Basında yer alan "tamamen milli ve yerli traktör üretileceği” konusundaki haberleri okuduğumda gerçekten çok sevinmiş, takdir ile bakmıştım.
Bu iftihara vesile ürünün mucidi de, İTÜ mezunu, yüksek lisans diplomalı ve donanımlı- tecrübeli bir makina mühendisi olan ÖNDER YOL idi.
2007 Yılında iş insanı Özkan Derindere ile birlikte kurdukları DMA Derindere Motorlu Araçlar firması üzerinden çalışmalarını sürdüren ÖNDER YOL, DMA elektrikli otolarını üreterek Türkiye’de bir ilke imza attı. Ayrıca kendi geliştirdiği bir yazılım ve teknolojiyle otomobilin şarz mesafesini 450 kilometreye yükselttiğini öğreniyoruz. Yakın zamanda bu şarj mesafesini 1.000 kilometreye kadar çıkartmayı hedeflediklerini ve bunu başaracaklarını da iddia ediyordu.
Türkiye’de elektrifikasyonun öncü isimlerinden biri olan Önder Yol, DMA marka elektrikli araçlarından sonra bu defa sessiz ve çevreci elektrikli traktör ile karşımızdaydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşerek, Türkiye’nin ilk yerli elektrikli traktörü için teknik projeyle ilgili tüm resmi onayları aldı. Ziraat Bankası'nın da mali desteğiyle, 2019 yılında Dilovası’nda kurulan ZY Elektrikli Traktör firması, bu yeni milli ürünü geliştirdi.
Yine Önder Yol’un kurduğu TREV Enerji Otomotiv firması bünyesinde geliştirilen batarya ve batarya yönetim sistemlerinin kullanıldığı elektrikli traktör, yazılım ve donanımıyla tamamen yerli. Bazı parçaları Hattat Traktör tarafından tedarik edilen araç, bahçe (küçük), orta ve büyük boy olmak üzere üç farklı tipte üretilecek.
Üretilecek.. Üretilecek...
Dedik ve burada kaldık..
Firma yetkilileri, yerli elektrikli traktörün Haziran 2021’de seri üretime gireceğini açıklamış ancak bu tarih Ocak 2022’ye kadar birkaç kez ertelenmişti.
Son olarak 2022'nin ilk çeyreğinde traktörlerin teslim edilmeye başlayacağını da söylediler. Ama onlar da orada kaldılar.. Bizler de bekliyor ve izliyoruz.
...
Ve bu süreçte Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da dahil olduğu bir olay geliyor gündeme;
AKP'ye yakın kalemlerden yazar Fuat Uğur bu elektrikli traktör konusuyla ilgili 10.09.2019 tarihli Türkiye Gazetesi’nde "Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ne yapmak istiyor?.." ve 12.09.2019 tarihinde de "Bakan Varank cevaplamadı ama bu toplantının sebebi belli" başlıklarıyla iki adet yazı yazar. Bakan Varank da 5187 sayılı Basın Kanunun 14. maddesi uyarınca bir ihtarname göndererek; "hakkında somut belgeye dayanmayan ve haksız iftiralarda bulunulduğu" iddiasıyla, bu yazılar için "TEKZİP metninin üç gün içinde yayınlanmasını" ister. Yazar buna uymayınca da olan olur. Bakan, yazar aleyhinde şikayet davası açar ve yargılama sonucunda yazar 21 bin 650 lira tazminat cezasına çarptırılır. İşte bu cezadan sonra anılan tutarda icra takibi de başlayınca, yazarın bu defa bir kaç gün önce bir yazı daha yayınladığını ve biraz daha nezaketle de olsa tepkide bulunduğunu görüyoruz.
Bakan ve Yazar arasındaki bu olumsuz diyalog doğrudan kendilerini ilgilendirir muhakkak. Ancak bu tür gelişmelerin, milli ve yerli bir üretimin önüne geçmemesi gerektiğine inanıyorum.
Doğrusu ülkemizin tarım alanında da tıpkı "Milli Savunma Sanayii"nde olduğu gibi, acil ataklara ve olağanüstü başarılara çok ihtiyacı var. Bizleri ilgilendiren husus da budur.. Tarım ve gıda konusunda dünyanın hali ortada.. Biz de ülke olarak akıllı olmalı, olası krizleri ülkemiz lehine fırsata dönüştürmeli ve bu doğrultuda tarım alanındaki tüm imkan ve kaynaklarımızı seferber etmeliyiz.
Sağlıcakla kalın..