Her insanın bir rengi ve bu rengin evrene yayılma, akma şekli vardır. Rengimiz genellikle kişiliğimiz ve yaratılış özelliğimizle ilgilidir. Yaratılış özelliğimizde iyi ve kötüler iç içedir. Rengimizin parlaması eksik, kötü yönlerin azalmasıdır. Duygusal uçlar, öz rengimizin kirlenmesine neden olur. Kıskançlık insanın kurdudur. Çünkü kıskançlık, korku, öfke rengimizi  kapatır. İnsanı beklentileri hasta yapar, beklerken akamayız ki! Bu yolculuğun dürüst olmak, nefis eğitimimize önem vermek ve düşüncemizin canlı olduğunu kavramaktan  geçtiğini artık hepimiz biliyoruz. Tekrarlanmayan hatalar yol açıcıdır. Eğer bir elma özelliğinde isek, rengimizin zamanla en güzel ve berrak kırmızı  hale dönüşmesi (olgunlaşmak) doğaldır. Gerçek rengimiz ortaya çıkancaya kadar tüm renkleri kullanırız. Bir makamda tüm notaların var olması, ama bir ki notanın minik değişmesi ile makamların oluşmasına da benzetebiliriz.  Rengimizi sezmek, olumsuzlukları azaltmak ve olumlu özellikleri açığa çıkar.

Bizler öz rengimize odaklanabilmek için ara ara içimizi dinleyip, düşüncelerimizi susturmalıyız. Kendimizi bir renk olarak düşleyip, evrene nasıl aktığımızı gözlemleyebiliriz. Bunun için, derin nefes alarak iki-beş dakikada kendimize dönmemiz, gevşememiz yeterli olabilir. Tek renge ulaşmak için kendimizi 2-3 renk olarak da ifade edebiliriz. 
Kendimizi renkten renge geçerken de fark edebiliriz. Hissettiklerimizi kağıtlara çizerek somutlaştıralım. Bu çalışmalarla kendimizi fark etmede somut bir şekilde ilerleme kaydederiz. “RESİMLE İÇGELİŞİM” isimli kitabımız merak edenler için daha açıklayıcı olabilir.rtmak olgunlaşmamız için rehber olabilir.  


Evrenden, evrene akma şeklimiz, yaratılış özelliğimiz doğrultusunda, içsel ışığımızın parlaması ile olur. Akışkan olma hali, maddenin son halidir belkide. Daha sonra başka boyutlarda tekamüller sürebilir. Rengimizi, özelliklerimizi öğrendikçe hiç bir şey bilmediğimizi tekrar fark eder, gerçek teslimiyetin içerdiği  bütünlüğü sezeriz. Kaynağa yakınlaşırız, rengimiz şeffaflaşır ve gittikçe beyazlaşırız.

Rengimiz parladıkça savunma mekanizmamız artar, diğer insanlarla iletişimimiz kolaylaşır. Akışta olan bir sanatçının eseri tüm olarak bitmez, hep yarım hissi vardır. Rengi parlamaya başlayan insanların çoğunlukla yiyecekleri, su ve havadır! Rengimiz açığa çıktıkça geçirgen olma özelliğimiz de artar ve beyaz renk gibi tüm renkleri iletiriz, koşulsuz yargısız. Dileriz sonsuz nur içinde bir nokta olabiliriz!
        
www.leylasabah.net
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
aykut kuşkonmaz 8 yıl önce

çok doğru anlatdın güzel arkadaşım.daha önce hiç duymadığım bir aydınlanma tasviri.tek bir yerde takıldım Renginiz parladıkça savunma mekanizmanız artar diyorsunya. bence... yorumun devamı.

Avatar
İlkan özt. 8 yıl önce

Sizi özellikle İzmir'deki yaptığınız güzel şeylerle tanıyorum. Bu sanal ortamda bulunmanıza çok sevindim. Sıra dışısınız, izlemekten mutlu olacağımı da biliyorum. Yazdıkl... yorumun devamı.

Avatar
Nejla Sümer Akçınar 8 yıl önce

Ne kadar güzel bir Paylaşım,teşekkürler arkadaşım.

Avatar
H. Taşdemir 8 yıl önce

Tebrik ve teşekkür ediyorum. Dürüstçe söylemek gerekirse, yaptığınız farklı farklı yaklaşımlar ve düşünceler, Her şeyden önce bir okuyucu olarak benim de dikkatimi çekiyo... yorumun devamı.

Misafir Avatar
l.sabah 8 yıl önce @H. Taşdemir

Sevgili okuyucu ve yanıtlayıcı nazik insanlar. Övgüden çok gerçek yaklaşımlara ihtiyacımız var, beraber olgunlaşmak için bu şart gibi. Aykut arkadaşımızın fikrinini kısme... yorumun devamı.

Beğenmedim! (0)