BURSA ARENA / Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vilayet Meydanı'nda düzenlenen Eskişehir Millet Bahçesi, İl Halk Kütüphanesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.
18 Ekim'de hafta Ankara'da görev yapan ABD, Almanya ve Fransa da dahil 10 büyükelçinin Osman Kavala'nın serbest bırakılması için yaptığı çağrıya da değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Yatıyorlar, kalkıyorlar, Kavala, Kavala… Kavala dediğin, Soros'un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı'na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir ya? Siz burayı ne zannediyorsunuz ya? Burası Türkiye, Türkiye. Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil. Burası anlı şanlı Türkiye. Burada kalkıp da Dışişleri Bakanlığı'na gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz."
Erdoğan, bu büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edilmeleri için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na talimat verdiğini söyledi:
"Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. 'Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Bunlar Türkiye'yi tanıyacaklar. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler."
Ne olmuştu?
18 Ekim'de iş insanı Osman Kavala'nın tutukluluğunun dördüncü yılı nedeniyle ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda'nın imzaladığı ortak bir açıklama yayımlandı. Açıklama, ABD, Almanya ve Kanada başta olmak üzere bazı ülkelerin Ankara'daki büyükelçiliklerinin sosyal medya hesaplarında da paylaşıldı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Bugün, Osman Kavala'nın tutukluluğunun başlamasının 4. yıl dönümü. Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor.
"Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak birlikte, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz."
Açıklamanın ardından, 10 ülkenin Ankara büyükelçileri Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Salı günü büyükelçiler dışişleri bakanlığına gittikten sonra Bakanlık'tan yapılan açıklamada, "büyükelçilerin uyarıldığı" belirtildi.
21 Ekim'de de Erdoğan, Afrika seyahati dönüşü uçaktaki gazetecilerin sorularını yanıtlarken "Bakın şimdi AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye'yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz." demişti.
Ardından da Osman Kavala yazılı bir açıklama yaparak artık duruşmalara katılmayacağını ifade etti:
"Bana yöneltilen suçlamalar herhangi bir delile dayanmıyor olmasına rağmen dört yıldır tutukluyum. Cumhurbaşkanı'nın hüküm giymemiş ve yargılaması devam etmekte olan bir kişiye yönelik aşağılayıcı ve lekeleyici ifadeleri, insan haysiyetine saldırı niteliğindedir. Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır.
"Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum.
"Hukuk devletini savunan bir yurttaş olarak, yargının maruz kaldığı bu durumu meşrulaştırıcı bir edimde bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum."
'Yargı ne diyorsa o, Demirtaş'ı çıkaramayacaksınız'
Erdoğan, muhalefeti de eski HDP eş genel başkanı "Selahattin Demirtaş'ın serbest kalması için çabalamakla" eleştirdi:
"Bunlar terörist Selo ile beraber olurlar. Bunlarda ar yok. Şimdi kalktılar onu içerden nasıl çıkarırız, bunun gayreti içindeler. Yargı ne diyorsa o, çıkaramayacaksınız."
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 20 Kasım 2018 tarihli kararında Demirtaş'ın tutuklanmasında hak ihlali tespit etmiş ve Demirtaş'ın serbest bırakılarak tutuksuz yargılanmasına hükmetmişti.
Kararın ardından, 4 Aralık 2018 tarihinde, Demirtaş'a "terör örgütü propagandası yapma" suçlamasından verilen hapis cezası onanmış, böylece AİHM'in Demirtaş hakkında verdiği kararı da hükümsüz kalmıştı.
18 Haziran 2019'da da Selahattin Demirtaş'ın tutuklu yargılandığı bir davada 2017 yılında yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, tutukluluk süresinin makul olmadığını belirtti ve Demirtaş'a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi diplomasi ve ekonomide zora sokarak iktidarı değiştirmeyi hedeflediklerini söyleyenlerin amaçları ülkemizin menfaatlerini korumak değildir." dedi:
"Türkiye'yi, gerçekleştirdiğimiz tarihimizin en büyük demokratik reformları ve kalkınma hamleleri sayesinde dünyanın en itibarlı, sözü dinlenen, gelişmelere yön veren ülkeleri arasına dahil ettik."