Sevgili gençler bu yazımda sizlerle dertleşmek hasbihal etmek istiyorum.
Gençler; Sizler çetin şartlarda bugünlere gelmiş asil kadim Müslüman Türk soylularsınız.
Sizler bulunduğunuz kadim Türk yurdunda bir yandan yıllarca SSCB Rusya’nın ceberrut komünist esareti altında kalan atalarınızın akıl almaz çilelerle sizleri bu günlere getirdikleri gençlersiniz, bir kısmınız ise Komünist Çin yönetiminde halen esaret yaşayan hayatta kalmak için kiminizin babaları anaları kiminizin bizzat şahsınız olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış bir yanda da Doğu Türkistan’da soykırım yaşayan soydaşlarının mücadelesini çok zor şartlarda yapmaya çalışanlarsınız!
Sevgili gençler ancak ne var ki hayat devam ediyor. Bulunduğunuz ortamda yaşamak uyum sağlamak belki aşka yelken açmak gibi insani durumlar yaşıyorsunuz.
Hoşgörünüze sığınarak sizlerle bazı konuları konuşmak dertleşmek istiyorum.
Bu gün yeryüzünde insanlık modernitenin ve globalizmin etkisi de dahil bir takım projelerin sonucu olarak değişim yaşamakta adeta kendi kültüründen milli duygularından ve milli duruşundan yavaş yavaş uzaklaşmakta ve sessizce asimile olmaktadır.
Sevgili gençler;
Asimilasyon Dolu Dizgin!
Öncelikle Türkistanda, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Doğu Türkistan ve diğerleri için içinde bulunduğunuz şartlar farklılıklar arzetse de sorun hepimizin sorunu ve Müslüman Türk Milletini değerlerinden inancından kültüründen koparmaktalar!
Öncelikle şunu bilmelisiniz Türkiye de dahil olmak üzere bizler aynı milletiz aynı inancın ve kültürün sahipleriyiz.
Sizlere önerilerimi gerekçeleri ile maddeler halinde sunmak isterim.
Sevgili gençler, asimilasyona karşı ve dışardan ülkelerimiz ve milletimize karşı hasmane düşmanca tutumlara karşı neler yapmalıyız onları ifade etmek isterim.
Sevgili gençler;
1-Dil birliği sağlamalıyız.
2-Dinimizi ve kültürümüzü öğrenmeli yaşamalı ve yaşatmalıyız. Mikro milliyetçilik yapmamalıyız. Irkçılık bizim inancımızda yasaktır.
3-Şanlı tarihimizi öğrenmeli ve tarihimizden ibret almalıyız. Tarihimiz, kültürümüz, dinimiz unutturuldu!
4- Aziz Müslüman ecdadımız bilimin öncüleri olmuşlardır. Sizlere, bilime öncülük eden onlarca Müslüman Türk bilim şahsiyetleri ile iftihar etmekteyiz. Bilim şahsiyetlerimizi tanımalı tanıtmalı ve onları örnek almalıyız.
Sizler medeniyetin çocuklarısınız.
Yiğit düştüğü yerden kalkar. Silkinmeli, bilim ve medeniyet tarihindeki şanlı yerimizi almalıyız.
Gelecek inşa etmek için hayalleriniz olmalı!
5-Ülkelerimizi kalkındırmalı geliştirmeliyiz. Bunu kimse yapacak değil! Sizler yapacaksınız.
6-Evleniniz, evliliğinizi sorumluluk alarak yürütünüz ve aileye önem veriniz. Milletlerin temel taşı güçlü ailedir.
7-Kırgızistan’da Kazakistan’da Çinli gençlerle, Diasporada yaşayan Uygurlarda da gençlerin kız erkek farketmeden başka milletlerden insanlarla evlilikler yaptıkları yolunda yoğun haberler almaktayız! Türk devletlerinde Çinliler iş ve birtakım gerekçelerle bulunmaktalar. Lüks araçlarla caka satan Çinli gençlerin bazı Kırgız Kazak ve diğer yerlerde de genç kızların gönlünü çeldiklerine ve evlendiklerine dair duyumlar almaktayız!
Böyle evlilikleri yapan ve bu evlilikleri normalleştirenlere soruyorum,
Örneğin Alman veya Hollandalı Çin veya İngiliz Hristiyan bir gençle evlenen Uygur gencinin çocukları Müslüman mı olacaklar? Uygur mu olacak? Çocuklara Uygur diyebilecek misiniz?
Kazak Kırgız ve diğerlerine de aynı soruyu soruyorum çocuklarınız veya torunlarınızın dini ve milliyeti ne olacak?
Sevgili gençler başka din mensubu milletlerle evlilik sonuçları itibarı ile hüsranlarla sonuçlanması kaçınılmaz olacaktır!
Bir genç evlenirken kız ya da erkek farketmez kendisine yeni bir aile de almaktadır.
Düşünebiliyor musunuz kayınvalidenize gitmişsiniz sofrada domuz eti ürünleri veya içkiler! Tabi sizler uzak duracaksınız da çocuklarınız torunlarınız o ortamda büyüyecekler.
Tabi biz de bir söz var; “Gönül ferman dinlemez” diye.
Uygurlarda ise; “gönülün yattığı yere it yatmaz”mış!
Değerli gençler Türkistan bölgesinde gerek Rusya gerekse Çin tarafından Müslüman Türk gençleri ve çocukları ASİMİLASYONA tabi tutulmakta olduklarını biliyoruz.
Sizler bulunduğunuz ülkelerde evlilik konusunda hassasiyet göstermek zorundasınız! Aksi halde bir iki nesil sonra ne Uygur ne Kazak ne de Kırgız kalmayacaktır!
Bu evlilikler kültürel dini ve milli başkalaşımların da yolunu açacaktır.
Merhum Aliya İzzet Begoviç; ”Savaş cephede değil düşmana benzeyince kaybedilir” demekle çok önemli konuya dikkat çekmiştir.
Bu yaklaşımın ırkçılıkla ilgisi yoktur. Dini olarak da bir Müslümanın, Erkek için ehli kitap olan bir kadınla evlenmesine zorunlu hallerde cevaz verilse de bu durum Müslüman kadınlar için Müslüman dışında birisi ile evliliğe izin yoktur. Çocuk kimin yatağında olmuşsa ona aittir!
Sevgili gençler sizlere evlilik konusunda şiddetle tavsiyem önceliği kendi milletinize vermeniz şayet yoksa Müslüman olması son derece önemlidir.
8-Gençler kendinizi muasır medeniyet ölçeğinde yetiştiriniz! Özellikle Uygur gençler bulundukları ülkelerde yönetime dair bilgi ve tecrübe biriktirmeli, ülkenize Doğu Türkistan’a döndüğünüzde ülkenizin yönetimini devralmaya hazır olmalısınız!
9-Hangi ülkede olursanız olunuz! İçinde yaşadığınız ülkelerin konfor ve rahatına kendinizi adapte edip ülkenizin soykırım yaşadığını ve sizlerin mücadelesinin hayati öneme sahip olduğunu asla unutmayın ve hangi ülkede olursanız olun hedefiniz, gayeniz ve gayretiniz ülkenizin bağımsızlığını kazanması ve ülkeye dönmek üzerine olmalıdır.
10-Özellikle Uygurlar için söylüyorum diasporada yaşamak zorunda iseniz önceliğiniz Türkiye’de yaşamak olmalıdır! Türkiye’de yaşamanız mümkün değilse Müslüman ülkelerde yaşamayı önceleyiniz! Çocuklarınız da sizler de ezan sesi ile uyanmalısınız!
11-Birlik beraberlik ve kardeşliğe zarar veren özellikle Türkiye ve kardeş topluluklar ve devletler hakkında yayın ve propagandalarla fitne tohumları ekenlere itibar etmeyin, birlik ve beraberliği koruyun. Geleceğimizin inşaasında bu birlikteliğin geliştirilmesi ve korunması hayati öneme sahiptir
Sevgili gençler;
Asimilasyon bütün dünyanın başının belasıdır. İnsanlar birbirlerine bakarak yavaş yavaş değişime uğruyorlar! Asla yapmayacakları, yapanları da kınayacaklar hayat tarzını zaman içinde normalleştirip adapte oluyorlar.
Maalesef içinde bulunduğumuz şartlar ve durum budur. Onun için işin önemini kavramalı ve ona göre yaşam şartlarını geliştirmeliyiz!
Sevgili gençler unutmayınız!
Bilimin ve medeniyetin öncüleri Müslüman ve Türk bilim insanlarıdır. Çoğunluğu da Türkistan bölgesindendir.
Tarih Şuuru;
Kendimizi tanımak ve geçmişte yaşanılanlardan ders alınmalıdır.
Sevgili gençler, sizler sadece aziz Müslüman Türk milletinin geleceği değilsiniz! Sizler zulüm soykırım işgal sömürü içinde harap olan insanlığın da kurtuluş neslisiniz!
Mazlumların umudusunuz!
İnsanlık, gücü hak sebebi sayan emperyalistlerin elinden kurtuluş beklemektedir. Bunu yapacak olan sizlersiniz!
Sizlere güvenimiz ve umudumuz tamdır.
Vesselam...