1990 yılında 5 dalda Oscar başta olmak üzere sayısız ödül kazanan muhteşem bir film.
“Sol Ayağım…”
Filmi ilk kez seyrettiğimde 90’ların başıydı. TRT 2.kanalda yayınlanmıştı bir akşam… Film bittiğinde aldığım ilhamın heyecanı ile sabaha kadar uyuyamamıştım.
5 Haziran 1932 Dublin doğumlu İrlandalı şair, yazar ve ressam Christy Brown’un aynı adlı otobiyografik romanından uyarlanan bir film “Sol Ayağım.” Kitabı da filmi de şiddetle tavsiye ederim. Film YouTube’da mevcut, kitap piyasada var.
Konusunu özetleyelim filmi seyretme ya da kitabı okuma niyetinde olanlara fazlaca ipucu vermemeye çalışarak…
Fakir bir işçi ailesinde Cerebral Palsy ile doğar Christy… Annesi, ömür boyu 22 doğum yapar ama sadece 13’ü yaşar. Doktorların “yaşamaz” dediği Christy, yaşayan kardeşleri arasındaki yerini alır. Hareket yetisi olmadığı gibi hiç konuşamayan Christy için her şey, sol ayağını kullanabildiğini keşfetmesi ile 5-6 yaşlarında başlar. Sadece onun için değil, ona destek olan annesi ve o ana kadar kabullenemeyen babası için de…
1940’ların sonu, 50’lerin başında o zamanın İrlanda’sında fizyoterapi ve konuşma terapisi almaya başlar Christy. Bu olay beni etkileyen en önemli unsurlardan biri olmuştur. Sosyal kurumun onu evden alıp terapi merkezine götürüp getirmesi ve gördüğü terapiler… Bugün ülkemizde yeni yeni ve fazlasıyla eksikleri olan hizmet, 1950’lerde Avrupa’nın sıradan ülkesi sayılabilecek İrlanda’da en ideal şekilde çözülmüş.
Ha sahi… Avrupa bizi kıskanıyordu değil mi? Kusura bakmayın.
Tekerlekli sandalye alabilmeleri için para biriktirmeye çalışmaları bugünün şartlarında bizim de gerçeğimiz… Destek az, tekerlekli sandalye başta olmak üzere engellinin ihtiyaç duyduğu araç gereçler çok pahalı.
Sözün özü: Aşağı yukarı 70 yıllık mesafe var Avrupa’nın “kenar mahallesi” ile dahi… Oralara girmeyeceğim. Benim dikkat çekmek istediğim konu başka…
Yazılarımı takip eden ya da tanıyanlar bilir. Ben de Cerebral Palsy ile yaşayan bir bireyim. Sadece sol elimi kullanabiliyor ve hiç yürüyemiyorum. Hakkımdaki detaylı bilgiye sitemden ( https://www.alpersirvan.com/ ) ulaşabilirsiniz.
Hem CP’li hem de Türkiye’de engelli hareketinin içinde bir birey olarak -kendimi katmadan dahi- sadece benim çağdaşım, sanatla ya da sanat dışında yollarla “fark yaratan” Christy Brown’dan çok daha dirayetli, mücadeleci ve üretken olduklarını bildiğim en az 10 Cerebral Palsy’li vatandaşımızı sayabilirim. Diğer engel grupları hariç…
Peki İrlanda gibi 5 milyon nüfuslu bir ülke, Christy Brown gibi bir değerini kitaplarını dünyaya satacak, hayatı film olacak, hatta Oscar alacak kadar nasıl sunabilmiştir, nasıl sahip çıkmıştır?
Christy Brown ve İrlanda sadece bir örnek “üreten, fark yaratan” CP’liler açısından… Onun gibi başkaları da var. Gaby Brimmer, Kuli Kohli, Jhamak Kumari Ghimire, Maysoon Zayid, Zach Anner, Denise Lance… Sadece birkaçı… Bu isimleri internette araştırın, çok şaşıracağınıza eminim. Biz neredeyiz, dünya nerede? Galiba sadece Avrupa değil dünya da bizi “kıskanıyor(!)”
Bu bir vizyondur, bu bir algı meselesidir.
“Ya biz engelsiz sanatçılarımızı bile siyasi fikirlerine, dünya görüşlerine göre kategorize edip ya put yapıp tapan ya da şutu çekip atan bir toplumuz… Nerede kaldı şükretmesi gerektiğinden fazlası söylenmeyen engelliler, engelli sanatçılar?” diyorsunuz belki de kimileriniz…
Belki!
Sahi, var mı bu farkındalıkta insanlar bu topraklarda?