Coronavirüs ile yatıp, coronavirs ile kalkıyoruz. Tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi ile savaşta Türkiye de bütün imkânları ile öne çıkıyor. Bugüne kadar halen önlenemeyen virüs ile ilgili yeni iddialar ve uyarırlar da var.
Okulların halen açılıp açılmayacağı konusu belli değil. Milli Eğitim tüm hazırlığını bitirdi ama Bilim Kurulu’nun kararına göre hareket edileceği de dile getiriliyor. Temennimiz vaka sayılarında düşüş yaşanması okulların da açılmasıdır.
Önümüz kış. Virüsün yayılma hızında artışların olabileceğine dikkat çekiliyor. “Kış aylarında virüsün yayılma hızı 5 katına çıkabilir” deniliyor. Bilim kurulu üyelerinden de bu konuda uyarılar var.
Son günlerde pandemi ile ilgili yazılarımıza özellikle ağırlık vermekteyiz. Çünkü, pandemiyi önemsiyoruz. Ciddiye almak durumundayız. Bu satırlar yazılırken bile vaka sayılarındaki artışın endişe verici boyutlarda olduğu haberlerini almıştık. Vaka sayıları artarken, ölüm sayılarında da yükseliş sürüyor.
Bütün bu gelişmeleri göz önünde tutarak konu hakkında daha çok bilgilendirmek, uyarıları da sizlerle paylaşmak istedik. Öyle sanıyoruz ki konu hakkında önümüzdeki günlerde de yazmayı sürdüreceğiz.
Klima sistemleri uzmanı, makine mühendisi Filiz Pehlivan, koronavirüs ile havadaki bağıl nem oranı arasındaki ilişki konusunda açıklamalarda bulundu.
Koronavirüsün SARS ve MERS virüsleri gibi havada kalabildiğini belirten Pehlivan, havalandırma ve ısıtma sistemleri aracılığıyla virüsün farklı mekanlara dağılabileceğine dikkat çekti. Kapalı ortamlarda, taze hava girişinin ‘ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şöyle:
"Normalde bizim yaşadığımız ortamlarda belli bir nem oranının sağlanıyor olması lazım. Aslında biz tasarımcılar mekanları tasarlarken sıcaklıkla birlikte ortamın bağıl neminin de ne olması gerektiğini biliriz. Standartlara bakarız ve buna göre sistemlerimizi kurarız ve bizim güvendiğimiz standartların verdiği değer aslında yüzde 50 bağıl nemdir. Baktığınız zaman görürsünüz ki virüs ve bakterilerin en dayanıksız olduğu değer yüzde 50 değeridir. Yani yüzde 50'nin altına indikçe bazı bakteri ve virüsler enfeksiyon riskini artırdığı gibi yükseldikçe de bu risk bulunabilir. Yani bulunan standart ve en ideal değer yüzde 50'dir. Konuşurken ağızdan farklı boyutlarda damlacıkların çıktığını ve ortamda bağıl nem oranının düşük olması halinde küçük boyuttaki damlacıkların saatlerce havada asılı kalabileceğini unutmayalım. Eğer o ortam kuruysa kurudan kastımız, yüzde 20-30 bağıl nem oranlarındaysa bu damlacıklar çok daha kısa sürelerde, milisaniyelerde kuruyabiliyorlar ve çok küçük damlacık çekirdekleri halini alabiliyorlar. İşte bu küçük damlacıklar havada saatlerce kalabiliyor. Hava yoluyla diğer mekanlara yayılabiliyor hatta en az 3 saat havada kaldığını gösteren kesinleşmiş çalışmalar da var. O ortama sizden önce virüs taşıyan bir insan girmişse o 3 saat içinde bu virüsü alma şansızlığına sahip olacaksınız. Ortam bağıl nemi, hem enfeksiyon riskini azaltmak açısından hem de havada kalabilen parçacıkların azalması açısından önemlidir. O yüzden biz diyoruz ki ortam bağıl nemini, havalandırmanın da yanına iliştirerek elbette diğer bütün kurallarla birlikte uygulayarak tanımlayalım. Bütün mekanları yüzde 40 ve yüzde 60 bağıl nem arasında tutalım ve böylece enfeksiyon riskini azaltalım. Kış aylarında biz iç ortamlarımızı yaşanabilir konfor şartlarında ısıtırken, nemi de azaltacağız yani ortamları kurutacağız. Ama burada problem olan ve aslında salgınların da en fazla olduğu kapalı alanlar. Okullar, hastaneler, ofis binaları, AVM'ler ile ilgili önlem almalıyız. Toplu halde bulunulan çoğu binada merkezi nemlendirme elemanlarının olmadığından endişe ediyorum. Eğer böyle ise nemlendirme imkanı olmayacak ve kışın o girdiğimiz kapalı kalabalık alanlar bağıl nem oranları açısından risk olabilecek. Bu da enfeksiyonun yayılmasına neden olabilecek. Bağıl nem ile enfeksiyon riski arasında bir ilişki var. Virüs ve bakterilerin en dayanıksız olduğu bağıl nem oranı yüzde 50 olarak belirlenmiş durumda. Eğer siz yüzde 50 bağıl nem oranında diyelim ki 20 birimlik bir enfeksiyon riski varsa o mekanda, bağıl nem yüzde 20 değerlerinin altına düştüğünde yani çok kuru bir ortamdaysanız enfeksiyon riski neredeyse 5 katı artıyor. Yani virüs bağıl nemin çok düşük olduğu değerlerde stabil hale geliyor. Merkezi sistemlerde meslektaşlarım duyarlı olacaklar yani yüzde 40 ile yüzde 60 nem oranını işlettikleri binalarda sağlamaları gerektiğinin farkında olacaklar. Buna göre eğer varsa sistemlerinde nemlendirici eleman, bu değerleri." sağlayacak şekilde çalıştıracak ve işletecekler, eğer yoksa buharlı kanal tipi nemlendiriciler sistemlere ilave edilebilir. Bu bir yatırım gerektirir ama elbette boşa bir yatırım değildir, yapılmalıdır. Bizler bireysel olarak evlerimizde ne yapabiliriz? Buharlı nemlendiriciler var, satın alınabilir, oda tipi cihazlar ya da en basiti ki riskimiz azsa eğer kaloriferlerimizin üzerinde devamlı su bulunduracağız.”