BURSA ARENA / Haber Merkezi
İsrail’de yüz binlerce silahın büyük çoğunluğunun İsrail ordusundaki Arap vatandaşlar arasında dağıldığı suçlaması yönelitildi. Kuzeydeki bir İsrail askeri üssünden, 16 Aralık’ta yaklaşık 150 M16 tüfek mermisinin çalındığı bildirildi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre söz konusu hırsızlık olayı, bir ay önce Safed şehrinin kuzeyindeki Ayn Zeitim Askeri Üssü’nde gerçekleşti. Ancak ordu bunu gizli tuttu. Eski bir general ise bu hırsızlığı ‘İsrail ordusunun son yıllarda başına gelen en tehlikeli yolsuzluk’ olarak nitelendirdi. Söz konusu general açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu, bir ordu kampındaki sıradan bir depodan yapılan bir hırsızlık değil. Aksine savaş cephesinde acil durum veya savaş için belirlenmiş depolardan yapılan bir hırsızlıktır. Bu da savaş çabalarına zarar verir.”
Walla internet sitesi muhabirlerinden Amir Bohbot, yine aynı üssün yaklaşık iki ay önce soyulduğunu ve kimliği belirsiz bir şahsa suçlamalar yöneltildiğini aktardı. Sağcı ‘Torat Lehima (Savaş Doktrini) Hareketi, kamplardan yapılan mühimmat ve silah hırsızlığının, İsrail ordusu içinde önemli bir yolsuzluk sorunu olduğunu gösterdiğini bildirdi. Hareket tarafından yapılan açıklama şöyle oldu:
“Bu durum sürekli bir şekilde tekrarlanıyor. Çünkü ordu ihmalkar ve olayın önüne geçmek için gerekli araştırmaları ve önlemleri ortaya koymuyor. Bu cephanenin, İsrail’deki Yahudi hırsızlardan satın alan ya da kamplardan yağmalamak için kendi hırsızlarını gönderen Arap suç çeteleri tarafından kullanılması umurunda değil. Ordu, Batı Şeria’daki yerleşimci şiddetinden bahsederken yozlaşmış subayları İsrail’in içinden, İsrail Devleti’ne karşı faaliyet gösteren Beşinci Arap Koluna silah ve mühimmat sağlıyor. İsrail’i korumakla görevlendirilen ve bu şekilde milyarlarca dolar harcayan İsrail ordusu, ülkenin düşmanlarını içeriden güçlendiriyor. Araplar, bugün Arap toplumunda şiddeti yaymak ve ulusal bir savaşın yolunu açmak için çalışan iyi silahlanmış bir ordu kuruyorlar.”
İsrail’deki Arap siyasi liderler (48 Filistinlileri), Arap toplumundaki yaygın silahların kaynağının İsrail ordusu olduğu konusunda sürekli uyarılarda bulunuyor. Polisi ve güvenlik güçlerini Arapları birbirlerine karşı şiddet uygulamaya teşvik etmekle suçluyan söz konusu liderler yaptıkları açıklamada “Arap sokağını kana bulayan bu silahlar, kaçınılmaz olarak Yahudi sokağına da nakledilecektir. Sonra polis harekete geçecek ama çok geç olacaktır” dediler.
Resmi istatistiklere göre, son yıllarda genel olarak İsrail’de ve özel olarak da Arap bölgelerinde şiddet ve suç oranlarında endişe verici bir artış oldu. 2010’dan bu yana Arapların nüfusun yüzde 19’unu oluşturmasına rağmen İsrail’de 651’i, yani yüzde 72’si Arap olmak üzere 898 vatandaş öldürüldü. İsrail polisine göre 2016’dan bu yana İsrailli Yahudiler arasındaki cinayet sayısı ise nispeten sabit kaldı.
2016’da 38, 2017’de 44, 2018’de 35 ve 2019 ve 2020’de de 36 Yahudi öldürüldü. Bununla birlikte aynı dönemde Araplar arasında şiddet mağdurlarının sayısı istikrarlı bir şekilde arttı. Sayı 2016’da 64, 2017’de 67, 2018’de 71, 2019’da 89 ve 2020’de de 96 oldu.
Haaretz gazetesi, geçen kasım ayında bir soruşturma yayınladı. Raporda, Arap vatandaşlarına yönelik birçok cinayetin faili meçhul olduğu belirtilirken Kasım 2020 itibarıyla Arap kasabalarındaki cinayetlerin yalnızca yüzde 22’si hakkında iddianame hazırlandığı bildirildi. Bu oranın Yahudi kasabalarında ise yüzde 53 olduğuna dikkat çekildi.
‘İbrahim Girişimleri’ örgütü tarafından yapılan bir araştırmaya göre İsrail’deki Arap vatandaşların yüzde 60,5’i şiddet nedeniyle kasabalarında güvenlik hissini kaybettiklerini belirtti. Bu oran Yahudiler arasında ise yalnızca yüzde 13.
Tel Aviv/Şarku’l Avsat