“İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” sözünün çöpe atıldığı çağa girdik denilse de, kutsal aile yuvasını özveri ve sevgi farkındalığı ile yürüten bireylerimiz var.
Evlilikte sevgi ve özverinin eşit ölçüde paylaşılması idealdir.. Özveri bir anlamda farklılıklara katlanmaktır, pire için yorgan yakmamaktır.. Erkek açısından "adam gibi adam" olmaktır, hanımefendi açısından erkekten aşağı kalmamak hatta onun meziyetlerini aşmaktır..
Öte yandan içimiz yanıyor ama, çaresizlik ve zorunluluk kıskacında süregelen evlilikler de söz konusu haylice.. “Kader böyleymiş ne söylesem boş” diyemeyen hanımefendilerin sayısı anketlere yansımamıştır ne yazık ki..
Elin oğluna eş, saraya gelin gitse de, fesat kaynana ve görümceye yem olmuş, dış kapı mandallarının (!) sayısı da hiç istatistiklere yansımamıştır sanırım..
Evlilik öncesi birbirlerini tam olarak tanıyabilme süreci, eski Türk boylarında var mıydı bilemem.. Olduğu söyleniyor.. Ancak dini inançlarımızın bu duruma engel olduğu sürekli yazılıp çizilmekte.. Görücü usulü evliliklerin geçmiş yıllara göre giderek azaldığı da görülmekte..
Boşanma sürecinde flörte dayalı oluşan evliliklerle, katlanmaya dayalı evlilikler hakkında da sağlıklı ve doğru bilgilerimiz yok..
Doğru sonuçlar, tahmini değil kanıt niteliğindeki bilgiye dayalı olanlardır.. Boşanma süreçlerinde ekonomik sebeplerin en ağırlıklı olduğu sav’ı sağlıklı bilgiye dayanmıyorsa geçerliliği olmayan bilgidir. İnançlar, gelenek, görenekler, psikolojik ve tüm sosyal nedenler söz konusudur bu süreçte..
Eşlerin uyumu ve mutluluğu açısından, görücü usulü evliliklerle, birbirlerini yeterince tanımaya dayalı evlilikler arasında elbette önemli farklılıklar vardır.
İster katlanmaya dayalı, ister görücü usulü, ister flörte dayalı evlilikler olsun, insana ve çocuğa duyulması gereken saygı söz konusu olduğunda süregenlik ve kutsallık ön plana çıkar..
Katlanma ve görücü usulünde pek az olsa da, her iki evliliklerde eşlerin özgürlüğü aşkına, çocuk mutluluğu ve kutsal aile yapısı göz önünde bulundurulmalı ve bu yapının dağılmasına izin verilmemelidir..
Tek yönlü ve katlanmaya dayalı özveri ağırlığı, kadınların onurunu zedeleyen bir durumdur.. Bunlar söz konusu olduğunda boşanmalar daha çok yaşanıyor
Ülkemiz ve tüm dünya erkek egemen sınıfın bu konudaki bilinç ve eğitim düzeyinin tamamlanması ve yükselmesi gerekir.. En kısa sürede.. Burada kocanın diplomalı da olsa, başka faktörlerin etkisi ile hareket ediyor olması önemli sebeplerin başında geliyor..
Evlilikte uyum ve mutluluk için, ihanet ve şiddet dışındaki her türlü çelişki "gülün dikeni" olarak kabul görmelidir.. Eşlerin birbirlerini kabulü ve seviyor olması açısından olduğu kadar, bir milleti yücelten kutsal evliliğin özveriye dayalı devamı açısından son derece önemlidir..
Ne fuhuşta, ne cinayette, ne de hırsızlıkta dünyada ilk 10'a giren ülkelerden biri değiliz.. Geleneksel ve manevi değerlerimiz henüz bu yapının yozlaşması ve kokuşmasına izin vermiyor çok şükür..
Sağlık ve esenlik dileklerimle..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....