Temel sigaralığından bir sigara çıkarıp yakmış. O anda kapağın parlak yüzünde kendini görmüş.
- Ula Dursun, bu adam baa taniduk geliy.. demiş.
Dursun elinden çakmağı alır bakar.
- Ula salak tabi taniduk gelir, bu benim.
Bazı insanlar da bize tanıdık geliyor.
Demek ki görünüşlerde bir farklılık var.
Gönüller sultanı Mevlana ne güzel demiş ;
“Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün"
Bu insanlar ya aynen bizmiş gibi konuşup davranabiliyor.
Ya da Rahmetli Nasrettin Hocanın yaptığı gibi “Sen de haklısın” deyip bir hak zuhur ettiriyor.
Bunlar; Şöhret peşinde olma, saygınlık kazanma, çıkar sağlama gibi dünyevî amaçlarla kendisinde üstün özellikler bulunduğuna başkalarını inandıracak tarzda bulunan kişile !
Allah’tan başkasının hoşnutluğunu kazanma düşüncesiyle amelde ihlâsı terk etmiş kişiler!
Allah’a itaat eder görünerek kulların takdirini kazanmayı isteyen kişiler!
İbadeti Allah’tan başkası için yapma, ibadetleri kullanarak dünyevî çıkar peşinde olma; Allah’ın emrini yerine getirmek maksadıyla değil insanlara gösteriş olsun diye iyilik yapma hali içinde olan kişiler !
Şimdi bu insanları ve bu hali nasıl tarif edip nasıl anlatacağız. Nabi bu halimizi ;
“Kalem eğri dilli mürekkep siyah yüzlü kağıt ikiyüzlü!
Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım ?.." diyerek bir beyitle özetlemiş.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy da bu insanların görüntüsüne bakmış ;
“Çok riyakar var veli görünür. İbn mülcem iken ali görünür. "
Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal Atatürk de cisimlerin ötesine geçerek insanların ruh haline bakmış ;
“İnsanın serveti kendi manevi kişiliğinde olmalıdır" demiş.
Peygamber Efendimiz de bu insanların fenalığı üzerine dem vurarak ;
“İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen ikiyüzlü insanlardır" buyurmuştur.
Riyakar ya da iki yüzlü olarak belirtilen bu insanları Yüce kitabımız Kur’an “Münafık” olarak niteliyor.
“Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı pek az anarlar.” (Nisa, 142)
Bunlar Allah’a, kitaba inanmış gibi görünürler, fakat aslında inanmamışlardır.
Hadi insanları kandırıyorlar da, Allah’ın kalplerimizde olanı bildiğini unutup, kendilerince Allah’ı da aldattıklarını zanneder bu gafiller.
Bu tür insanların amellerine bakarak tedbiri elden bırakmamak gerekir.
Mehmet Akif Ersoy ;
“Aldanma insanların samimiyetine
Menfaatleri gelir her şeyden önce
Vaad etmeseydi Allah cenneti
O’na bile etmezlerdi secde..” diyor.
Bu tür insanlardan kurtuluşumuz var mı peki.
“İki yüzlü çıkarcı insanlardan uzak durmak çok zordur. Onlar yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde ki kötülüğü saklarlar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar. Sen bir şeyler verdikçe mutlu olurlar. Vermekten geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar" buyuruyor Hz. Ali (r.a) efendimiz.
Peki bu insanlara karşı öyle hiçbir şey yapmadan mı oturacağız?
Mevlana hazretleri bunun reçetesini çağlar ötesinden yazmış.
“Yarabbi, bildir de ben beni bileyim
Beni bilen ben ile kendime geleyim
Benim bensizliğim ile ben seni bileyim
Seni bilmeyen beni ben neyleyim. “
İlla Kur’an, illa Kur’an..
İkr’a bismi rabbikellezi halak..