Dış güçler siyasi, ekonomik, etnik, inanç ve sosyo-kültürel yapıyı ayrıştıracak politikalar üretip uygularlar durmadan.. 12 Eylül 1980 darbesinde olduğu gibi.
Yönetime karşı kalkışma ve darbe geleneği tarihimizin en acı gerçeği ve yüz kızartıcı olgusudur.. Sayısız sebeplerin harmanlandığı bir alt kültür vasat rol oynar bu konuda.. Bilime dayalı demokratik gelişme ve yapılanmadan yoksun ülkelerin kaderidir bu..
Üst kültür sayılan Batı uygarlık rejimleri ise, günümüze kadar alt kültür ülkelerin sırtına binip yükselmişlerdir. İliğini sömürerek kemiklerini kırıp döküp egemenlikleri altına alarak… Yeraltı ve yer üstü kaynaklarını sömürmenin yanında sosyolojik ve kültürel değerlerini değişikliğe uğratacak acımasız politikalar uygulayarak..
Onlara sorarsanız "biz monarşi, totaliter aristokrasi ve oligarşi karşıtı demokratik, çağdaş ve uygar ülkeyiz" deyip böbürlenirler.
Oysa kendi çıkarları doğrultusunda tüm alt kültür ülkelerin soyut ve somut varlıklarını durmadan manipüle ederler.. Eğer yüksek düzeyde ulusal politikalarınız yoksa, özgür gibi görünseniz de onların açık ve gizli politikaları doğrultusunda yaşamak zorunda kalırsınız..
Ne Osmanlı imparatorluğu ne Türkiye Cumhuriyeti dış mihrakların körükleyip uyguladığı bu baskıdan yakasını kurtaramamıştır..
ABD’nin 12 Eylül darbesi için “Bizim çocuklar halletti“ söylemi, Türk asaleti ve Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığına indirilmiş bir tokat gibidir.. Ne yazık ki cumhuriyetimizin başlattıığı “TAM BAĞIMSIZLIK” kavramı, zihinlerimiz, söz ve eylemlerimizde yerli yerine tam olarak oturtulamamıştır..
Tek çözüm bilgiye dayalı teknolojik hatta yapay zeka düzeyinde bir seviyeye ulaşma onur ve mücadelesini yakalamak ve kazanmaktır...
MUHTAÇLIK Olgusu, alt kültür ülkelerinin gelişmesinde değil, yürümesinde bile zorluk yaratan bir prangadır..
Başka ulusların ne kredisine, ne teknolojisine ihtiyaç duymadığımız ekonomik gelişmedir yalnızca, sosyal refahımızı sağlayacak olan.. Çok çalışarak hatta sürmenaj olmayı göze alarak..
Bu aziz topraklarda yaşayan her yurttaşın bu tehlikeyi göze alarak durmadan çalışması gerekiyor.. Tasarrufa bağlı sermaye birikimi yaratarak..
Başkasına muhtaç olmaktansa salon efendiliği düzeyine ulaşıncaya kadar, kurtuluş zaferini gerçekleştirip, ülkemizi "Tam Bağımsızlığa" kavuşturan ve onurla bayrağımızı göklerde dalgalandıranlar gibi, çarık giymeyi dahi göze alarak.. Askerinden siviline kadar... Yöneticinin ve siyasetçinin en büyüğünden sade yurttaşına kadar..
Birey ve toplum düzeyindeki bağlantı ve onurlu İlişkiler, tüm ülkeye yayılmış ulusal politikalar, demokratik ilkeler üzerine inşa edilmiş çağdaş yasa ve yaptırımlar, başarı düzeyi yüksek siyasi yönetimler ancak tam bağımsızlığımızı sağlar.
Sağlık ve esenlik dileklerimle..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....