Kamala Harris’in adaylığını hangi şirketler fonluyor?

ABD'li Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi'nden (PSL) Eugene Puryear, partinin yayın organı Liberation'da kaleme aldığı yazıda, Demokrat Parti'nin başkan adayı Kamala Harris'in büyük şirketler tarafından nasıl mali ve siyasi destek aldığını anlattı.

ABD'li Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi'nden (PSL) Eugene Puryear, partinin yayın organı Liberation'da kaleme aldığı yazıda, Demokrat Parti'nin başkan adayı Kamala Harris'in büyük şirketler tarafından nasıl mali ve siyasi destek aldığını anlattı.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in başkan aday adayı olacağı su götürmez bir gerçekti. Harris bu pozisyona yükselir yükselmez onu bir "bilmece" olarak gören “iş dünyasıyla ilişkilerini güçlendirmek için1" çalışmaya başladı. Başkan Yardımcısı Harris, Wall Street bankerlerinden kripto para yatırımcılarına uzanan %1'lik kesime bir şeyler kanıtlama telaşına kapılmış görünüyor: Tıpkı Joe Biden döneminde olduğu gibi "hiçbir köklü değişim olmayacak2".

Enflasyonun, iklim değişikliğinin, yoksulluğun, berbat sağlık sisteminin ve “mağazalarda deodorantların kilitli vitrinlerde tutulmasının3” temel nedeni; özel şirketlerin siyaseti, ekonomiyi, medyayı ve hayatın diğer bütün alanlarını sermayedarların çıkarına göre şekillendiren hegemonyasıdır (corporate power). Yani eğer şirketlerin yöneticileri, bankerleri ve avukatları açısından hiçbir köklü değişim olmayacaksa hayatın işçi sınıfı ve yoksullar için gerçek anlamda iyileşmesi olası görünmüyor.

Harris teknoloji dünyası, petrol ve doğal gaz endüstrisi, Wall Street ve Hollywood’daki ana aktörlerle ilişki kuruyor ya da mevcut ilişkilerini güçlendiriyor. Bu aktörler “ceza adalet sistemi” konusundaki en ılımlı reformları bile baltalamaya çalışan çeşitli sağcı kampanyaların parçası olmakla birlikte sendika düşmanlığı, çevrenin tahribi ve tekelleşmeye yönelik politikaları içeren kabarık bir sicile sahip. Siyaset uzun zamandır sermayedarların hakimiyeti altında ve Harris’in mega bağışçılarla olan ilişkileri, yaşadığımız dünyayı şekillendirmek ve kontrol altında tutmak için çabalayan bu egemen güçlerin üstündeki perdeyi aralıyor.

ABD’nin hidrolik kırma şirketleri

Hidrolik kırma, Biyolojik Çeşitlilik Merkezi’ne göre, “petrol ve doğal gaz elde etmek amacıyla zehirli kimyasallar ve kumla karışık büyük su kütlelerin kaya oluşumlarını parçalamak için yeryüzünün derinliklerine püskürtülmesidir4”. Bu sondaj işlemi büyük miktarda sera gazının atmosfere salınmasına neden olmakta, havamızı ve su kaynaklarımızı kirletmektedir. Bir Guardian haberinin5 açıkça ifade ettiği gibi: “ABD’deki hidrolik kırma işlemlerinin ani yükselişi dünyayı iklim felaketinin kıyısına sürükleyebilir.”

Hidrolik kırmadan olağanüstü kârlar elde ediliyor ve bu konuya dair ciddi düzenlemelerin engellenmesi için büyük lobi faaliyetleri6 yürütülüyor. Şirketler hukuku firması Paul, Weiss’in başındaki isim ve Harris’in ana bağış toplayıcılarından biri olan Bard Karp, Haziran ayında Financial Times’a7 verdiği demeçte “Kamala Harris zorlu bir aday ve mükemmel bir başkan olacaktır” sözlerini dile getirmişti. Endeavor Enerji Kaynakları ve Diamondback Enerji isimli iki şirket Texas’taki Permian havzasında faaliyet gösteriyor ve hidrolik kırmayla servetini servet katıyordu. İki şirketin bu yılın başlarındaki 26 milyar dolarlık birleşmesinde Paul, Weiss ana hukuki aktör olarak yer aldı8.  Karp’ın Financial Times’ta Harris’i övmesinden 4 gün sonra, Harris’in kampanya ekibi hidrolik kırmaya yönelik bir yasağın Harris tarafından desteklenmediğini ilan etti9.

Şirket birleşmeleri ve devralmalar

LinkedIn kurucusu milyarder Reid Hoffman geçtiğimiz günlerde Harris’in başkanlık kampanyasına 7 milyon dolar bağış yapmıştı. Hoffman bağış çekini imzalamasından kısa süre sonra CNN’e verdiği röportajda Harris’in Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Başkanı Lina Khan’ı kovma sözü vermesini talep etti10. Khan, şirket birleşmeleri ve tekeller konusunda önceki FTC başkanlarına kıyasla daha agresif bir pozisyon aldığı için CEO’ların günah keçisi olmuştu. Harris’in Khan’ı görevden alıp almayacağı yahut başka bir yolla FTC politikalarını tersine çevirip çevirmeyeceği belirsiz olsa da ne olacağını merak etmek hiç de yersiz olmayacaktır.

Bu merak hiç de yersiz değil çünkü yatırım bankası Evercore’un kurucusu Roger Altman da Harris’in destekçilerinden biri. Evercore, diğer birçok özelliğine ek olarak, çeşitli sektörlerde devasa tekeller yaratan birleşme ve devralmaların başrolü konumundadır. Örneğin petrol devi ConocoPhillip’in bir başka patrol devi Marathon’u devralması için yaptığı anlaşmanın mali danışmanı Evercore’dur. Bu yatırım firması daha önce de Whole Foods’un Amazon’a satılması ve T-Mobile’ın Sprint’i devralması gibi sayısız büyük anlaşmaya danışmanlık yapmıştır11.

Böylesi dostlarla yürüyen Harris yönetiminin kontrolden çıkmış sermaye hegemonyasına karşı hiçbir güvence sunmadığı ortada.

Silikon Vadisi: Teknoloji derebeylerimiz

Yapay Zeka (YZ) ve kripto para sektörlerinin düzenlenmesine dair tartışmalar şiddetlenirken, YZ ve kripto para şirketleri etrafa para saçıyor. Başkan Trump ve genel anlamıyla Cumhuriyetçiler bu dijital finansal ürünlerden kaynaklanan her türlü soruna göz yumma sözü vererek kripto şirketlerini cezbetmeye çalıştı. Harris ise şimdi Trump’tan altta kalmamak için Coinbase ve Ripple gibi büyük kripto aktörleriyle doğrudan temas kuruyor ve Demokratların “iş dünyasından yana12” olduğu mesajını iletiyor.

Ripple, Fairshake isimli kripto para yanlısı bir Siyasi Eylem Komitesi’nin (PAC)13 en büyük bağışçısı konumunda ve Fairshake yaklaşık 50 milyon dolar bağışıyla 2024 seçimlerinin en büyük PAC’i. Fairshake, diğer birçok faaliyetinin yanı sıra, New York temsilcisi Jamaal Bowman’ı koltuğundan etmek için İsrail destekçisi sağcı gruplarla ittifak yapmış14 ve bu amaçla 2 milyon dolardan fazla para harcamıştı. Bowman hakkında “bir polis katilinin resmini ortaokulun onur duvarına astı” suçlaması dahil olmak üzere ırkçıları galeyana getirmeyi amaçlayan her türden tetikleyici söylemin15 yaygınlaştırılmasının arkasında bu sağcı gruplar var. Fairshake, St. Louis’nin kadın kongre üyesi Cori Bush’un yeniden seçilmesine karşı yürütülen faaliyetlere de 1 milyon dolar harcama yapmıştı. Başka bir şekilde ifade edecek olursak, Harris’in kampanya ekibi, Siyonist siyaset makinesiyle birlikte çalışarak, ilerici siyahi siyasetçilere karşı aşırı sağcı saldırıların ana fonlayıcılarından biriyle kol kola girmeye çalışıyor.

Harris’in Yapay Zeka dünyasının bir hizbinden de destek aldığı aşikâr. Örneğin milyarder yatırımcı Vinod Khosla X üzerinden “MAGA olmayan”16 kesimlere Harris için birleşme çağrısı yaptı.

Trump’ı yenmek ve demokrasimizi kurtarmak, kötü değerlere, Proje 2025’e ve Trump’ın istediği diktatörlüğe karşı çıkmak ve tüm bunları yaparken iyi bir dünya vatandaşı olmak için MAGA olmayan herkesin Kamala Harris’te birleşmesinin vakti geldi. Söylediğim gibi demokratlar, bağımsızlar, cumhuriyetçiler ve de MAGA dallamalar (test: seçimlerin reddiyesi) var. İki tarafta da [Demokratlar ve Cumhuriyetçiler] iyi insanlar mevcut. Yan yana durmalıyız.

Khosla ve daha önce adını andığımız Reid Hoffman, Yapay Zeka endüstrisinin nasıl “düzenlenmesi” gerektiğine ilişkin büyük bir savaşın parçası oldular. Google, Microsof ve OpenAI ile çalışan Khosla ve diğerleri “düzenleyici” ortamı mümkün olduğunca kendi işlerine uyumlu hale getirmek için büyük kaynaklar harcıyorlar. ABD Kongresi personelleriyle fikirlerini paylaşan Khosla, Çin’e karşı savaşta “Yapay Zeka’nın ulusal güvenlik açısından etkilerini” vurgulamış ve YZ’nin ABD emperyalizmi için yararlı olacağını şöyle ifade etmişti: “Yapay Zeka sosyal politikayı ve ideolojiyi etkileme olanağı sağlayan ekonomik bir güç demektir.17

Hem kripto para hem de YZ özellikle iklim değişimi açısından önemli sonuçlar yaratıyor. Kâr amacı gütmeyen bir temiz enerji kuruluşu RMI’ya göre “ABD’deki kripto para faaliyetleri her yıl 25-50 milyon ton arasında CO2 salınımına sebep oluyor. Bu miktar ABD demiryolu endüstrisinin bir yıllık dizel salınımına eşit”18. Yapay Zeka’nın sistemlerini soğutabilmek için harcadığı büyük miktarda su ve devasa elektrik tüketimiyle sürdürülebilirlik sorunları daha da derinleşiyor. Bununla birlikte hem YZ’nin hem de kripto para teknolojisinin yarattığı kara para aklama ve Deepfake teknolojisi gibi nasıl kontrol edileceği ya da kontrol edilip edilmeyeceğine ilişkin şüphe yaratan birçok başlık önümüzde duruyor. Bu şirketler ve Harris ekibi arasındaki bağlara bakılırsa tilkinin kümese dalmasına izin verildiğinden endişelenmek yanlış olmayacaktır.

Kanun ve düzen: Özel kampanya birimi19

Harris ekibi ve teknoloji dünyası arasındaki ilişkilere dair bir başka göstergeye daha sahibiz: Harris’i destekleyen ya da onun yanında yer alanların çoğu San Francisco’daki başarısız ve cezalandırıcı “ceza adaleti” politikalarının desteklenmesinde de en ön saftaydı. Bunun bir örneği Ripple şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Chris Larsen’dir. Larsen, “San Francisco kolluk kuvvetlerinin en büyük bağışçısı”, “sosyal yardım alan kişilerin uyuşturucu taramasına tabi tutulması” ve “aşırı güç kullanımı bildirimlerinin azaltacak ve inceleme olmaksızın daha fazla gözaltı olanağı sağlayacak” politikaların büyük destekçisi olarak bilinmektedir20.

Bir diğer Silikon Vadisi yöneticisi Garry Tan, seçilmiş San Francisco Bölge Başsavcısı Chesa Boudin’in “suçlara karşı yumuşak olduğu” gerekçesiyle geri çağrılması kampanyasına 100.000 dolar bağışlamıştır21. Harris’e henüz açık desteğini sunmamış olan Tan geçtiğimiz günlerde X’te “en büyük Polis Kamala Harris gerçekten galip çıkabilir” ifadelerini içeren ve Harris’in “sert” ceza adaleti politikalarına açık olduğunu kanıt olarak sunan bir gönderi paylaştı.

En büyük Polis Kamala Harris gerçekten çıkabilir. Harris’in 2013’teki, aktivistler ‘daha fazla okul daha az hapishane inşa edin’ dese de SUÇ VAR ve suça karşı daha sert ve hızlı sonuçlar alınması gerektiğine işaret eden sözleri kelimesi kelimesine şöyle…

Hollywood’un sendika düşmanları

Tüm Demokratlar gibi Harris de Hollywood’un ağır toplarından destek görüyor. Bu ağır toplar arasında eski Disney yöneticisi ve birçok siyasetçinin büyük bağışçısı olan Jeffrey Katzenberg de bulunuyor. Katzenberg Harris’i “bizi ileriye taşıyabilecek ilham veren yeni lider” olarak adlandırdı22. Katzenberg’in istediği gelecek, işçiler için pek de parlak bir gelecek değil. Katzenberg son Hollywood grevinde öyle büyük bir tepki gördü ki, kampanyanın eş başkanı olmasına rağmen, Biden onunla birlikte bağış toplamaya çekindi. Mevcut animatörlerin %90’ının YZ tarafından yerinden edilebileceği gibi açıklamaları23 nedeniyle bu durum hiç de sürpriz sayılmaz.

Hollywood’un mega temsilcisi Chris Silberman’ın Vanity Fair’de söylediği gibi benzer türde daha çok ismin Harris’in kampanyasına bağışçı olarak katılması muhtemel: “Harris’e Hollywood’tan para akacak. Burada destek görecek ve bağışçılar bulacak”. Bir başka Hollywood temsilcisi de “şehrin en büyük liderleri … Harris için her şeyi yapacak” demişti. Çalışanlar, oyuncular ve yazarlar bunu dert edinmeli çünkü Hollywood’un “en büyük liderlerinin” çoğu sendikaları bitirmek ve ücretleri düşürmekten yana.

Düzen siyaseti büyük bir ticaret

Her büyük partinin başkan adayının büyük bağışçılara bağımlı olduğu bir sır değil. Bu durumun seçilecek kişinin politikalarını nasıl etkileyeceği tamamıyla öngörülemez olsa da bir şey çok açık: Harris, kripto paradan Yapay Zeka, petrol tekelleri, Wall Street ve Hollywood’a uzanan çeşitli sektörlerdeki büyük güçlerin kendisini bir tehdit olarak görmemesini sağlamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu durum Harris’in siyasi kariyerindeki bir eğilimin sürekliliğine işaret ediyor. Örneğin 2020’deki ön seçimlerde, adaylıktan çekilmeden önce 46 milyarderden bağış toplamıştı. Bu rakam o zamanın diğer Demokrat adaylarına kıyasla en yüksek rakam demekti. En büyük şirketlere yaranmaya çalışanların değil ancak onlara karşı mücadele eden toplumsal hareketler, partiler ve liderlerin ABD’deki emekçiler ve yoksullar lehine bir değişim yaratması mümkün olacak. Elimizdeki kanıtlar, bu değişimi yaratacak kişinin Kamala Harris olmadığını gösteriyor.

Çeviri: Umut Araz / SoL

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.