Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirdikten sonra oluşturduğu yönetimin Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki, bugün Ankara'ya geldi.

Muttaki liderliğindeki Taliban heyeti, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun daveti üzerine Doha üzerinden Türkiye'ye gitti. Önce İstanbul'a, oradan da tarifeli uçakla Ankara'ya geçen heyet, Dışişleri Bakanlığı'nda görüşmeler yaptı.

Görüşmelerin ardından Çavuşoğlu bazı açıklamalarda bulundu. Emirhan Muttaki ve heyetinin bazı görüşmeler için Doha'da olduğunu ve oradan Türkiye'ye gelmek istediklerini "dün öğrendiklerini" belirten Çavuşoğlu, "Biz uluslararası topluma, Taliban yönetimiyle angajmana girmenin önemini anlatıyorduk. Şu an herkes bu pozisyonda, tanıma farklı, angajman farklı bir şey" dedi:

"Acil insani yardımlar ulaştırılması gerekiyor. Kızılay olarak biz bu yardımları sahada ulaştırdık. Afgan ekonomisinin kesinlikle çökmemesi gerekiyor. Özellikle Afganistan'ın yurt dışındaki hesaplarını donduran ülkelerin de daha esnek davranması gerektiğini söylüyorduk. Bu konuda kendilerinden bilgi aldık.

"Herhangi bir boşluk olursa terör örgütlerinin saldırılarını artıracağını, DAEŞ'in Afganistan'da güçlendiğini görüyoruz."

Görüşmelerde Taliban resmen tanınmadığı için sadece Türk bayrağının yer alması da dikkat çekti.

Çavuşoğlu, Taliban yönetimine "tavsiyelerde bulunduklarını" açıkladı:

"Biz Batılılar gibi üst perdeden ders verir niteliğinde ön şartlar koşarak değil ama önemini anlatarak tavsiyede bulundu. Kapsayıcı olmaları gerektiğini bir kez daha söyledik. Kadınların iş hayatına katılması ve kız çocuklarının eğitime katılmasının öneminin altını çizdik. Bunun İslam dünyasının da bir beklentisi olduğunu tavsiye niteliğinde söyledik. Maarif Vakfı'nın 50 tane okulu var, 14 tanesi kızlar için açılmıştı. Bu okulların tamamında faaliyetlere başlaması gerektiğini de söyledik. Özellikle sağlık sektöründe kadınların tamamının işe döndüğünü de kendileri bugün söylediler."

'Havaalanlarının işletilmesi konusundaki beklentilerimizi anlattık'

Türkiye'nin bir süre önce kapanan Mezar-ı Şerif ve Herat'taki başkonsolosluklarının tekrar açılması konusunu da görüştüklerini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin uzun süredir talip olduğu Kabil Havalimanı'nın işletilmesi konusunun da görüşüldüğünü belirtti:

"Havaalanlarının işletilmesi ve düzenli uçuşların başlayabilmesi için güvenlik konusundaki beklentilerimizi, sadece bizim değil, tüm uluslararası sivil havacılık camiasının beklentilerini bir kere daha kendilerine anlattık.

"Kendileri de bizden insani yardımlar, yatırımların devam etmesi, TİKA'nın ve diğer kurumlarımızın kalkınma yardımlarının devam etmesi konusunda ricalarını ilettiler."

Taliban heyeti, dışişlerinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'na giderek Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'la görüşmelerine başladı. Heyet, Ankara'da Kızılay, AFAD ve bazı istihbarat görevlileriyle de görüşmeler gerçekleştirecek.

Muttaki, Taliban'ın Doha'daki ofisinde son haftalarda ABD ve Avrupa ülkelerinden gelen temsilcilerle masaya oturan heyetin de başındaydı. Aynı isim, Pakistan, Rusya ve Çin'den gelen temsilcilerle de Kabil'de bir araya gelmişti.

Eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilisi, sosyal medya üzerinden, Doha'dan İstanbul'a giden THY uçağının birinci sınıfında yolculuk yapan Muttaki'nin fotoğrafını paylaştı.

Kabil Havalimanı ile ilgili görüşmeler 'sürüyor'

Ziyaretle ilgili BBC Türkçe'ye bilgi veren ancak konunun hassasiyeti sebebiyle isminin verilmesini istemeyen Türk yetkililer, Kabil Havalimanı'nın işletmesi ile ilgili görüşmelerin sürdüğünü; Taliban'ın bu süreçte en önemsediği konunun uluslararası tanınırlık ve meşruiyet olduğunu söyledi.

Bu sebeple aslında Taliban yönetiminden, Muttaki'den daha üst düzey isimlerin Ankara'ya davet edildiğini; görüşmeler sonucunda davetin dışişleri bakanı düzeyinde olmasına karar verildiğini ve bu sebeple dışişleri bakan vekilinin gelmesine karar verildiğini belirtti.

Türkiye, Kabil'de büyükelçiliği bulunan ve diplomatların buradan eskisi gibi çalışmaya devam ettiği tek NATO ülkesi. Kabil'deki büyükelçilik görevlileri de, henüz resmi bir tanınma olmasa da, Taliban'ın oluşturduğu yeni yönetimle günlük olarak iletişimi sürdürüyor.

Sahada yürütülen bu temas sırasında da ABD başta olmak üzere uluslararası toplumla aynı yönde olan "kapsamlı yönetim, kız çocuklarına eğitim hakkı, kadın hakları" gibi meseleler konusunda mesajlar verilmeye devam ediyor.

Türkiye, bir yandan da hâlâ Kabil Havalimanı işletmesini kalıcı olarak üstlenmeye talip. ABD'nin Ağustos sonunda çekilmesinin ardından havalimanına geçici olarak -Taliban'ın da yakın ilişki içinde olduğu- Katar girmiş; geçici sistemler yerleştirerek havalimanında oluşan boşluğu doldurmuştu.Türkiye, Afganistan'ın hem insani yardımların geçişi, hem uluslararası toplumun temasının sürmesi için havalimanının uluslararası ulaşıma açılmasının önemini vurgulayarak Taliban'la bu doğrultuda görüşüyor. Bu süreçte Batılı müttefikleriyle de temas halinde.

Taliban da küresel ticarete katılabilmek, insani yardım alabilmek ve ekonomisini düzeltebilmek için havalimanının uluslararası ulaşıma açılmasını istiyor. Ancak bunun öncesinde, Afganistan'da meşru yönetim olarak tanınma arayışında. Havalimanı işletmesine talip olan Türkiye ile üst düzey görüşmelere de bu sebeple hep olumlu yaklaştı.

Örgütün üst düzey yöneticilerinden Molla Abdulgani Baradar, ABD ile çekilmeden önce yaptığı görüşmeler boyunca da "uluslararası alanda tanınmak ve yetkililerle temas kurmak istediğini" iletiyordu.

Benzer bir durum Taliban ile Çin arasında yaz aylarında da yaşanmıştı. Çin'in "Afganistan sınırındaki terör örgütlerini durdurma karşılığında yatırım yapma sözü verdiği" Talibanlı yetkililer, 28 Temmuz'da Çin'de Dışişleri bakanı Vang Yi ile görüştü. Ankara'daki kaynaklar, bu ziyaretin Çin'in Taliban'ı ikna etmek için yaptığı bir "meşruiyet gösterisi" olduğu görüşünde.

Taliban, tanınmalarının ve uluslararası sisteme angaje olmalarının hem ülkedeki IŞİD-H başta olmak üzere silahlı örgütlerin yeniden güçlenmesini hem de batıya göç dalgasını engellemek için kritik önemde olduğunu savunuyor.

Çavuşoğlu, bugünkü görüşmenin ardından "Bundan sonra daha fazla göçmen akını yaşanmaması için de neler yapabileceğimizi gerekenleri konuştuk." dedi.

Ancak ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke; tanınma için Taliban'ın şeriata dayalı ayrımcı ve zalim yönetiminin değişmesi gerektiğini ifade ediyor.Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da, Çarşamba günü yaptığı bir açıklamada Afganistan'da insani yardımlar için angajmana girilmesi gerektiğini belirtmiş ve "sistemin çökmesi durumunda bundan terör örgütlerinin yararlanacağını" savunmuştu.

Böyle bir kriz durumunda da milyonlarca Afgan'ın göç edeceğini ve yeni bir göçmen kriziyle karşı karşıya kalınacağı konusunda uyarıda bulunan Çavuşoğlu, kapsayıcı bir yönetim oluşturulması ve istikrarın sağlanması için "Taliban yönetimine telkinlerde bulunduklarını" söyledi.

Çavuşoğlu, dört ya da beş dışişleri bakanının yakın zamanda "Bunları yerinde görme, nasıl bir angajmana girileceğini görme açısından ve Taliban'a telkinlerimizi söylemek adına" Afganistan'ı ziyaret edeceklerini söyledi.

İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerden dışişleri bakanlarıyla ziyaretin ayrıntıları henüz görüşülürken Taliban heyeti, Türkiye'ye geldi.

BBC Türkçe