Sayın Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Babacan Masanın neresindeler?
Tarih üç lideri nasıl yazacak!
Hani dilenmek için ayağını saklayan dilenciler ayaklarının birisini altlarına alıp vicdan sömürüsü yapsalar da vatandaşlar dilencinin iki ayağının da yerli yerinde olduğunu bilirler. Onun için; Kimsenin endişesi olmasın ki vatandaşların idraki ve feraseti bahse konu masanın kaç ayağı olduğunu anlamaları için yeterlidir.
Masanın altı ayağı mı var yedi ayağı mı var sorusunu sormaya ve irdelemeye gerek olmadığını düşünüyorum. İstanbul belediye seçimlerinde kaç ayağı olduğunu dünya alem biliyor!
Masanın kaç ayağı olduğu bir yana başta Sayın Davutoğlu Hocaya ve sayın liderlere bir kaç sorumuz olacak.
Sayın Davutoğlu,
Siz Ak Parti’nin genel başkanlığını, dışişleri bakanlığını, başbakanlığını yapmadınız mı? İki genel seçimde genel başkan olarak halktan oy isteyip Ak Parti'nin hizmetlerini ve muhalefetin yetersizliklerini vatandaşa anlatarak oy istemediniz mi?
Ne değişti?
CHP zihniyeti birinci boğaz köprüsü yapılırken Demirel'e karşı çıktı. İkinci boğaz köprüsü yapılırken Özal'a karşı çıktı ve yaptırmayacağız dediler. Üçüncü boğaz köprüsü yapılırken, havaalanı, otobanlar, denizin altından tren ve araç yolu yapılırken Erdoğan'a karşı çıkmadılar mı?
Bunlar yapılırken sizler Ak Parti bünyesinde değil miydiniz? Şimdi ise Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorlar.
Karşı çıktıkları havaalanı şimdilerde Avrupa'nın en fazla yolcu taşınan havaalanı oldu.
Karşı çıktıkları Kanal İstanbul Projesi gibi dünyada halen otuz civarında kanal varken inşaatı devam eden on kanaldan fazla kanalın inşaatı devam ediyor.
Ancak bizimkiler karşı!
Şimdi soru şu CHP zihniyetini siz liderler yaşayarak görmediniz mi? CHP yapılan her projeye karşı çıkmak gibi bir geçmişe sahip değil mi? Ya da CHP projelere karşı çıkarken kendi vizyonlarının, çaplarının sonucu olarak mı yoksa birilerinin suflesi ile mi karşı çıkıyorlar?
Sonuçta karşı çıkıyorlar!
Karşı çıktıkları projelerin yapılmamış olduğunu düşünebiliyor musunuz! İstanbul'un denizde köprüsü denizin altında tren yolu ve ayrıca araç yolu olmayacak, Türkiye Avrupa'nın en çok uçulan havaalanına sahip olamayacaktı.
Bunları sizlerin benden daha iyi bilidiğinize inanıyorum. Bu zihniyetle ülkeye nasıl hizmet vereceğinizi düşünüyorsunuz?
Sayın Davutoğlu ve Babacan, çok şey değişti ve biz parti kurduk diyebilirsiniz. Olabilir sizin tercihinizdir ve vatandaşlık hakkınızdır. Vatandaşın sizlere gereken cevabı sandıkta vereceğinden emin olunuz!
Devlet yetkililerinin ve PKK’lı teröristin dağda yaptığı ve sosyal medyaya yansıyan açıklamalar sizlerde endişeye sebep olmadı mı?
Merkezi yönetime de PKK ve PKK iltisaklı kişileri devletin kılcal damarlarına yerleştirmeyeceğine dair endişe taşımıyor musunuz?
"Türkiye'de dostlarımızla Erdoğan'ı indireceğiz" diyen ABD Başkanı Biden sizleri de dostları arasında mı görüyor?
Hoşgörünüze sığınarak size birşey söyleyeyim mi? Sayın Davutoğlu Hoca, ne size ne Karamollaoğlu'na ne de Babacan'a masaların kenarlarına tutunmanızı vatandaşlar sizin birikimimize siyasi geçmişinize yakıştırmıyorlar benden demesi.
Gelelim Temel Abiye, İstanbul Belediyesini Ak Parti’ye biz kaybettirdik diye avazı çıktığı kadar bağırmayı hatiplik sanan sözüm ona Milli Görüş emektarı pozlarındaki şahısların açıklamaları İstanbul Belediyesinden CHP genel başkanının bizzat "namus sözü veriyoruz kimseyi işinden atmayacağız" beyanına rağmen işten atıldığı ifade edilen on binin üzerindeki çalışanın aileleri ve çocukları için "Ak Parti'ye İstanbul'u biz kaybettirdik" sözü ne anlam taşıyor!?
İstanbul'da çivi çakılmadığını, İstanbul'un algıya feda edildiğini artık bazı CHP’li aydınların da ifade etmeleri, pişmanlıklarını dile getirmeleri sizlerde hiç bir çağrışım yapmıyor mu?
"Dünyada aynı anda on yerde metro çalışması" pankartını milleti ahmak yerine koyarak her yere asanlara hiç söylemiyor musunuz; İstanbul'a hizmet bir yana yürüyen sistemi bozma! Başlamış metro inşaatlarını durdurup metro alanlarına dolgu yapıp kapatma, otobüsleri düzgün çalıştır, çalışan metroların bakımını düzgün yap demiyor musunuz?!
Seçimler sırasında vaatleri kendilerine sorulduğunda gösterdikleri pişkin tavırları bir yana İstanbul'un borç batağına sürüklendiği hemen her gün ilgililerce dile getiriliyorken.
Bir de PKK sempatizanları bir yana PKK’lıların belediyeye yerleştirildiklerine dair yetkililerce yapılan açıklamalar sizi rahatsız etmiyor mu?
Ve mesela "Allah milleti, devleti korumuş bu zihniyet bir de devleti yönetse, hizmetten vazgeçtik PKK iltisaklıların devletin en olmaz yerlerine sızacakları" endişesi taşımıyor musunuz?
İstanbul Belediyesinde yaşananların Türkiye geneline yayılması endişesi taşımıyor musunuz?
Sayın Karamollaoğlu, inanın CHP saflarında genel seçim ve belediye seçimi geçirmeniz başta SP’ye gönül vermiş seçmende gönül kırıklığına sebep olmuştur. Ayrıca daha önce de ifade ettiğim gibi merhum Erbakan'ın Ak Parti’yi çok sert eleştirilerine rağmen Ak Parti seçmenlerinin yüzde sekseni ikinci partisi olarak SP’yi gördükleri bilinen kamuoyu anketleridir.
Seçmen ne söylediğiniz kadar nerede yer aldığınıza da bakar. Bakmış ve cevabını sandıkta vermiştir.
Sayın Karamollaoğlu, Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan!
'Altı ayaklı' mı 'yedi ayaklı' mı? Masanın bir köşesine tutunmanızı sizlere gönül vermiş umut bağlamış vatandaşlarımız gibi ben de doğru bulmuyorum.
Sizin Biden’in dostları tasnifi içine girmenize size umut bağlayan vatandaşlar razı değil. Sizler bana göre Biden’in dostu olamazsınız.
Kaldı ki CHP’yi, idare şeklini ve zihniyetini sizler en iyi bilenlersiniz.
Sayın Karamollaoğlu,
Sivas'ta tertip ve provakasyon sonucu meydana gelen menfur olaylar sırasında olayların yatıştırılması için olağanüstü gayretiniz sonunda suhuletin sağlandığı Sivas halkı tarafından bilinmesine rağmen yarım asra yakındır şimdilerde birlikte olduğunuz zihniyet tarafından kamuoyu vicdanında mahkum edilmeniz için çalışılmadı mı? Size bir soru daha sormak isterim.
Sayın Karamollaoğlu, merak ediyorum Kılıçdaroğlu'na herhangi bir görüşme sırasında Sivas davasında haksız yere algılarla ömürleri ellerinden alınan, zulme uğrayan, hapiste çürütülen hemşehrilerinizin uğradığı zulmü dile getirip "Sayın Kılıçtaroğlu bu zulmü siz durdurabilir mahalle baskısını kaldırabilirsiniz!.." dediniz mi? Demedi iseniz hiç vakit kaybetmeden demelisiniz aksi halde oradaki zulme sessiz kalmak, göz yummak durumuna düşmüş olmaz mısınız?
Sayın Karamollaoğlu, Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan'a vatandaş olarak soruyorum;
Sayın Erdoğan'ın yerine kimi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz?
Kılıçdaroğlu'nu mu? İmamoğlu’nu mu?
Yavaş'ı mı?
Yoksa Meral Akşener'i mi?
Bu arada bu masanın sürpriz adayının Sayın Akşener olduğunu, süreci kendisini tartışma dışında tutarak sürdürdüğünü düşünüyorum.
Seçmen sizlere sormayacak mı?
Erdoğan'ın yerine tercih gerekçeniz nedir diye?
Bu parti ve sayın genel başkanlara gönül verenlere sesleniyorum! Bu yanlışa dur deyin. İleri sürülen savunma gerekçelerinin tutar yanı yoktur.
SP yöneticilerinin gerekçe ve savunma olarak dile getirdikleri;
Erbakan CHP ile koalisyon kurmuşmuş!
Erbakan bugün olsa gene aynı şeyi yaparmış!
Erbakan'ın kırk yıllık yakın çalışma arkadaşı olarak söylüyorum Erbakan asla böyle bir masada yer almazdı.
Erbakan kendi masasını kurar ya da sadece kendisi olurdu.
Türkiye'nin içinden geçtiği süreci göz önünde bulundurarak illa bir masada yer alacaksa öğrencisinin masasında yer alır ve eleştiri ve tavsiyelerini en üst perdeden dile getirirdi. Asla yıkım ekibi olarak anılacak girişimlere ve Biden’in "dostlarımız" tasnifi arasına girmezdi.
Sayın Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Babacan'ın yakın çalışma arkadaşları ne diyor bilmem ama bu siyasetçilere ve partilere gönül veren seçmenlerin gönüllerinin buruk olduğunu anlamak hiç de zor olmasa gerek.
Son sözüm şudur!
Masanın kenarına ilişmenizi vatandaşların size yakıştırmadığı kanaatimi hoş görünüze sığınarak ifade ediyorum.
Sayın Erdoğan'a destek olmayacaksanız da köstek olmayın. Deneyim, öneri ve tenkitlerinizi sonuna kadar yapın ama Biden ve dostlarını sevindirmeyin.
Türkiye'yi yönetmeye talipseniz buyrun genç siyasetçi sayın Fatih Erbakan gibi bizzat kendiniz aday olun.
Desteği masa kenarlarından değil bizzat vatandaştan isteyin!
Yazdıklarım dostane uyarılardır.
Doğru karar vereceğinize dair umudumu her vatandaş gibi bende korumak istiyorum.
Vesselam..