İzmir Basmane'de yaşamaya çalışan mülteciler, tuvaleti ve banyosu olmayan evlerde en az 10 kişi kalıyor. Bölgedeki kömürlükler bile ev olarak kiraya veriliyor.
Evlerde genellikle tuvalet ve banyo bulunmuyor, insanlar bu ihtiyaçları için camilere gidiyorlar. Bölgede yaşayan İzmirlilerin anlatımlarına göre tarikatların mültecilere yönelik olarak özellikle 'erzak yardımı' gibi yoğun faaliyetleri söz konusu.
İzmir’in en merkezi yerlerinden olan ve genellikle düşük gelirli insanların yaşadıkları Basmane semti, aynı zamanda ülkelerindeki savaşlardan ve ekonomik sıkıntılardan kaçıp gelen mültecilere ev sahipliği yapıyor. Bölgede ortalama kiralar 800-1000 lira arasında değişiyor. Kömürlüklerin bile kiraya verildiği semtte, bir oda büyüklüğünde olan dairelerde en az 10 kişi kalıyor.
Mahallede Hıristiyan göçmenlerin kurduğu bir de çamaşırhane bulunuyor. Burada çamaşırlar ücretsiz olarak yıkanıyor. Basmane’de uzun yıllardır yaşayan Halepli Kürt bir kadın mülteci ile konuştuğumuzda, 10 yıldır Türkiye’de yaşadığını, ablasının İzmir’e yerleşmesinin ardından bölgeye geldiğini söylüyor. Hastanelerde yaşadığı zorluklardan söz eden kadın mülteci şunları anlatıyor:
“Daha çok hastanelerde ayrımcılığa maruz kaldım. Türkçeyi az bildiğim için kızımla beraber hastaneye gidiyorum. O bana tercümanlık yapıyor. Çok hasta olduğum bir gün Tepecik Hastanesi’ne gittiğimizde, kızım da sekreterin ne dediğini anlayamayınca 'başka bir yere gidin, biz bakmıyoruz' dediler. Bu benim çok zoruma gitmişti. Mecbur olmasaydık buraya gelmezdik, savaş vardı, iş yoktu ve çocuklar çok korkuyordu bu yüzden geldik. Annem, bir bombardımanda vefat etti. Türkiye’ye geldiğimiz ilk iki ay çok zor geçti. Uçak geçtiği zaman çocuklarım çok korkuyordu. Suriye’de şu anki durumu da aynı görüyoruz. Savaş öncesi dönemde de kimliğimiz yoktu, Kürtçe okuma yazma hakkımız yoktu.”
Basmane’de konuştuğumuz bir diğer mülteci ise Senegal'den gelen 25 yaşındaki bir erkekti. 4 aydır İzmir’de yaşadığını söyleyen mülteci şunları anlattı: “Çalışmak için geldim ama iş vermiyorlar. Evde 20 kişi kalıyoruz. Kiramız 1200 lira. Polisler devamlı kimlik kontrolü yapıyor. Pasaport süresi dolanları alıyorlar. Ülkeme ve Avrupa’ya dönmek istemiyorum. İş bulursam Türkiye’de kalmayı düşünüyorum. Ailem Senegal’de, bir çocuğum var. Türkçeyi çok bilmiyoruz. Hırsızlar evlerimize giriyor, telefonlarımızı çalıyor. Su ve elektriğimiz faturaları ödeyemediğimiz için kesildi. İş bulma umuduyla geldim ama hiçbir şey düzgün gitmiyor...”
11 yıldır İzmir’de yaşayan, 39 yaşındaki Suriyeli bir erkek mülteci ise ülkesine dönmeyi ya da Avrupa’ya geçmeyi planlamadığını anlatıyor: “Suriye’nin düzeldiğini düşünmüyorum. Günlüğü 25 liraya otelde kalıyorum. Askeri koğuş gibi bir otel, sadece yatağım var. Savaş öncesi Suriye’de gelinlik tasarımı yapıyordum. Burada fabrikada ve başka birçok işte çalıştım ama hakkımı hiç alamadım. Normal işçiler 10 saat çalışırken, Suriyeli işçileri 15 saat çalıştırıyorlar. Paralarımızı geç yatıyorlar. Sigortamız da hiç yapılmadı...”
(Haber ve Fotoğraflar: DuvaR / Uğur Yıldız)