BURSA ARENA / Haber Merkezi
Erdoğan Kıbrıs'ta AB'ye tepki göstermişti. Batının ikircikli tavrı akla Denktaş'ı getirdi. Denktaş'ın herkesin okumasını vasiyet ettiği Akritas planı neydi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lefkoşa'da Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47'nci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen Barış ve Özgürlük Bayramı törenine katılmıştı. Konuşmasında "Buradan AB'ye sesleniyorum, ne oldu? Siz sözünüzü tuttunuz mu? Bunlarda hep yalan, hep yalan. Bunlarda demokratlık yok. Avrupa Birliği mali noktada, idari noktada Kuzey Kıbrıs'a desteklerini verecekti, verdi mi hayır. Bunların hayatı yalan üzerine kurulu'' açıklamasında bulunmuştu.
Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekatı'nın 47. yıl dönümünden önce Kıbrıs Rumları ve Türkleri arasındaki ilişki ne boyuttaydı?
RAUF DENKTAŞ'IN VASİYETİ
Yarım asırlık mücadelesinin sonunda, Ankara ile ters düşen ve aktif siyasetten çekilen KKTC’nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, kısmi felç geçirdiği saate kadar Kıbrıs sorunuyla ilgilenmeye devam etmişti. Denktaş, özel ofisinde görüştüğü Cumhuriyet temsilcisine vasiyetinin not edilmesini, öldükten sonra Türk halkına duyurulmasını istemişti. Planın Kıbrıs’ı Türkiye’den kopararak Yunanistan’a bağlamayı amaçladığını söylemişti.
Denktaş Türk olan herkesin Akritas planını okumasını vasiyet etmişti...
AKRİTAS PLANI NEDİR
Akritas Planı, 1963 senesinin başlarında Kıbrıs Cumhuriyeti hükûmetînde çoğunluğa sahip Kıbrıs Rumlarının, Kıbrıs Türklerini yönetimde zayıflatarak daha sonra Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Yunanistan ile birleştirmeyi amaçlayan bir plan üzerine kuruluydu.
İlk olarak 21 Nisan 1966 tarihinde Patris Gazetesi’nde plan açık bir şekilde yayımlanmıştı.
Terör örgütü EOKA ‟Kıbrıslı Savaşçılar Milli Organizasyonu”, 21 Aralık 1963’te, masum ve silahsız birçok Türkü yaralayarak ve/veya öldürerek Akritas Planını uygulamaya başlamıştı.
RUM KATLİAMLARI
1 Nisan 1955 tarihinde Rumlar tarafından EOKA örgütü kuruldu, örgüt korku salma ve yıldırma politikası izleyerek Türklere zarar vermeye başladı. EOKA’ cılar 1958-1963 yılları arasında bazı köylerde hiçbir sebep olmadan masum Türkleri öldürmeye başlayarak katliamlar gerçekleştirmişlerdi.
Bunlar sırasıyla; Sinde Katliamı (12 Temmuz 1958), Atlılar Katliamı (13 Temmuz 1958), Arnayi Katliamı (13 Temmuz 1958), Üç Şehitler (19 Temmuz 1958) ve Goşşi Katliamı (19 Temmuz 1958) dı.
KIBRIS GEÇMİŞİ
1960 yılına kadar Kıbrıs adası Birleşik Krallık'ın kolonisiydi. 1955'te Kıbrıslı Rumların kurduğu EOKA örgütü Birleşik Krallık kuvvetlerini adadan çıkarmak için silahlı eylemlere başladı. Bu zaman zarfında Kıbrıs Türkleri'de silahlanmaya başladı ve Birleşik Krallık adanın iki yanını kontolde tutmakta zorlandı. Bu tarihten itibaren Taksim (Türkiye'ye bağlanma) isteğinde bulunan Türkler ile Enosis (Yunanistan'a bağlanma) isteyen Rumlar birbirleri ile çatışmaya başladı. Birleşik Krallık yönetimi Türk Mukavemet Teşkilatı ile ilişkisi olduğunu düşündükleri 65 Türk ile EOKA mensubu olduklarını düşündükleri 1244 Rumu tutukladı. Bunun üzerine Birleşik Krallık yönetimi Kıbrıs Türklerin ve Kıbrıs Rumların oluşturacağı bir bağımsız cumhuriyet kurulması için girişimde bulundu. 16 Ağustos 1960 tarihinde Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık'ın "Kuruluş, İttifak ve Garanti" adındaki 3 anlaşmayı imzalaması ile cumhuriyet kuruldu. Buna göre Türk-Rumlar tarafından ortak yönetilecek bağımsız cumhuriyette, devlet başkanı Rum olacak; devlet başkan yardımcısı ise Türk olması kararı alındı.
BARIŞ SAĞLANAMADI
Rumlar bunu hazmedememiş ve 1967 yılında adaya Yunanistan’dan gizlice getirdikleri 20.000 civarında askerlerle birlikte Türk köylerine saldırdı. Boğaziçi ve Geçitkale köylerine karşı yapılan saldırılarda birçok Türk hayatını kaybetti veya yaralandı.
Kıbrıs’taki darbenin önüne geçmek ve Yunan işgalini önlemek amacı ile Türkiye başbakanı Bülent Ecevit, İngiltere ile ortak müdahale yapmak istediğini dile getirmek amacıyla 16 Temmuz 1974’te İngiltere’ye gitti, fakat bu girişimi sonuçsuz kaldı. Adada Türklere yönelik birçok katliam meydana gelmişti.
Bu nedenle, Garanti Antlaşması’nda yer alan hakları dâhilinde 20 Temmuz 1974’te Mutlu Barış Harekâtı’nı başlattı.
Avrupa Konseyi 573 sayılı kararının 3. maddesinde; “…Adada diplomatik yollardan bir antlaşmaya varılamamasından dolayı, Türk Hükümeti 1960 Garanti Antlaşması’nın 4. maddesine göre müdahale hakkını kullandı” denmekteydi.
İngiltere’nin Ankara’nın hamlesine gösterdiği tepki sert oldu. İngiliz Dışişleri Bakanı Callaghan hemen Türkiye’nin İngiltere Büyükelçisi Rıfat Turgut Menemencioğlu’nu çağırıp Türk Hükümetinin böyle bir büyük askeri operasyon öncesinde kendisini bilgilendirmediği ve operasyonu radyodan öğrendiği için durumu esefle karşıladığını söyledi.
1974 ÖNCESİ ASKERİ DURUM
Kıbrıs Rum Kuvvetleri; Rum Milli Muhafız (RMM) ordusu, Rum Polis teşkilatı ve Yunan Alayı’ndan ibaretti. Seferde Rum ordusunun mevcudu 40.000’ne çıkabilmekteydi.
Kıbrıs Barış Harekatı’na 6’ınci Kolordu Komutanlığı emrinde; 28’inci Motorlu Piyade Tümeni, 39’uncu Piyade Tümeni, Hava İndirme ve Komando Tugayları, Gösteri ve Tatbikat Alayı, Amfibi Deniz Piyade Alayı, Jandarma Komando Taburları, Deniz ve Hava Kuvvetleri birlikleri, Bayraktarlık emrindeki Mücahit Birlikleri, 650 kişilik Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı ile idari ve lojistik destek birlikleri katılmıştır.
ÜÇ SAFHADA PLANLANDI
Birinci safhada hava ve kıyı başının tesisi ve elde bulundurulması, ikinci safhada çıkan ve indirilen birliklerin birleşmesi, üçüncü safhada da harekat alanının genişletilmesi.
SONUÇ:
Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıslı Türklerin can güvenlikleri sağlanmış, Rumların Enosis hayali Akdeniz’in karanlık sularına gömülmüştü. Bu savaşta; 415’i Kara, 65’i Deniz, 5’i Hava ve 13’ü Jandarma olmak üzere 498 Türk askeri şehit olmuş, 1200’de yaralanmıştı. 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü şehit olmuş, 1000 Kıbrıslı Türk de yaralanmıştı. Birleşmiş Milleler Barış Gücü askerleri de kayıp vermişti: 3 Avusturyalı asker ölmüş, 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 İngiliz ve 3 Kanadalı asker de yaralanmıştı. Türkiye bu harekatı ile kendi güvenliğini ve Kıbrıslı Türklerin güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya fiilen kanıtlamış oldu.
Doğukan Tüfeksever
Odatv.com