BURSA ARENA / Haber Merkezi
Büyükelçilerin Türkiye'nin iç işlerine karışmayacakları yönündeki açıklaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı rahatlattı. Erdoğan, elçilerin açıklamasını "yanlıştan geri dönülmüştür" şeklinde yorumladı.
İç ve dış gündeme dair konuların ele alındığı Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısında bulunan 10 Batılı ülkenin Ankara büyükelçisinin yaptığı eş zamanlı açıklamaya atıfta bulunarak krizin yatıştığının işaretini verdi.
Büyükelçilerin açıklamasının Türkiye'nin yargısı ve egemenlik haklarını hedef aldığını ve bu tavrın yargı teşkilatına yapılmış "büyük bir hakaret" olduğunu söyleyen Erdoğan, Anayasa'nın 138'inci maddesini hatırlatarak "Türk yargısının kimseden emir almayacağını" vurguladı. Konuşmasında büyükelçilerin bugün yaptığı açıklamaya da işaret eden Erdoğan, "Viyana Sözleşmesi'nin 41'inci maddesine bağlılıklarını ifade eden bu büyükelçilerin artık beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan sözlerini, "Bizim amacımız kriz çıkarmak değil, Türkiye'nin onurunu, gururunu haysiyetini korumaktır. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür. Ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan hiç kimsenin sıfatı ne olursa olsun, bu ülkede barınamayacağını da ayrıca ifade etmek istiyorum" diye sürdürdü.
Büyükelçiliklerin bugün öğleden sonra Twitter hesaplarından yapılan ortak açıklamada, "ülkelerinin Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesini'nin 41'inci maddesine riayet etmeyi teyit ettiği" ifadelerine yer verilmişti. Büyükelçilerin yaptığı bu açıklama, Ankara'nın büyükelçileri "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edilmeyeceğinin bir işareti olarak yorumlanmıştı.
Erdoğan muhalefete ve eski bürokratlara da yüklendi
Konuşmasında büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edilmelerine yönelik sözlerine tepki gösteren muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Türkiye'nin bugün yaşadığı en büyük sancılardan biri de bu tür meselelerde yerli ve milli duruş sergilemeyi başaramayan kimi siyasetçi, eski bürokrat ve medyadaki güruhtur" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) "Türkiye'yi çatışma iklimine çekmek isteyenler var. Bu CHP'dir" sözleriyle suçlayan Cumhurbaşkanı, "Bayraklar farklı, lisanlar farklı, ifadeler farklı olabilir ama amaç aynıdır. Buradan bir kez daha tekrarlıyorum. Başaramayacaksınız. Bu ülkenin, bu devletin büyüklüğünü kabul edeceksiniz, ya da içinde çırpındığınız kibir ve nefret çukurunda debelenmeye devam edeceksiniz" ifadelerini kullandı.
Muhalefetin Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri görmezden geldiğini savunan Erdoğan, "Şu anda bakıyorsunuz her evde araba var. Kapıcısında araba var. İkinci el araba yetişmiyor zaten öyle bir durum var. Bunları nasıl görmemezlikten geliyorsunuz. Ama bunu televizyon ekranlarından anlatıp vatandaşı kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız" şeklinde konuştu.
"Terörle mücadele ile işsizlikle mücadele bizim aynı mesafededir" diyen Erdoğan, sözlerini "Bu sıkıntlı sürecin olumsuz etkilerini dünyada daha fazla göreceğiz. Türkiye olarak artan üretim ve lojistik gücümüzle yaşanan sıkıntıları kendimiz için fırsata dönüştürme yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Yaşanan fiyat artışlarının ve diğer sıkıntıların insanlarımız bunaltmaması için gereken tedbirleri alıyoruz" diye sürdürdü.
DW/TY,HS
© Deutsche Welle Türkçe