Akciğerlere giden hava yollarının bakteri ve virüsler nedeniyle tıkanıp, iltihaplanması sonucu meydana gelen bronşit, kış aylarında grip ve zatürre kadar yaygın görülüyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, kış mevsimine girilen bugünlerde hızlı bulaşıp, yatağa düşüren hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenlere değindi.
Sözcü’den Nazan Doğan Halıcı'nın haberinde yer alan Prof. Dr. Erk, “Bronşitte uzun süre geçmeyen ve şiddetli öksürük en sık şikayettir. Öksürük o kadar inatçıdır ki, neredeyse bir ay sürebilir. Hastalık ayrıca yorgunluk, nefes darlığı, göğüs ağrısı, ateş, baş ağrısı ve iştahsızlık gibi belirtiler de gösterir” dedi.
Bronşitin özellikle erkeklerde sık görülen bir hastalık olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erk, “Sigara, duman, hava kirliliği, ani ısı değişiklikleri, soğuk hava, çok kuru ve nemli hava ile tetiklenebilir. Alerjisi olan hastalarda daha sık ve ağır seyreder” diye uyardı.
“Etken sıklıkla virüsler olduğu için antibiyotik tedavisi gerekmez. Bakterilerin işin içine karıştığı anlaşılırsa antibiyotik kullanılabilir” diyen Dr. Erk, şunları kaydetti:
Balgamın renkli olması antibiyotik kullanılması için gerekçe olarak değerlendirilir. Oysa bu yanlıştır, viral bronşitte de renkli balgam söz konusu olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşit yanlış ve gereksiz olarak antibiyotiklerin en sık kullanıldığı hastalıklardır. Bronşitin tedavisi belirtilere göre yapılır. Ateş ve ağrı kesici ilaçlar, bitkisel öksürük kesici ilaçlar ve yatak istirahati sıklıkla yeterlidir. Bol su ve sıvı içmek, nane ve ıhlamur gibi bitki çayları tüketmek, tuzlu su ile gargara yapmak ve sigaradan uzak durmak tedaviyi destekler.
Bronşite karşı da bağışıklık sisteminin yüksek tutulması son derece önemlidir. Özellikle beslenme ve uyku kalitesi vücut direncini artırır. Yeşillikler, sebze ve meyvelerden oluşan bir diyet vücudun ihtiyacı olan kalori, vitamin, mineral ve antioksidanları yeteri kadar sağlar. Az miktarda organik, temiz ve taze hayvansal ürünler de bu diyete katkı sağlayarak bağışıklık sistemini aktive eder. Sık sık ellerin yıkanması, herkesin temas ettiği yerlere dokunmamaya çalışmak da önleyici olabilir.