Türküm demek, tarihi ile kıvanç duymak asla ırkçılık değildir.
“Tanrı Dağı Kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslüman” olmak.
Türklüğü, Müslümanlıkla meczermek ve mensubiyetini veciz bir şekilde ulu dağa benzetmek.
Irkçılık, kompleks içinde çırpınan kendini üstün gören milletlerin vasfıdır.
TÜRK MİLLETİ IRÇILIK YAPMAZ
Aziz büyük Türk milletinin Irkçılık yapmaya asla ihtiyacı yoktur.
Türk devletleri hakimiyetlerindeki topluluklara asimilasyona tenezzül etmemiş, hele hele tarihlerinde soykırım asla yoktur!
Tam aksine batılı ülke ve milletlerin irili ufaklı hemen hepsinin tarihlerinde soykırım, sömürü ve kölelik vardır.
Türk tarihini bilmek ve Tarih şuuru;
Pakistan da Türk dostluğu ve kardeşliğinin tarihi seyri…
Ve 650 yılı aşkın yaşayan
Müslüman Türk devletleri,
Türk islam tarihinin kayıp sayfası Hindistan’da kurulan Türk devleti,
Taç Mahal, Delhi Türk Sultanlığı(1026)
(Kurulan İrili ufaklı sultanlıklar)
Babürlüler (1526/1858)
Bilinmeyen Türk tarihi ya da Türk Tarihini Osmanlı ile sınırlı sanmak gafleti.
Hatta cumhuriyetle sınırlandırmak “gaflet dalalet ve ihanettir!
Ümmetçilik, müslümanları kardeş bilmektir.
Kardeşliğin de sınırı ve sorumlulukları vardır.
ÜMMETÇİLİK, MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK
“Ümmetçilik” iddiasında bulunurken Türk tarihini yok saymak veya Türk tarihini “ümmet” tarihi dışında görmek, göstermek gafleti ve kolaycılığı ya da tam tersi Türkçülük yapacağım derken “Irkçılık” yapmanın dayanılmaz cazibesine kapılmak.
“Milliyetçilik yapacağım” derken Irkçılık yapmak, kendi ırkını üstün kabul etmenin kolaycılığı ile ırkçılığını “milli şuur” vehmetmek, bu ise kendi milletini dar kalıplara hapsederek milletinin geçmişine ve geleceğine yapılan bilinçsiz saldırıdır.
TARİHTE TÜRKLÜĞÜN ÖNEMİ
Müsteşrik tarihçilerin ittifak ettikleri, “Tarihten Türk’ü çıkarırsanız dünya tarihi yazılamaz ve Türk demek Müslüman demektir.” genel kabulü göz önüne alındığında aziz milletimizin dünya tarihi üzerindeki varlığı ve her alandaki etkisi görülecektir.
GEÇMİŞE SÖVENLER
Ancak ne varki bir kısım güya vatanperverler Türk devlet tarihini ve varlığını 1923 tarihinden sonrasına hapsetmek gibi gaflet ve dalalet içinde ısrarla yuvarlanıp gitmekteler.
Güya cumhuriyeti yüceltecekler.
Güya Türk devletine önem atfedecekler.
İşi çok ileriye götüren, kendi geçmişlerine sövenleri ise muhatap almıyoruz.
Biz biliyoruz ki söven kesimin kahır ekseriyeti “kuyruk acısı “ olan “kriptolar”dır.
Bunların adının Ahmet, Mehmet olması kimseyi yanıltmamalı hatta sizin partinizden, derneğinizden olmaları da sizi yanıltmasın.
Türkçülük ve Ümmetçilik de sınırların zorlanması, “Türk olmak her ünvandan üstündür” kolaycılığı ile milliyetçilik yaptığını sananlar çoğunlukla tarih bilgisinden ve şuurundan yoksun, yüzeysel kabuktan ibaret milliyetçilik yapmaktalar.
TARİHİ HATALAR
Öte yandan güya “ırkçılık” hassasiyeti olduğunu iddia edenlere gelince onların da kahır ekseriyeti kendi tarihlerine sırtlarını dönmüş oldukları gibi, tarihlerini İslam Tarihi olarak tasnif ile Arap milletinin tarihinden ibaret olan kısmı kendi tarihleri kabul etmeleri ise vahim garabettir ve ayrıca değerlendirmeye muhtaçtır.
Oysa batılı müsteşrikler gene ittifakla kabul ederler ki, “Türk demek, Müslüman demektir.”
Türklük ise Çerkesi, Lazı Kürdü ve diğerlerinin ben Türküm demesi ile başlar.
Mezarı bir, camisi bir, dili bir, gelenek, görenek ve kültürü meczolmuş topluluk artık millet olmuştur.
Geleneklerdeki farklılıklar hatta dil ve aksan farklılıkları milletin zenginliğidir.
Türklerin tarihi yeryüzünde Türklerin islamlaşmalarından sonra anlam kazanmış, iftiharla yadettiğimiz geçmişi bize bahsetmişlerdir.
İslam tarihinin en anlamlı sayfaları Türkler tarafından yazılmıştır.
TARİH ŞUURU
Tarih şuuru kendi milletinin tarih içinde fonksiyonunu, dünyaya sunduğu askeri, ilmi, sosyolojik katkıyı bilmek ve mensup olduğu milletin dünya tarihindeki yeri ve önemini kavramakla dünyanın geleceğinde tarihi sorumluluk almak ve vizyon sahibi olmak olacaktır.
Türk tarihi içinde ve cihanşumul devlet olarak Osmanlı devletinden ibaret görmek gafletti ile Türk tarihinde cihanşumul devletlerin olduğunu görmemizi engellemiştir. Türkistan coğrafyasını, Asya’da İslam ve Türk izlerini yani öz be öz bizim tarimizi malesef tanımamış ıskalamışız.
Oysa müsteşrikler “Türkler olmasa dünya tarihi yazılamaz” tesbitleri sadece Osmanlı devleti ile sınırlı olmayıp, Osmanlı dışında kurulmuş yaşamış Türk devletleri ve onların tarih yazmaları sebebi iledir.
TARİHİMİZİ BİLMELİYİZ
Tarihimizi Osmanlı ve Türkiye tarihi ile sınırlandırmaya kimsenin hakkı da yoktur haddi de değildir.
“Pakistan ile kardeşiz” deriz de bu kardeşliğin nerelere dayandığını merak dahi etmeyiz.
Oysa 650 yıllık Hindistan’ın büyük bir kısmını sınırları içine almış olan “Müslüman Türk devletleri” nin yaşadığı Müslüman Türkler ile Hintli bilim insanlarının özellikle tıp alanında medeniyet inşa ettikleri tarihi gerçeği ıskalanmaktadır.
Hindistan, Pakistan ve Bangladeş olarak 15 Ağustos 1947 tarihin de bölünmüş, Pakistan bağımsızlığına kavuşmuştur.
Hindistan’da 200 milyon Müslüman yaşamaktadır.
Pakistan’da ağırlıklı olmak üzere 110 milyon civarında Müslüman Türk nüfusu yaşamakta olduğu ifade edilmektedir.
Hasılı Pakistan, Bangladeş kardeşliği hem Türk unsurları ve hemde İslam unsurları sebebi ile sarsılmaz olarak sürmektedir.
KENDİ TARİHİNE YABANCI
Tarih şuuru meselesine gelince…
Tarihi salt tarihi rakamlardan ibaret saymayıp, devletler nasıl kurulmuş, nasıl yaşamış ve nasıl yıkılmış bunları irdelemek ve tarihten ders çıkarmakla tarihi sorumluluklarımızı idrak etmekle olacaktır.
“Bizim milletimiz kadar kendi tarihinden koparılan, kendi tarihine yabancı ve kendi tarihine sövdürülen başka millet var mıdır”diye sormadan edemiyoruz!
Türküm demek, tarihi ile kıvanç duymak asla ırkçılık değildir!
Türk milleti Müslüman olması sebebi ile de hiçbir zaman ırkçı olmamıştır.
Irkçı olmayacağım derken Türk olduğunuzu unutmayın.
Türklerin İslama ve islam milletlerine hizmeti tarihte iftiharla yadedeceğimiz yerini almıştır.
Vesselam.