Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, basın toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya adeta ateş püskürdü. Karamollaoğlu, "Yalan söyleyen insanlar şerefsizdir" dedi.
Karamollaoğlu, haftalık olağan basın toplantısında gündeme ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Pazar günü 6’lı Masa’ya ev sahipliği yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, milletin karşısına 6 ay sonra bugünden daha güçlü ve kararlı bir şekilde çıkacaklarının altını çizerek, “Bizler hem muhalefette bulunmanın hem de iktidara aday olmanın sorumluluklarını omuzlarımızda hissediyor, kuyumcu titizliğiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Rotamız belli; 85 milyon insanımızın ‘Hep Birlikte Güzel Yarınlara’ ulaşmasıdır” dedi.
SOYLU’YA ATEŞ PÜSKÜRDÜ
Karamollaoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 6’lı Masa’yı hedef alarak, “Kendilerine saygıları yok. Onlar kazanmak için her yolu mubah gören kimliksiz yolun yolcularıdır. Allah masa altında kimseye ihanet sözleşmesi imzalatmasın” sözlerinin hatırlatılması üzerine ise şu cevabı verdi:
“Böyle bir imza iddiasında bulunanları geçmişte ispata davet ettim. Hele de devlet yönetiminde bulunup da bu iddiaların arkasından bir belge ortaya koyamayanlar şereflerini ortaya koymuş manasına gelir. Ne demek ya masa altında bu iddialarda bulun. Bu tür iddialar insanın şeref ve haysiyetiyle bağdaşmaz. Yalan söyleyen insanlar şerefsizdir. ‘Belge var’ diyenler belgeyi ortaya koyamazlarsa şerefsizlik yapmış olurlar. Başka türlü bunun izahı olmaz ya. Siz herkese hakaret edeceksiniz bulunduğunuz makamdan dolayı da kendinizi onların üstünde görmeye kalkacaksınız, bu iddialarda bulunacaksınız. Hadi ordan sahtekarlar! Bu dizlerinin titrediğini gösteriyor artık. Çözüm üretemiyorlar.”
“İKTİDAR, SURİYE POLİTİKASININ HATALI OLDUĞUNU KABUL ETTİ”
İktidarın yıllardır takip ettiği Suriye politikasının ne kadar hatalı olduğunun bugün kendileri tarafından kabul edildiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Bugüne kadar bu kadar Suriyeli Türkiye’ye niye geldi de Avrupa’ya gitmelerine engel oldu Türkiye. Kaç para aldılar. Saadet Partisi olarak, olayların başladığı ilk günden bu yana dile getirdiğimiz yaklaşımın haklılığı da böylelikle ortaya çıkmış oldu. İktidar, Suriye meselesinde hatalarını telafi etmek ve gerçekçi bir çözüm ortaya koymak istiyorsa diplomasi zemininde Suriye yönetimini dışarıda bırakmamalıdır. Suriye meselesinin çözümünde, elbette başından bu yana taraf olan Rusya’nın da dahli olacaktır. Ancak iktidar, çözümü yalnızca Rusya ile aramamalıdır. Suriye’nin barış ortamına ve istikrara kavuşması için vakit kaybetmeden daha tutarlı siyasi çözüm yolları aranmalıdır. Geçmişte defalarca kez yapılan hatalar, bir kez daha tekrar edilmemeli; kalıcı barış, geçici ve günlük siyasi kazançlara kurban edilmemelidir” dedi.
“İSRAİL’E BÜYÜKELÇİ ATAYABİLEN İKTİDARIN ŞAM’A BÜYÜKELÇİ ATAMASI ÇOK DA ZOR OLMAMALI!”
“ AK iktidarı, Tel Aviv’e gösterdiği hoşgörünün binde birini Şam’a da göstermeyi bilmelidir” diyen Karamollaoğlu, “İsrail’e büyükelçi atayabilen bir iktidarın, Şam’a büyükelçi ataması çok da zor olmamalıdır! Herzog, kırmızı halılarla karşılanabiliyorsa; Esad ile de en azından oturup konuşabilmeyi becerebilmeli ve aynı muameleyi Filistin hükümetine de gösterebilmeliler. Ancak süreç sadece Esad ile görüşmeye de indirgenmemeli, uluslararası ve bölgesel tüm aktörler ve dengeler gözetilerek, kalıcı bir çözüm için samimi ve akılcı adımlar atılmalıdır. ABD başkanları istedi diye Esad’ı düşman bilenler, şimdi de Putin istedi diye sadece Esad’la görüşerek Suriye meselesini çözemeyeceklerini bilmelidirler. Tüm bu adımları atarken, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ne demek olduğunu, bu projenin İsrail için ne anlam ifade ettiğini ve bizim sürekli ‘şahsiyetli dış politika’ derken neyi kastettiğimizi de unutmamalıdırlar. Bir kez daha çıkmaz sokaklara girmemeleri, geri vitese takarak buradan dönmek zorunda kalmamaları için bunları bir kez daha sizlerin ve milletimizin huzurunda hatırlatmayı bir görev addediyorum” şeklinde konuştu.
“ÇÖZÜM; İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ”
Konuşmasının sonunda vatandaşlara seslenen Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “Kıymetli vatandaşlarımız, biz şimdilik muhalefette bulunmanın sorumluluğunu yerine getirmek için iktidara yol gösteriyoruz. Fakat biliyoruz ki, bu iktidar ısrarla ve inatla tavsiyelerimize kulak asmayacak, kalan son aylarda da kulak vereceğe benzemiyor. Çünkü, ‘biz biliriz’ demeye, bildiklerini okumaya ve her seferinde olabilecek en yanlış kararı alıp, en yanlış politikaları uygulamaya devam ediyorlar. Problemlerimizin kalıcı çözümü ancak iktidar değişikliğiyle mümkün olacaktır. Biz, kadrolarımızla, politikalarımızla ve ortak akla önem veren anlayışımızla seçimlerden sonra problemlerimize hızlı ve kalıcı çözümler üreteceğiz. Saadet Partimiz, yeni dönemin güçlü aktörlerinden biri olarak, milletimizin yüzünü güldürecek politikaların bir bir hayata geçirilmesinin teminatıdır.”
“KUYUMCU TİTİZLİĞİYLE ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”
Altılı Masa’nın genel başkanları olarak süreci hassasiyet ve titizlikle yürüttüklerinin altını çizen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “İktidarda bulunanların, omuzlarında hissetmesi gereken sorumluluğu ne yazık ki hissetmedikleri bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle bizler, hem muhalefette bulunmanın hem de iktidara aday olmanın sorumluluklarını omuzlarımızda hissediyor, kuyumcu titizliğiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hem ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. cumhurbaşkanı’ hem de ‘herkesin cumhurbaşkanı’ olacak bir adayın belirlenmesi elbette bu masanın uhdesindedir. Aynı zamanda Meclis’te çoğunluğu oluşturacak olanlar da bu masanın etrafında bir araya gelen 6 siyasi parti olacaktır. Ülkemizin tüm problemlerine çözüm olmak amacıyla çıktığımız bu yolda kararlılıkla yürümeye ve insanımızın umudunu her geçen daha da pekiştirmeye devam edeceğiz. Rotamız belli; 85 milyon insanımızın ‘Hep Birlikte Güzel Yarınlara’ ulaşmasıdır.”
“DURAN GEMİ ARTIK GEMİ DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Aynı gemideyiz, batarsak birlikte boğuluruz” sözlerini hatırlatan Karamollaoğlu, “Sayın Erdoğan, kendi yönetiminden duyulan memnuniyetsizliği hissettiğinde tekrarladığı şeyleri yeniden gündeme getirerek, partisinin kaderiyle Türkiye’nin kaderini eş değer göstermeye çalışıyor. ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ diyor. Oysa zannederim, şu film repliği bu sözlere en güzel cevaptır: ‘Deniz bitti, gemi durdu. Duran gemi artık gemi değildir.’ ‘Hepimiz aynı gemideyiz’, doğru! Fakat birileri lordlar kamarasında iktidar ortaklarıyla mehtabı seyrederken, milletimizin büyük bir bölümü geminin alt katlarında sizlere sesini duyurmaya çalışıyor; fakat bir türlü başarılı olamıyorlar. Daha doğrusu siz kulaklarınızı tıkamış, vatandaşlarımızdan gelen bu şikâyetleri dinleme lütfunda bile bulunmuyorsunuz” dedi.
“GEMİYİ GÜVENLİ BİR ROTAYA MUTLAKA OTURTACAĞIZ”
Erdoğan’ın, “Altın ve dövize yatırım yapmak bu gemide delik açmaktır” sözleriyle ilgili ise Karamollaoğlu, “Türk Lirası’nın değerini tarihin en düşük seviyelerine indirerek, en büyük deliği kendilerinin açtıklarının farkında bile değiller, maalesef. Bu kadar gaflet, bu kadar duyarsızlık anlaşılır gibi değil. İktidar sarhoşluğu başından beri var ama son zamanlarda iktidarda bulunmanın kendilerine sağladığı imkânlardan dolayı kendileri çok rahat olanlar, vatandaşların da kendileri kadar rahat olduğunu zannediyorlar. Şikâyet olduğu zaman da, şikâyet edenleri azarlamaktan ve onlara hakarette bulunmaktan hiç çekinmiyorlar! Erdoğan iktidarının akıl dışı politikaları nedeniyle Türkiye’miz her alanda dibe vuruyor. İktidarın yönetim tarzıyla da tıpkı batmakta olan Titanik gemisini andırıyor. Titanik gemisinin batışı gibi bir misali Türkiye’miz için vermek istemezdim fakat görünen manzara da eğer gerekli tedbirler alınmazsa; farklı bir sonuç doğurmaz. Bunu da görebiliyorum, anlıyorum. Bu kadar duyarsız bir iktidara ben, Türkiye’nin daha önce hiç şahit olduğu kanaatinde değilim. Fakat bu iktidar artık gidicidir! Bunu sadece bir tahmin olarak söylemiyorum. Maalesef gemi batıyor ama kemanlar çalmaya devam ediyor! Ama hiç kimse endişeye kapılmasın. Biz, haklı tepkileri ve bizleri susturmaya çalışan tüm bu kuru gürültüye inat, dümenin başına geçecek ve bu gemiyi güvenli ve salim bir rotaya mutlaka oturtacağız. Kırılan ve hasara uğrayan her ne varsa; milletimizin bize verdiği destekle hızla onaracak ve ‘Hep Birlikte Daha Güzel Yarınlara’ doğru yol alacağız” diye konuştu.
(Yeniçağ)