Bir ülkenin ozanları o toplumun dilidir, duygusudur. Ozanları olmayan toplumların dili de yoktur, duygusu da. Pir Sultan Abdal, Aşık Veysel, Aşık Mahsuni Şerif, Kul Ahmet, Davud Sulari, Neşet Ertaş, Aşık Ali İzzet, Muhlis Akarsu, Ali Ekber Çiçek daha kimler kimler. Bu ozanların hepsi birer kültür elçisidir aynı zamanda. Sazlarıyla, sözleriyle Türkçenin güzelliklerini ve Anadolu kültürünü nesilden nesile aktardırlar. Kimileri ömürleri boyunca bir sevdanın peşindendir, kimileri de bir davanın. Hiç eğilip bükülmeden, hakikati olduğu gibi söylerler. Bedri Rahmi Eyüboğlu boşuna demiyor “ne zaman bir köylü türküsü duysam şairliğimden utanırım” diye. Bu türküler öyle anlam yüklüdür ki, insanı alır götürür bir yerlere. Sürükler ta uçsuz bucaksız derinliklere.

Günümüzde de bu ustalardan feyz alan çok kıymetli ustalar, hocalar ve sanatçılar bu yola hizmet ediyorlar. Onlarca isim sayılabilir: Arif Sağ, Musa Eroğlu, Yavuz Top, Erdal Erzincan, Belkıs Akkale, Sabahat Akkiraz… daha niceleri hepsi o kadar değerli ki, nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Her biri bu yazının sınırları çok çok aşar. Onları derin saygı ve şükranla anıyorum.

Pir Sultan Abdal, düşünsel derinliğe sahip olan bir halk şairi. İnsan anlayışının temeli sevgi. Ona göre hiçbir varlık incitilmemelidir. Yolu hakikat yoludur, özgürlükçüdür, insan merkezli bir dünya anlayışının yanı sıra başkaldıran bir yanı da vardır. “Pir Sultan’ım yaratıldım kul diye/ Zalim Paşa elinden mi öl diye/ Dostum beni ısmarlamış gel diye/ Gideceğim amma yol bozuk bozuk”.

Veysel’i sevmeyen insan var mıdır? Anadolu hümanizmasının en önemli temsilcilerindendir. Yurdunun dağına, taşına, toprağa sevdalıdır feylesof Veysel. Yeri gelir “Dünyada tükenmez murat varmış/ Ne alanı gördüm/Ne murat gördüm” der. Gönlü yaralıdır Veysel’in, yeri gelir “Gönül sana nasihatım / Çağrılmazsan varma gönül / Seni sevmezse bir güzel / Bağlanıp da durma gönül” türküsüyle içini döker.

“Parsel parsel eylemişler dünyayı” diyen Mahsuni değil midir? Parsel parsel satanları görseydi daha neler söylerdi acaba? Çeşmi siyahından ayrılmak zor gelir Mahsuni’ye. Aşık olduğu kıza “İşte gidiyorum çeşmi siyahım /Önümüzde dağlar sıralansa da / Sermayem derdimdir servetim ahım / Karardıkça bahtım karalansa da” diye seslenir. Susmaz Mahsuni susmaz. Kara bir bulut sarmıştır her yeri, ufukta bir ışık yoktur. Sarı Saçlı Mavi Gözlü Adam’a “Sana hasret sana vurgun gönlümüz / Neredesin mavi gözlüm neredesin / Bu gemi bu Karedeniz / Sarı saçlı mavi gözlüm neredesin” dizeleriyle özlemini dile getirir.

Ya Kul Ahmet, derviştir, melamet hırkasını giyer ve “Seher yeli nazlı yâre/ Bildir beni bildir beni / Düşmüşüm elden ayaktan/Kaldır beni kaldır beni” sözleriyle dermansız aşk hikayelerini anlatır.

Bir başkadır Muhlis Akarsu, yansa da, kül olup savrulsa da yine gönlü hoş değildir. Büyük ozandır Akarsu, gönül sesinden “Duydum dost yarelenmiş/ Yine gönlüm hoş değil/ Her yanı parelenmiş/ Yine gönlüm hoş değil” sözleri dökülür.

Davut Sulari, dost meclislerinin aşığıdır. Sözleri öyle derindir ki, çık çıkabilirsen işin içinden. “Bugün bayram günü alem eğlenir/Sen bizim yaylaya gel başım için/ Dertliler oturmuş derdin söyleşir/ Etme intizarı gül başım için” dörtlüğü Alevi Bektaşi kültürünün değer anlayışını yansıtan tipik bir örnektir.

Neşet Ertaş bozkırın tezenesidir, sevdiceğine “Niye çattın kaşlarını / Bilmiyom yar suçlarımı / Ben ölürsem saçlarını / Yolma gayrı yolma leyli leyli” diye sitem eder.

Ali Ekber Çiçek çok önemli bir derlemecidir, onlarca türküyü halk müziğine kazandırmış. Kendine özgü yorumuyla türkülerinin tadına doyum olmaz. “Yolumuz gurbete düştü/ Hazin hazin ağlar gönül/ Araya hasretlik girdi/ Hazin hazin ağlar gönül” türküsünü dinledikçe dinleyesi gelir insanın.

Ali İzzet mühür gözlüsüne aşıktır. Onu öyle kıskanır ki, sevgisi yüreğinde bir tutam güzel söz olur;

“Mühür gözlüm seni elden

Sakınırım kıskanırım

Uçan kuştan esen yelden

Sakınırım kıskanırım”

Kimi sanatçılar bu türküyü güzel söyler. Sibel Can’ın yorumuyla bu türkü bambaşkadır. Nefistir, doyum olmaz.

Anadolu ozanlarının bütün şiirlerini okuyun, türkülerini dinleyin. Kimseyi incitecek ne bir söz ne de bir tahrik bulamazsınız. Hele hele kine, nefrete hiç yer yoktur. Ortak temaları; insan, doğa ve vatan sevgisi, aşk, hoşgörü, özgürlük, barış, kardeşlik, birlik beraberlik, başkalarına saygı, hak ve adalet gibi değerlerdir. İnsan ancak bu değerlerin bilgisini öğrenerek insanlaşabilir, dolayısıyla bunlar insanlığın da ortak değerleridir. İşte bu yanıyla, bu ülkenin güzel ozanları evrensel temaları işler ve dünya kültürüne bu temalar üzerinden katkıda bulunur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ali Arslan 3 yıl önce

Önce bu duygulu anlatımlar için teşekkür ederim. Sonra da, bir seferinde Nesimi'yi de anlatmanız beni çok mutlu edecek.
"Bende sığar iki cihan/ Ben bu cihana sığmazam" Diyn Nesimi'yi de çok güzel tarif edeceğinizdn eminm. Göğnünüze sağlık.

Avatar
Ruslan 3 yıl önce

Bəli, mən də Nəsimini oxumaq istərdim.