BURSA ARENA / Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Babalar Günü dolayısıyla video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen gençlerle buluşma programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Sevgili gençler, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyor, gözlerinizden öpüyorum. Ülkemizin dört bir yanındaki gençlerimizle böyle bir canlı bağlantıyla birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bizleri bu güzel program vesilesiyle bir araya getiren Gençlik Kolları Başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Brüksel’deki NATO Toplantısı, Azerbaycan ziyareti ve Antalya'daki iki önemli uluslararası organizasyonun ardından siz gençlerimizle buluşmak, tüm yorgunluğumuzu aldı.
"Büyük değişimler, büyük devrimler hep bir hayalle başlar"
Sizlerle her bir araya gelişimizde, kendi gençliğimizin heyecanları ve hatıraları gözümüzde canlanıyor, adeta enerjimiz tazeleniyor. Bizim neslimiz, gençliğinde ülkemizi ve dünyayı değiştirme idealiyle yaşamış, bu uğurda büyük mücadeleye girişmiştir. Hamdolsun pek çok alanda sadece kendimizin değil, bizden önceki nesillerin gençlik hedeflerini, hayallerini hayata geçirme şerefine nail olduk. Bu tecrübeyle sizlere de kendiniz, aileniz, şehriniz, ülkeniz ve tüm insanlık için büyük hayaller kurmanızı, onların peşinden azimle gitmenizi tavsiye ediyorum.
Büyük değişimler, büyük devrimler, çağlar açıp çağlar kapatacak büyük fetihler, hep bir hayalle başlar. Eğer hayalinizi gerçeğe dönüştürmekte kararlıysanız, kendinizi hayatın her alanında yetiştirmeniz gerekiyor. Aynı kulvarda yürüdüğünüz akranlarınıza, birikimlerinizle fark atacak seviyeye gelmeden hayallerinize de yaklaşamazsınız.
Bunları söylerken elbette bizi hayata ve davamıza sarılmak için motive eden unsurlar ile sizlerin motivasyon kaynakları arasındaki farkı da görüyoruz, biliyoruz. Dünya ile birlikte ülkemizin de sadece birkaç nesilde böylesine büyük bir değişimi yaşamış olması sizlerin de sorumluluğunu artırıyor.
"Ülkemizi 2023 hedeflerinin eşiğine getirdik"
Ülkemize son 19 yılda kazandırdığımız güçlü yatırım ve hizmet altyapısı sayesinde gençlerimiz işte bu zorlu geleceğe hazır hale gelmiştir. Bizler Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını şöyle üçe, beşe, ona katlayarak ülkemizi 2023 hedeflerinin eşiğine getirdik. Sizlerden de ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye’nin sembolü olarak görmüş olduğumuz 2053 vizyonuyla ulaştırmanızı özellikle bekliyoruz. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.
SORU-CEVAP
-"Erkek çocuklar babalarına benzer" şeklinde bir inanış var. Siz buna katılıyor musunuz?
Her insan ayrı bir dünyadır. Bunu bir defa böyle görmemiz lazım. Dolayısıyla her çocuğun da ayrı bir karakteri vardır. Bununla da birlikte genlerden dolayı fiziki görüntü, fıtrattan dolayı da davranış olarak çocukların, babaların veya annelerine benzemeleri bunlar gayet tabiidir. Erken çocuklarının yaş ilerledikçe babaya benzedikleri kanaatini ise olgunlaşmanın getirdiği bir sonuç olduğuna inanıyorum. Çoğu aile gibi bizde de çocuklarımızı bana ve eşime benzetenler olmuştur. Bir insanın anne veya babasına benzetilmesini de gurur ve özellikle de bir yaklaşım olarak görüyorum.
-İlk çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda ne hissetmiştiniz? Hayata bakış açınız değişti mi?
Bazı hissiyatlar vardır ki onları sözle ifade etmek mümkün değildir. Bizim de tabii yaş 67 oldu ama yaşlı sayılmam yani. Çocuk sahibi olmak da bu tarifi mümkün olmayan hislerden bir tanesidir. İnşallah ilerde sizler de çocuk sahibi olduğunuzda bunu anlayacaksınız. Rabbim bu güzelliği her aileye, her bireye yaşatsın diyorum.
-Sizin de baba olunca anladım dediğiniz bir hatıranız var mı?
Anne veya baba olma vakası, insanın hayatının daha önceki hiçbir devresinde karşılaşmadığı bir sorumluluk. Ataların her sözü gibi bu ifade de nesillere sari tecrübelerin süzülüp gelen bir aslında irfanın bir tezahürüdür. Bizim de kendi dünyamızda bunu hem babamıza hem evlatlarımıza karşı yaşamışlığımız elbette vardır.
-Rahmetli babanız Ahmet Erdoğan’ı kaybettikten sonra size yol gösteren, babalık yapan ikinci bir isim oldu mu?
Şu anda biz de Antalya’dayız biliyorsun. Tabii babam rahmetli olduktan sonra benim ağabeyim yoktu. İki tane anne ayrı baba bir ağabeyim vardı ama birlikte yaşamadık. Benim annem de babam da Allah rahmet etsin annem olur. Onun için de annem rahmetli olduğu zaman gerçekten dünyam adeta yıkılmıştı ve annemin varlığı benim için hem babalıktı hem annelikti. Kendisine olan sevgim çok çok farklıydı. İmkanlarımız, kendi kendimize yetiyordu ama annemin şefkati yaşım nereye gelirse gelsin o bir başkaydı. Onun için her zaman diyorum ya annenizin ayaklarının altını mutlaka öpün diye. Zaten bu bir yerden kaynaklanıyor. Peygamber efendimizin Hadis-i Şerif’inden kaynaklanıyor. Ben de annemin ayağının altını öpmeye kalktığım zaman anneciğim de bana ayağının altını öptürmeyi istemezdi. Ben de kendisine derdim ki, 'anne bana cennetin kokusunu çok mu görüyorsun?' İşte o benim hem annemdi hem babamdı.
Annelerinizin kıymetini bilin. Bir insanın hayatında sahip olabileceği en büyük zenginlik, en büyük mutluluk kaynağı, en büyük güçtür. Bunun için küçük yaşta annesini, babasını kaybetmiş insanların dünyalarındaki eksikliği tahayyül etmek çok zordur. Tabii biz babamızı erken yaşta kaybetmenin sıkıntısını çok çok yaşadık. Rabbim anneli babalı bir şekilde sizlere de bir hayatı yaşamayı sizlere nasip etsin.
-Baba olmanızın Türkiye’nin geleceğine dair hayallerinizdeki etkisi nedir?
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak 84 milyon vatandaşın tamamına karşı sorumluluğumuz var. Sadece vatandaş olarak değil aynı zamanda 81 vilayetin de sorumluluğunu taşıyorsunuz. Bu vilayetin yolları nasıl, havaalanı var mı, hastaneler var mı, okulları ne durumda? Yola çıkarken biz bir söz verdik. Dedik ki, dört temel direk üstünde Türkiye’yi inşa edeceğiz. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, dış politika vesaire… Bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye… Göreve geldiğimizde Türkiye’nin genelinde bizim biliyorsunuz 76 tane üniversite vardı. Şimdi 207 tane üniversitemiz var. Dikkat edin üniversitemizin olmadığı il yok. Ama geldiğimizde durum böyle değildi. Biz üniversiteye gireceğimiz zaman, çok ilginç üniversite imtihanına giriyorsunuz, on öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyordu. Ama biz iktidara geldikten sonra onda on. Bazıları diyor ki neden bu kadar üniversite? İşte bunun için.
Tüm bunları yaparken bir diğer taraftan da akademisyenlerimizi artırdık. Önce yardımcı doçent diye gidiyordu biz onu kaldırdık, şimdi doktora, doçent, profesör… Böylece üniversitelerimiz öğretim üyesi noktasında da sıkıntıyı aşmış vaziyette. Bunları biz başardık. Ama biz diyoruz ki bu altyapı bile yeterli değil. İnşallah bunları da aşacağız. Türkiye genelinde okullarımızın sayısına baktığımız zaman anaokulundan alıyorsunuz, üniversiteye kadar bir gücümüz var.
Sağlık hizmetlerinde malum muhalefetin aklına bile gelmeyen şehir hastanelerini kurduk. Sorduğu soruya bakın, "şehir hastanelerine ne gerek var?" Salgın döneminde Allah göstermesin bizim şu şehir hastanelerimiz olmamış olsaydı ne olacaktı halimiz? Bizim şu anda Türkiye’nin genelinde hastanemizin olmadığı il yok. Biz bu hale geldik. Şu anda dünyada küresel ölçekte baktığımızda bizim şehir hastanelerimizi görenler şaşırıyor. / TRT