Pamukkale Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı ve Türk Ocakları Denizli Şubesi Başkanı Prof. Dr. Turgut Tok, QHA'ya verdiği özel röportajında Millî Mücadele döneminde Denizli'nin yeri ve önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Pamukkale Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı ve Türk Ocakları Denizli Şubesi Başkanı Prof. Dr. Turgut Tok, Türk Millî Mücadele döneminde Denizli şehrinin yeri ve önemini, dönemin Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi önderliğinde tertip edilen tel’in mitingini ve Denizli ile ilçelerinde kurulan müdâfaa-i hukuk cemiyetlerinin faaliyetlerini Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.
"YUNAN İZMİR'E ÇIKTIĞINDA İLK TEPKİ DENİZLİ'DEN VERİLİYOR"
Denizli’nin Anadolu coğrafyasının 1000’li yıllardan itibaren kadim coğrafyalarından bir tanesi olduğunu belirten Prof. Dr. Turgut Tok, “İki Haçlı Savaşı’nın yaşandığı bir coğrafyadır. 1147-1148’de Haçlılara karşı Kazıkbeli Savaşı yapılmıştır. 1147’nin aralık ayının son haftasında Alman orduları, 1148’in ocak ayının ilk haftasında da Fransız orduları Kazıkbeli mevkisinde mağlup edilmiştir. 1176’da da Miryokefalon Savaşı’nın yaşandığı bir yerdir. İlk olarak 1070 yılında Afşin Bey tarafından fethedilen bir toprak.” ifadelerini kullandı.
Afşin Bey’in fethettiği dönemden sonra Denizli’nin geçici sürelerle el değiştirdiğini kaydeden Prof. Dr. Tok, “Son olarak 1206 yılında Mehmet Gazi tarafından fethediyor. O günden sonra da düşman ayağının basmadığı topraklardan bir tanesidir.” dedi.
Sevr ve Mondros Anlaşması neticesinde Anadolu’nun işgal edilme sürecinin başlaması sonrasında Yunan kuvvetlerinin İzmir'e çıkacağının öngörüldüğünü söyleyen Tok, “15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan İzmir'e çıkıyor. Yunan İzmir'e çıktığında ilk tepki Denizli'den veriliyor. ‘Bu topraklar bin yıldır atamızın toprağı; bu toprakları korumak, mücadele etmek kutsal bir cihattır’ anlayışıyla dönemin Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Bey önderliğinde Yunan'ın İzmir'i ve Batı Anadolu'yu işgalinin kabul edilmeyeceği ve bunun bütün dünyaya haykırılması için bir miting organize ediliyor.” şeklinde konuştu.
"BU MİTİNG, ANADOLU'DAKİ MİLLÎ MÜCADELENİN BAŞLAMASINDAKİ FİTİLİ ATEŞLEYEN KIVILCIMLARDAN BİRİDİR"
Söz konusu mitingin Denizli'nin önemli tarihlerinden bir tanesi olduğunu vurgulayan Tok, “Yunan Denizli’yi işgal etmemiştir, Denizli'ye gelmemiştir. Menderes Nehri sınırında kalmıştır. Sadece Buldan, Güney, Çivril, Bekilli ilçelerinin belli bölgelerinde Yunan kuvvetleri bulunmuş ama Denizli’nin bu tarafına geçememiştir. 15 Mayıs 1919 günü, Müftü Ahmet Hulusi Efendi önderliğinde Anadolu'da Yunan işgalinin kabul edilmeyeceği, buna Millî Mücadele'nin yapılacağının kıvılcımı yakılmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bayramyeri’nde gerçeklen tel’in mitinginin Denizli’nin tarihi günlerinden birisi olduğunu ve Denizli’nin üç ayrı bölgesinde toplanan kalabalıkların miting alanına yürüyüş gerçekleştirdiğini belirten Tok, mitingin önemini şu cümlelerle anlattı:
“Bayramyeri'nde Müftü Ahmet Hulusi Efendi sancağın altında tarihi bir konuşma yapıyor. ‘Bu mukaddes sancağın altında’ diye başlayan, ‘Muhterem efendiler’ diye devam eden ve Yunana karşı, düşmana karşı, işgal güçlerine karşı mücadele edilmesini telkin eden; bu mücadelenin bir mukaddes cihat olduğunu ilan eden bir konuşma yapıyor. Bu konuşmanın bir müftü tarafından yapılmış olması çok önemli çünkü o anda 15 Mayıs 1919’da İstanbul işgal altında, Sadâret işgal altında ve dönemin Şeyhülislamı Dürrizâde tarafından da verilmiş bir fetva var. İşgal güçlerine karşı mukavemet edilmemesi, Padişahın kontrolünde olayların devam ettiği noktasında bir fetva var. Millî Mücadele’ye, Kuvvacılara karşı bir fetva veriliyor, görüldüğü Kuvâ-yi Milliyecilerin katledilmesi emrini veriyor. Böyle bir emre, Denizli'de Müftü Ahmet Hulusi Efendi hayır diyor. Diyor ki, bu bir mukaddesatımıza saldırıdır. Millî Mücadele verilmelidir. Kuvâ-yi Milliye, Atatürk'ün etrafında toplanılmalıdır. Bu mukaddes bir cihattır. Şunları şunları yapmalıyız. Hatta çok böyle tüyleri diken diken eden bir cümlesi vardır o fetvasının sonunda. Bunları bunları yapınız. ‘Hiçbir şey yapamıyorsanız yerden üç taş alıp düşmana atınız’ diyor. Böyle bir iman, böyle bir vatan sevgisinin olduğu bir miting. Bu miting, Anadolu'daki millî mücadelenin başlamasındaki fitili ateşleyen kıvılcımlardan biridir.”
"DOST DÜŞMAN BİLSİN Kİ, HİÇBİR ŞEY YAPAMIYORSAK DA DÜŞMANA ATACAK ÜÇ TAŞIMIZ VAR"
Müftü Efendi’nin, “Üç taş alıp düşmana atınız.” cümlesinin hatırasının bugün Denizli'de hala yaşamakta olduğunu belirten Prof. Dr. Tok, “Denizli’nin yerli aileleri, esnafları -ki, benim evimin balkonundan da vardır- biz üç taş saklarız. Ya kapımızı arkasında ya balkonda ya da ana avlu giriş kapısının olduğu yerde üç taşımız vardır. Semboliktir. Bu şu demektir; dost düşman bilsin ki, hiçbir şey yapamıyorsak da düşmana atacak üç taşımız var.” ifadelerini kullandı.
Bayramyeri’nde gerçekleşen mitingi takip eden günlerde ilçelerde de miting ve nümayişlerin düzenlendiğini, müdâfaa-i hukuk cemiyetlerinin kurulup örgütlendiğini; asker toplama ve cephane temin etme noktasında faaliyet gösterdiklerini, Menderes’in karşısına geçip kahramanlıklar gösterdiklerini aktaran Tok, Denizli’nin Millî Mücadele’ye bir diğer katkısının ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla atanmış olan bir numaralı istihbarat subayı Fahri Akçakoca’nın çalışmaları olduğunu kaydetti.
"DENİZLİ ATATÜRK'ÜN VERMİŞ OLDUĞU MİLLÎ MÜCADELE HAREKETİNE BÜYÜK KATKILAR SUNAN İLLERİMİZDEN BİR TANESİDİR"
Yeni kurulan Cumhuriyet’in ilk istihbarat subayının da Fahri Akçakoca olduğunu söyleyen Prof. Dr. Turgut Tok, “Fahri Akçakoca'nın Yunanlıların yapmış olduğu büyük bir cephane ve askerî sevkiyatının istihbaratını Kuva-yi Milliye güçlerine, komutanlarına iletmesi noktasında bir önemli bilgi paylaşımı var. Ki, o istihbarat neticesinde cephane ve asker sevkiyatı trenle yapılıyor. Alaşehir bölgesindeki cephaneleri, askerleri ile birlikte imha ediliyor. Fahri Akçakoca aynı zamanda, Denizli Türk Ocaklarının bir dönem yöneticiliğini yapmış bir büyüğümüzdür.” dedi.
Prof. Dr. Turgut Tok, Denizli’nin millî mücadeleye olan katkıları bağlamında son olarak şunları söyledi:
“19 Mayıs 1919’da Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla birlikte Denizli ve çevresi, ilçeleriyle birlikte Atatürk'ün vermiş olduğu Millî Mücadele hareketine büyük katkılar sunan illerimizden bir tanesidir. Millî Mücadele’nin her aşamasında hem maddî hem manevî anlamda büyük destekleri olan illerimizden biridir. Ki, Cumhuriyet ilân edildikten sonra da Cumhuriyet’in yeni kazanımlarının halka tanıtılması ve halka iletilmesi noktasında da önder şehirlerden bir tanesi Denizli’dir. Cumhuriyet’in getirmiş olduğu aydınlık yenilikleri kabullenmede ve halka yansıtmada, günlük hayatta bunun işler hale gelmesinde önemli bir rol oynamıştır. Cumhuriyet’in ilk döneminde aydınlanma hareketinin önemli merkezlerinden biri Denizli Türk Ocaklarıdır. İlk tiyatro, Denizli Türk Ocaklarında hazırlanır ve oynanır, gazete ve dergiler çıkarılır. Hatta Denizli'deki ilk futbol kulübü de Türk Ocakları çatısı altında kurulmuştur. Hülasa, millî mücadeleye önemi katkıları olan şehirlerden biri Denizli şehridir.”