BURSA ARENA / Haber Merkezi
Bir zirveden inip, yeni ve daha yüksek zirvelere tırmanarak geçen endişe dolu bir yılın ardında hâlâ endişe etmemiz için çok sebep var.
Geçtiğimiz aralık ayında, 33 bin seviyelerine çıkan yeni vaka sayıları ile Türkiye’de yeni bir zirveye ulaşmıştık. 15 gün önce, mart ayı sonunda bu seviyeleri aştık. Birkaç gün içinde de yeni vakaların sayısı 55 bin seviyesini geçti. Bu yükselişin ne zaman duracağını ve her gün tespit edilen yeni vakaların sayısının tekrar ne zaman düşmeye başlayacağını kestirmek zor.
Tablo-1’de bütün göstergelerin salgının başından beri nasıl değiştiğini gösteren grafikler yer alıyor.
Sadece yeni vakalardaki çok hızlı artış değil, aynı zamanda COVID-19 nedeniyle öldüğü tespit edilenlerin sayısının artışı da endişe verici. Maalesef son zamanlarda her gün 200’ün üzerinde vatandaşımız hayatını kaybediyor. İşin daha da kötüsü buna alışmaya ve kanıksamaya başladık. Oysa bu sürdürülebilir bir durum değil ve mutlaka durdurulmalı.
Salgının en önemli göstergelerinden biri de aktif vaka sayısı. Tedavisi veya izolasyon süreci devam eden vakalara ‘aktif vaka’ denir. Aktif vaka sayısını hesaplamak için toplam vaka sayısından, toplam iyileşenlerin ve toplam ölenlerin sayıları çıkarılır. Normalleşme tarihi olan 1 Mart tarihinde 100 bin seviyesinde olan aktif vakalar, dört kattan fazla artarak 12 Nisan tarihinde 497 bin seviyesine çıktı.
Tablo-2’de 1 Mart – 12 Nisan tarihleri arasında aktif vakalar ve diğer göstergelerin nasıl arttığı gösteriliyor.
Aralık ayında yaşadığımız zirveyi dünyadaki diğer ülkelerle birlikte yaşamıştık ancak bu sefer dünyadan ayrışıyoruz.
Tablo-3’de Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de yeni vakaların artışı gösteriliyor.
Tablo-4’de ise Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de yeni ölümlerin artışı gösteriliyor.
Her ikisinde de kırmızı çizgi ile gösterilen Türkiye en hızlı artışın görüldüğü ülke. Buna karşılık Avrupa’da en yüksek aşılama oranlarına sahip Birleşik Krallık’ta ise hem yeni vakalar, hem de yeni ölümler hızla düşüyor.
Nüfusu 10 milyon üzeri Avrupa ülkelerinin tümüne baktığımız zaman Türkiye her 100 bin kişide haftalık vaka sayısının en yüksek olduğu ikinci ülke. Aynı zamanda bu ülkeler arasında vakaların haftadan haftaya artışını en yüksek olduğu ikinci ülke yine Türkiye. Özetle söylemek gerekirse, Türkiye’nin durumu kötü ve daha da kötüye gidiyor.
Tablo-5 Avrupa ülkeleri ve Türkiye’deki vaka yoğunluğunu ve vakaların haftadan haftaya artış oranını gösteriyor.
Uzmanlar salgından çıkışın yolunu aşılama olarak gösteriyor. Tablo-6 aşılamada lider ülkeler ve Türkiye'nin aşılamadaki durumunu gösteriyor. Her ülkeyi temsil eden dairelerin boyu ülke nüfusuna orantılı, rengi vaka yoğunluğuna, dikey eksendeki yeri aşı olan kişi oranına, yatay eksendeki yeri aşılaması biten kişi oranına göredir.
İsrail hem aşı olan kişi oranı hem de aşılaması biten kişi oranına göre lider durumda. Bu nedenle tablonun sağ üst köşesinde yer alıyor. Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri ise henüz çok düşük aşılama oranları ile tablonun sol alt köşesinde yer alıyor. Aşılama oranları en yüksek olan İsrail ve Birleşik Krallık’ta vaka yoğunluğu düşük risk seviyesinde olduğu için bu ülkeler mavi olarak gösteriliyor.
Umarım önümüzdeki günlerde alınacak tedbirler ve aşılanmasının hızlanması ile Türkiye’de mavi renkli ülkeler arasında yerini alır.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Zeki Berk / Şalom