Suriye'de yeni oluşan hükümetin Geçiş Dönemi Devlet Başkanı Ahmed eş-Şera, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak bugün Ankara'ya geldi.
29 Ocak'ta Suriye'deki geçici yönetimin lideri ilan edilen eş-Şera için devlet başkanlığı protokolü uygulanmadı.
Eş-Şera Ankara'ya Türkiye'nin tahsis ettiği uçakla geldi.
Eş-Şera'nın, Suudi Arabistan'dan sonra ikinci yurt dışı ziyaret olarak Türkiye'yi seçerek Ankara ile ilişkilere verdiği önemi gösterdiği yorumları yapılıyor.
İki ülke arasında yapılacak en üst düzey temaslarda, Suriye'de yeni siyasi dönemin şekillendirilmesi, güvenlik konularında yapılacak işbirliği gibi konuların ele alınması bekleniyor.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eş-Şera'nın ülkedeki ekonomik toparlanma, sürdürülebilir istikrar ve güvenliğin tesisi için iki ülke tarafından atılacak ortak adımların değerlendirileceğini kaydetti.
Altun, görüşmelerde Suriye geçiş dönemi yönetimine ve halkına Türkiye'nin sağlayabileceği desteklerin ele alınacağını belirtti.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin eş-Şara ve heyetinin ziyaretiyle "güçleneceğine ve boyut kazanacağına" inandıklarını söyledi.
Heyet Tahrir eş-Şam (HTS) lideri olarak muhalif grupların 26 Kasım 2024'te başlattığı ve 8 Aralık'ta Beşar Esad'ın Suriye'den kaçmasıyla sonuçlanan saldırıyı yöneten eş-Şera, 29 Ocak'ta ülkenin geçiş dönemi Devlet Başkanı olarak atandı.
Eş-Şera, resmi unvanıyla ilk yurt dışı ziyaretini 2 Şubat'ta Suudi Arabistan'a yaptı.
Suriye'nin yeni liderinin ikinci ziyaret olarak Türkiye'yi seçmesinin sembolik ve tarihi önemine dikkat çekiliyor.
Türkiye, 2011'de başlayan Suriye iç savaşında muhalif gruplara en büyük desteği veren birkaç ülke arasında görülüyor.
Esad yönetimin devrilmesinin ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, Şam'a ziyaretler düzenlemiş ve geçiş döneminde Türkiye'nin destek vereceği alanlarda hangi adımların atılacağını ele almışlardı.
Ankara'dan uzman desteği
Ankara'da yapılacak temaslarda öncelikle yeni kurulacak siyasi sistemin ana unsurlarının ele alınması ve bu konuda Türkiye'nin verebileceği desteğin görüşülmesi bekleniyor.
Suriye Arap Cumhuriyeti adi altında varlığını sürdürecek olan ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması, üniter yapısının devam etmesi ele alınan başlıklar arasında olacak.
Eş-Şera daha önce yaptığı açıklamalarda, çalışmaların 4-5 sene kadar sürebileceğini, ülkedeki tüm farklı grupların katılımıyla başlatılacak siyasi sürecin kapsayıcı bir anlayışla ilerletileceğini kaydetmişti.
Ankara da bu sürecin tamamen Suriyeliler tarafından ilerletilip kararlaştırılması ilkesine bağlı olduğunu kayda geçirmişti.
Anayasa yazımı, siyasi süreçle ilgili yasal düzenlemeler gibi konularda uzman desteği verebileceğini belirten Ankara, bu konuların dışında da Şam'a desteğinin devam edeceğini vurguluyor.
Güvenlik işbirliği: Yeni orduya TSK desteği teklifi
Siyasi sürece paralel gelişen diğer önemli konu ise güvenlik işbirliği.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye tarafının talebi olması durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkede yeni bir ordunun oluşturulması konusunda destek sağlayabileceğini kaydetmişti.
Bu yönde ilk adim Ocak ayı sonunda Türkiye'den Suriye'ye giden üst düzey askeri heyet tarafından atılmıştı. Bu konunun eş-Şera'nin Erdoğan ile yapacağı temaslarda ele alınması bekleniyor.
Askeri işbirliğinin boyutu ve uygulanması, Suriye'de Fırat'ın doğusunda önemli bir bölgeyi kontrolü altında tutan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) geleceği açısından da büyük önem taşıyor. SDG, ABD'nin IŞİD ile mücadelesinde kullandığı en önemli yerel ortak olarak görülüyor.
Türkiye, SDG'nin ana omurgasını oluşturan Halk Savunma Kuvvetleri'ni (YPG) "terör örgütü" olarak tanımlıyor ve silahlarını bırakması çağrısında bulunuyor.
Aynı çağrıyı Şam yönetimi de yapıyor.
Görüşmede SDG varlığı konusunun ve bölgedeki olası gelişmelerin ele alınması bekleniyor.
IŞİD ile mücadelede hangi formüller masada?
Eş-Şera'nin ziyareti, 20 Ocak'ta göreve gelen ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Suriye'deki askerlerini çekme senaryolarının konuşulduğu bir sırada gerçekleşmesi açısından da önemli.
Washington bu konuda henüz resmi bir karar almadı. Trump da bir soru üzerine konunun değerlendirildiğini, ama Suriye'deki durumun çok da ABD'yi ilgilendirmediği mesajını verdi.
Diplomatik kaynaklar, ABD'nin bölgeden çekilmesinin iki önemli koşulu olduğunu vurguluyor:
- Birincisi IŞİD ile mücadelenin sekteye uğramaması, IŞİD mensupları ve ailelerinin kaldığı cezaevleri ve kamplarının kontrol altında tutulması devam etmesi.
- İkincisi ise ABD'nin çekilmesinin ardından YPG'nin hedef alınmaması.
Türkiye'nin, IŞID ile mücadelenin bölgenin önde gelen Arap ülkelerin de katılımıyla sürdürülmesi planının olduğu, Dışişleri Bakanı Fidan'ın son dönemde Ürdün, Irak ve Katarlı muhataplarıyla yaptığı temaslarda bu konuyu ele aldığı iddia edildi.
Ankara'dan bu konuda bir açıklama henüz yapılmadı.
YPG konusunda ise Ankara'nın sorunu "kan dökmeden" çözme niyetinde olduğu da yine Dışişleri Bakanı Fidan tarafından açıklandı.
Bu konuda Şam ile YPG arasında süren görüşmelerin nasıl gelişeceği de Ankara'nın dikkatle beklediği bir süreç olarak görülüyor.
Ankara, eş-Şera ile yapılacak temaslarda YPG'nin silahlarını bırakıp ülkenin yeni güvenlik mimarisine katılımı sürecindeki gelişmeleri öğrenme fırsatı bulacak.
Ekonomi, ticaret, enerji ve ulaştırma işbirlikleri
Türkiye'nin Suriye ile angajmanı bu konuların dışındaki teknik konuları da içeriyor.
Ekonomik işbirliğinin gelişmesi ve ticaretin artması için özellikle Suriye'nin kalkınması açısından büyük önem taşıyor.
Suriye'de hayatın normale dönmesi ve ekonomik çarkların etkin işlemeye başlaması başta Türkiye'dekiler olmak üzere yurt dışındaki Suriyelilerin dönüşleri açısından kritik önemde.
Erdoğan ile eş-Şera'nın ekonomik ilişkileri masaya yatırmaları ve izlenecek yol haritasını ele almaları bekleniyor.
Türkiye'nin kısa vadede vereceği destek alanları arasında ulaştırma ve enerji de geliyor. Ülkenin altyapısında gerekli iyileştirmelerin yapılması için Erdoğan'ın ulaştırma ve enerji olmak üzere bakanlara talimat verdiği biliniyor.
Ankara'daki temaslarda bu konularda gelinen noktanın değerlendirilmesi ve bundan sonra izlenecek yolların ele alınması öngörülüyor.
BBC /Ankara