15 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan 8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kanun Hükmünde Kararnamesiyle yapısı değiştirilen Yüksek Askeri Şura (YAŞ), 2020 Yılı yaz toplantısını, Ağustos ayını beklemeden 23 Temmuz’da yaptı.
.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkanlığında yapılan ve 45 dadika süren toplantıda, komuta kademesinde bir değişiklik olmazken, 17 general ve amiral bir üst rütbeye, 51 albay, general ve amiralliğe yükseltildi. 35 general ve amiralin görev süreleri bir yıl, 294 albayın görev süreleri ise iki yıl uzatıldı. Aralarında İsmail Metin Temel ile 2. Kolordu Komutanı Zekai Aksakallı’nın da bulunduğu 30 general/amiral ise kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildi. 226 olan general/amiral sayısının 30 Ağustos itibarıyla 247 olacağı belirtildi.
.
Bu yeni yapıyı (ben de dahil) içine sindirmeyen milyonlarca yurttaş var.
Yüksek Askeri Şura’nın ‘adı’na da yeni yapısına da itiraz eden emekli tuğgeneral Dr. Cihangir Dumanlı (Cumhuriyet’teki yazısında) şu görüşleri dile getiriyor:
‘Yüksek değildir; askeri bir kurulun yüksek olması için en yüksek rütbeli generallerin (orgenerallerin) çoğunlukta olması gerekir.
Askeri değildir, çoğunluğu sivillerden oluşmaktadır.
Şûra değildir, kime danışmanlık yaptığı belirsizdir.
ŞU SORULARIN CEVAPLANDIRILMASI GEREKİR:
• Askeri bilgi ve deneyimleri ordu komutanları kadar olmayan, yükselecek adayları tanımayan, mesleki performanslarını değerlendiremeyen bakanlar, yükselmelere veya emekli olacaklara hangi kriterlere göre karar vereceklerdir?
• Bu bakanların (MSB hariç) görev alanları ile general yükselmeleri arasında nasıl bir bağlantı vardır?
• Terfi edecekleri kıta komutanlıklarında denetleyen, tatbikat ve operasyonlarda, denetlemelerde, plan seminerlerinde yeteneklerini gören ordu komutanlarının değerlendirmeleri niçin dikkate alınmayacaktır?
• Bakanlar, yükselme/emeklilik tercihlerini yaparken siyasi düşüncelerle mi hareket edeceklerdir?
• Yükselmek isteyen general, amiral ve albayların mesleki performanslarını kendi komutanlarına göstermek yerine, iktidardaki siyasi partiye yakın olmak istemeleri nasıl önlenecektir?
• Bu durum orduya siyasetin sokulması sonucunu doğurmayacak mıdır?
• Demokrasilerde iktidarın sık değişebileceği normal olduğuna göre, muhalefet iktidara geldiğinde general ve amiraller “eski iktidarın adamları” olarak görülmeyecekler midir?
• TSK’nin geleceğini belirletecek kararların askerlikle ilgi, bilgi ve deneyimleri kısıtlı, belki askerlik bile yapmamış olan bakanlara bırakılması, askerliği ve TSK’yi hafife almak değil midir?
• Görevdeki yetkili askerler, mesleğe girerken ant içtikleri gibi “askerlik mesleğinin namusunu koruma” görevini niçin yerine getirmemektedirler?
Uzun vadede TSK’ye kalıcı zararlar verecek ve ulusal güvenliğimizi tehdit edecek söz konusu düzenleme siyasi ve toplumsal muhalefet tarafından ivedilikle gündeme getirilmeli ve düzeltilmesine çalışılmalıdır.
...
YARGIDAN 2 İYİ 2 DE KÖTÜ HABER
Önce kötüleri söyleyeyim… Anayasa Mahkemesi, bekçilerin yetkilerini artıran yasa ile Çoklu Baro kurulmasının yolunu açan yasanın yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin CHP ve İyi Parti’nin taleplerini reddetti. Bu yasalara ilişkin iptal taleplerinin incelenmesi ise sürüyor.
İyi haberlere gelince…
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişimi sırasında emre uyarak TRT baskınında görev alan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan 14 er hakkında ‘ceza verilmesine yer olmadığına’ ve tahliyelerine karar verdi.
AYM’DEN SARAY’IN BAZI BAŞKANLIKLARINA RED
Anayasa Mahkemesi’nin iyi kararını ise CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in ağzından, TBMM Tutanaklarından öğrenelim:
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bugün Anayasa Mahkemesi, bir üyesi bile karşı çıkmadan, oy birliğiyle dedi ki: "Bunu kanunla yapacaksınız. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bunu yapamaz." Biz derken itiraz ediyorlardı; işte, ortada. Hatırlayın, Türkiye Uzay Ajansı; hatırlayın, Kapadokya Alan Başkanlığı. Şimdi hepsinin iptal olacağı anlaşılmış, ilgili bakanlık, ilgili bürokrasi "Bunu Meclisin yapması lazım." diyor. Herkes milletten aldığı yetkiye saygı duyacak; "minnetvekilliği" yapmayacağız, milletvekilliği yapacağız. (CHP sıralarından alkışlar) "Beni listeye yazdı." diye birisine minnetten yetkime el atarsa, attığı el milletin yetkisine uzanan eldir. İttireceksiniz, ittirmezseniz işte böyle tarih önünde mahcup olursunuz.
BARIŞ ATAY’DAN AKP’NİN 18 YILI
18 yıllık AKP iktidarında neler yaşandı, hala neler yaşanıyor? Tiyatro ve sinema sanatçısı olan Hatay Milletvekili Barış Atay’ın TBMM Kürsüsü’nde yaptığı konuşmada bu konudaki değerlendirmesi dikkat çekiciydi:
BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Hatay) - Haklarını savunmak için sokakları dolduran, iktidarın ve kolluk güçlerinin saldırısına rağmen geri adım atmayan, İstanbul Sözleşmesi için direnen kadınları, Suruç için direnen gençleri ve bugün Soma meydanında bizleri izleyen "İşçi mi patron mu?" diye soran Somalı maden işçilerini selamlıyorum.
Ve soruyorum: Bir ülkede savaş çıktığında neler yaşanıyor hiç dikkat ettiniz mi? İlk olarak kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Savaş karşıtları, muhalifler vatan haini diye yaftalanıyor… Sizin iktidarınız döneminde bunların hangisi olmadı bu ülkede?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hiçbiri.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hepsi.
BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Kadın, çocuk cinayetleri ve istismar artmadı mı?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Her yerde var.
BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Avukatından öğrencisine, sanatçısından düşünürüne, siyasetçisinden sivil yurttaşına kadar iktidara muhalif herkes türlü bahanelerle tutuklanmadı mı?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İngiltere'de var, Almanya'da da var, o çok sevdiğiniz Fransa'da var.
BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Atatürk Havalimanı kapatılıp pistlerine inşaat yapmadınız mı? Derelere santral yapılmasına izin verip suları kirletmediniz mi? Yakılan ormanlık alanlara otel yapılmasına izin vermediniz mi, villalar inşa ettirmediniz mi? Tüm medya ele geçirilip basın susturulmadı mı, gazeteciler tutuklanmadı mı? On sekiz yılda aldığınız kararlarla ya da teslim ettiğiniz kişilerle ekonomiye can çekiştirmediniz mi siz? Peki, var olan sermaye sınıfını güçlendirip yandaş sermaye sınıfı yaratıp ihya etmediniz mi? Bunların ve uluslararası sermayedarların ülkeyi talan etmesine göz yummadınız mı? Devlet yönetimine çeteleri de mi sokmadınız?
.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Adam gibi konuş! Adam gibi konuşacaksın. Saygısız, terbiyesiz adam!
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Düzgün konuş, yalan konuşuyorsun. Edepsiz!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Saygısız be!
BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Şimdi gündemde var? Sosyal medyayı ve dijital her türlü platformu iyice baskı altına alabilmek için komisyon kurulması ve belki önümüzdeki hafta bununla ilgili yasa çıkarılması. Neden? Çünkü bu saydıklarımız ve bu ülkede yaşanılan daha birçok şeyi hepimiz sosyal medyadan öğrenebiliyoruz, başka bir yerden öğrenemiyoruz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yalan!
BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Bakın, ben uyarmış olayım: Tarihte hiçbir iktidar yok ki halka karşı giriştiği savaşı kazanmış olsun. Emin olun, bizler bu ülkenin geleceğini tekrar inşa edeceğiz. Kadınlar, çocuklar korkmadan özgürce yaşayacaklar…Fakat o sırada nerede olacağınızı, iktidarınız boyunca yaptıklarınızın sonucu belirleyecek, onu da yeniden inşa edilecek hukuk sistemi ve gerçekten bağımsız olan yargı belirleyecek. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)