirne ve İstanbul arasındaki bölgeyi kontrol edecek gücünün olmasıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.