BURSA ARENA / Haber Merkezi
Pandeminin dünyayı esir aldığı 2020 birçok kişiye göre korkunç bir yıldı, 2021 de birçok sürpriz gelişmeyle ve yine Covid-19'un gölgesinde geçti. Dünya, Omicron varyantı sonucu vaka sayılarının patlama yaptığı bir ortamda yeni bir yıla girdi. 2022'de de pandeminin yanı sıra önemli seçimler, büyüyen sığınmacı ve iklim krizleri ve jeopolitik gerilimler dünyada gündemi belirleyecek.
Dünya pandeminin gölgesinde yeni bir yıla daha girdi.
2021, ABD’deki Kongre baskını, Afganistan’da Taliban’ın iktidara dönüşü, sığınmacı krizi, suikastlar ve darbelerle epey hareketli geçti. 2022’de de dünyayı önemli ve sürpriz gelişmeler bekliyor.
2022 takviminde öne çıkan gelişmeleri ve gündemleri derledik.
Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi: Macron yeniden seçilecek mi?
Fransa, gelecek beş yıllık dönemdeki cumhurbaşkanını seçmek üzere nisanda sandık başına gidecek. 10 Nisan'daki ilk turda hiçbir aday çoğunluğu kazanamazsa 24 Nisan'da ikinci tura gidilecek.
Henüz adaylığını resmi olarak açıklamasa da seçimde yarışması beklenen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Covid-19 pandemisi sürecinde uygulanan kısıtlamalar nedeniyle sert eleştirilerin hedefi olmuştu. 2018’de ülkeyi kasıp kavuran Sarı Yelekliler protestoları da Macron’un koltuğunu sarsmıştı.
Anketler, Fransa sağının köklü partisi Cumhuriyetçiler'in adayı ve İle de France Bölge Başkanı Valerie Pecresse’in seçimde Macron’u mağlup edebileceğini gösteriyor.
Siyasette çok deneyimli bir isim olarak tanınan Pecresse, seçimi kazanırsa ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı olacak. Seçim kampanyasında göç ve güvenlik konularına odaklanan Pecresse, ülkeye gelen yabancı sayısının sınırlanması için referandum düzenlenmesini öneriyor.
Öte yandan aşırı sağ kesimde oyların, 2017 seçiminde Macron'a yenilen Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen ile göçmen ve İslam karşıtı gazeteci-yazar Eric Zemmour arasında bölüneceğine dikkat çekiliyor.
Diğer önde gelen adaylar ise, solcu Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi’nden Jean-Luc Melenchon, Sosyalist Parti’nin adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ve Yeşiller Partisi’nden Yannick Jadot.
Brezilya'da devlet başkanlığı yarışı: Lula mı, Bolsanora mu?
2022 Latin Amerika'nın en büyük ülkesi Brezilya için tam bir seçim yılı olacak. Ülke, 2 Ekim'de yeni devlet başkanını, yardımcısını ve Ulusal Kongre üyelerini seçecek.
146 milyondan fazla seçmenin bulunduğu ülke, devlet başkanlığı seçiminde aşırı sağ ve sosyalizmin yarışına sahne olacak. 2019'dan beri devlet başkanlığı koltuğunda oturan ve ilginç çıkışlarıyla tartışma yaratan aşısı sağcı Jair Bolsonaro'nun rakibi, Latin Amerika solunun ünlü ismi ve eski Brezilya lideri Luiz Inacio Lula da Silva.
Anketlere göre, Lula seçimleri açık ara farkla kazanacak. Bolsonaro'nun seçimi hile nedeniyle kaybetmesi halinde sonucu tanımayacağını açıklaması ve seçim sistemine itirazlarıysa endişe yaratıyor. Aşırı sağcı lider, bir konuşmasında “Geleceğim için üç alternatif var: Tutuklanmak, öldürülmek ya da zafer” demişti.
Brezilya'yı 2003 ve 2010 yılları arasında yöneten Lula, kara para aklama ve yolsuzluk iddiasıyla açılan iki ayrı davada 29 yıla yakın hapis cezası almış ve yaklaşık iki yıl hapis yatmıştı. Ancak daha sonra hakkındaki soruşturmaların yeniden açılmasıyla tüm suçlamalardan beraat etmişti.
Biden yönetiminin zorlu sınavı: ABD'de ara seçimler
ABD'de 8 Kasım’da düzenlenecek ara seçimler, Joe Biden yönetimi için büyük bir sınav olacak.
Ara seçimler, 2020'deki başkanlık seçimlerinde Biden'a yenilen eski Başkan Donald Trump açısından Cumhuriyetçi Parti içindeki etkisini ölçmek için de bir fırsat olacak.
Cumhuriyetçiler ara seçimde Senato ve Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü yeniden ele geçirmeye, Demokratlarsa Kongre'deki çoğunluğu korumaya çalışacak.
Anketlere göre, başkanlık koltuğunda henüz bir yılını doldurmayan ülkenin en yaşlı başkanı Biden'a destek hızla düşüyor.
ABD ara seçimlerinde Temsilciler Meclisi'nin tüm sandalyeleri, Senato’nun ise üçte ikisi belirleniyor. Sonuçlar, 2024'te düzenlenecek bir sonraki başkanlık seçimlerini de etkileyecek.
Futbolseverin gözü Katar'daki Dünya Kupası’nda olacak
Katar, 21 Kasım-18 Aralık tarihleri arasında FIFA Dünya Kupası maçlarına ev sahipliği yapacak ilk Orta Doğu ülkesi olacak.
Uzun yıllardır hazırlıkları süren 2022 Dünya Kupası için Katar, milyarlarca dolarlık büyük bir inşaat programı başlatarak çok sayıda yeni stadyum, yeni bir havalimanı ve oteller inşa etti, altyapı ve toplu taşıma sistemlerini yeniledi.
İnşaat projelerinde çalışmak üzere ülkeye getirilen en az 7 bin yabancının iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği haberleriyse büyük tartışma yarattı.
İnsan haklarıyla ilgili eleştirilere karşın Katar yönetimi, eleştirileri adaletsiz
bulduğunu belirtiyor.
Bu tartışmaların gölgesinde düzenlenecek dünyanın en önemli futbol etkinliklerinden Dünya Kupası'nda, tüm dünyadan 1 milyonu aşkın kişinin Katar'a akın etmesi bekleniyor.
Türkiye de Dünya Kupası için Katar’a 3250 polis gönderecek.
Rusya Ukrayna'yı işgal edecek mi?
Rusya-Ukrayna sınırında geçen yılın sonlarına doğru patlak veren, ABD ve NATO'nun da müdahil olmasıyla hızla büyüyen kriz, 2022'de de gündemi meşgul edecek gibi görünüyor.
Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakıyla ve Ukrayna'nın doğusundaki Donbass'ta binlerce kişinin öldüğü çatışmalarla büyüyen kriz, Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığmasıyla yeni bir boyuta taşınmıştı.
Ukrayna ve ABD, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal hazırlığı yaptığını iddia ediyor, Rusya ise ABD'yi kasıtlı olarak tansiyonu yükseltmekle suçlayarak iddiayı reddediyor ve NATO'nun Ukrayna'dan çekilmesini istiyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, önceki gün telefonda görüştüğü ABD Başkanı Biden’ı ülkesine yönelik olası yaptırımların ABD-Rusya ilişkilerini tamamen bozabileceği konusunda uyardı.
Batı'yla Rusya'yı bir kez daha karşı karşıya getiren gerilim, 2022'de de dünya gündeminin başlıca konularından biri olacak. Rusya ve ABD arasında Ukrayna kriziyle ilgili ilk güvenlik görüşmesi, 10 Ocak’ta yapılacak.
Pandemide sığınmacı krizi patlama yaptı
Avrupa'da 2015'te patlak veren sığınmacı krizi, o dönemden bu yana dünyanın en önemli gündemleri arasında ve 2021'de yaşanan trajedilerle daha da kötü bir aşamaya geldi.
Pandemiye rağmen son iki yılda Avrupa'ya geçmeye çalışan sığınmacıların sayısı adeta patlama yaptı. 2021'de binlerce sığınmacı Avrupa'ya geçmeyi başardı ancak birçok kişi daha iyi bir yaşam umuduyla çıktıkları yolculukta hayatını kaybetti.
Fransa’dan İngiltere’ye geçmeye çalışan düzensiz göçmenleri taşıyan teknenin 24 Kasım’da batması ve 27 kişinin hayatını kaybetmesi, iki ülke arasındaki göçmen krizini tırmandırdı.
Eylülde Belarus-Polonya sınırında patlak veren sığınmacı krizi, dünyanın gözleri önünde yaşanan yeni bir trajedi oldu.
Avrupa ülkelerine göçün önünü kesmek için AB ile 2016'da anlaşma imzalayan Türkiye, hala dünyanın en fazla mülteci ve sığınmacıyı ağırlayan ülkesi olmaya devam ediyor.
ABD-Meksika sınırındaki göçmen krizi de 2021'de yeni Başkan Joe Biden’ın göçmenlere kucak açma politikaları sonucu 100 binlerce Latin Amerikalının ABD sınırına akın etmesiyle trajediye dönüştü. Mart ayında başlayan bu akın karşısında geri adım atan Biden, göçmenlere “Buraya gelmeyin” dedi.
Ekim ayına kadar yasadışı olarak ABD'ye girmeye çalışırken gözaltına alınan göçmen sayısı, 1,7 milyona ulaşarak rekor kırdı.
Pandemi, çatışmalar, iklim değişikliği gibi sorunlar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalanların sayısı dünya çapında 84 milyona yaklaştı. Uzmanlar, 2022'de sığınmacı krizinin daha da şiddetlenmesini bekliyor ve zengin ülkelerin büyük bir sınav vermesi gerekeceğine dikkat çekiyor.
İklim değişikliği insanlığı tehdit ediyor
BM'nin ağustosta yayınladığı raporda, “İklim krizinin her yerde daha önce görülmemiş düzeyde kötüleştiği” ifade edildi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, raporda kriz için “insanlık için kırmızı kod” ifadesini kullandı.
Glasgow’da kasım ayında düzenlenen BM iklim zirvesiyse beklentileri karşılamadı.
Dünya, 2021'de aşırı hava olaylarından kaynaklı birçok trajedi yaşadı.
Türkiye dahil birçok ülkede krize dönüşen orman yangınları, Amerika'nın batısındaki rekor kuraklık, Almanya ve Belçika'da onlarca kişinin ölümüne yol açan seller…
İklim krizinin bu yıl da jeopolitik gerilimleri artırması beklenirken, birçok uzman önceki yıllarda elde edilen kazanımların ekonomik gerekçelerle terk edileceğine dair endişeleri dile getiriyor.
Covid-19 kabusu 2022'de bitecek mi?
Covid-19 pandemisi, yaklaşık iki yıldır dünyayı esir almış durumda ve son olarak yayılma hızı çok yüksek Omicron varyantı nedeniyle pandeminin geleceğine dair karamsar bir hava hakim.
2021'de Covid aşılarının uygulanmaya başlaması pandeminin sona ereceğine dair umutları artırmıştı ancak Delta ve Omicron gibi yeni varyantlar birçok ülkeyi yeniden alarm durumuna geçirdi.
Türkiye dahil birçok ülkede vaka sayıları son dönemde hızla artıyor, hatta bazı yerlerde rekor kırıyor. Aşı uygulaması sonrasında gevşetilen Covid önlemleri yeniden hayatımıza girdi, birçok ülke sınırlarını kapatmaya başladı.
Covid-19 kabusunun ne zaman sona ereceği belirsizliğini koruyor ve pandeminin 2022'de de dünyanın bir numaralı gündemi olması kesin görünüyor.
Merve Arkan / Sözcü