Gandhi‘nin başlattığı bağımsızlık hareketinin öğrettikleri;
Mahatma Gandhi Hindistan’ın 1857’de başlayan bağımsızlık hareketine yanında bir keçi ile katıldı ve yola koyuldu.
Keçinin sütü ile karnını doyurdu, yünü ile kendisine elbise yaptı.
Gandhi öğrenimini batıda yaptı.
Sömürgeci Batının insafının olmadığını bizzat gördü.
Kuvveti üstün tutuyorlardı.
Kuvvet Hak sebebi sayılıyordu.
Peki Hindistan’ı bağımsızlığına nasıl kavuşturacaktı?
Önce onlara muhtaç olmadığını göstermeli, sonra Sömürgeci İngilizlere pazar ve ucuz işçi olma potansiyelinin önüne geçmeliydi. Öyle de yaptı.
İngiliz mallarını almalarına ihtiyaçlarının olmadığını bizzat örnek olarak gösterdi.
Sonra onlardan kumaş almadan yaşanılabileceğini gösterdi.
Hintliler mesajı almışlar, kumaş almıyorlardı.
Onlara muhtaç olmadan yaşanılabileceğini anlamışlardı.
Bu çaba Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturan önemli bir kilometre taşı olarak tarihteki yerini aldı. Makalenin hacmi, konunun geniş anlatılmasına imkan vermiyor.
Hindistan bağımsızlık hareketi sırasında başka bir şey daha oldu.
Hindistan’da Müslümanlar yaşıyordu. İçlerinde hatırı sayılır oranda TÜRKLER vardı (Bu durum malesef kamuoyumuz tarafından pek bilinmemektedir).
Müslümanlara hindular ayrıcalık teklif ettiler, bunun üzerine Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah dünya’ya ders niteliğinde şu talepte bulundu; “Bana (Pakistan halkına) bir mendil büyüklüğünde bir toprak veriniz, tek ayağımı basacak kadar, ben razıyım çünkü bağımsız devlet kuracağım için toprak lazım.” Muhammed Ali Cinnah’ın önderliğinde başlayan ve gelişen bu hareket üzerine, 23 Mart 1940’da Lahor’da toplanan “Müslüman Birliği Cemiyeti Kongresi” Hindulardan tamamen ayrı bağımsız bir Pakistan Devleti kurulmasını kararlaştırmıştı.
Ve Muhammed Ali Cinnah istediğini aldı.
Pakistan Devleti böyle doğdu.
Ayrıca Muhammed İkbal Han, Müslüman Hintli gençleri yazıları ve şiirleri ile harekete geçirdi, Pakistan’ın bağımsızlığını elde etmesinde önemli rol oynadı.
Ancak Emperyalist İngiltere, Hindistan’ın ve Pakistan’ın bağımsızlık hareketlerinde başından sonuna kadar ellerini üzerlerinden çekmediler.
Bugün yaşanılan olumsuzluklar İngilizlerin sinsi plan ve organizelerinin eseridir.
Şimdi gelelim konumuzla ilgisine;
Vatandaşlar olarak israfı hayatımızın her kademesinden çıkarmalıyız.
İhtiyaçlar azaldığında bir o kadar bağımsız oluruz ve hayatımıza sadelik hakim olduğunda bir o kadar rahatlarız.
Yöneticilerin tasarrufa riayetleri halk üzerinde büyük moral kaynağı olacak, halk içinde örneklik oluşturacaktır.
Gandhi’nin efsanevi hikayesini anlatma nedenim ‘kendine yeterli’ yaşam biçiminin bağımsızlıkla yakından ilgili oluşuna örnektir.
“Borç alan emir alır” diye özetlemiş ecdadımız.
Borç alarak, atadan, babadan kalma mülkleri satarak yaşam süren mirasyedi varislerin günün sonunda ne hallere düştüklerini hep birlikte görmekteyiz.
Fransa’da devlet görevlileri kendi ürettikleri aracı makam aracı olarak kullanmaktalar.
İnşallah biz de kendi aracımızı üreteceğiz.
İsrafın önüne geçilmesi berekete vesile olacaktır.
Başta Afrika ülkeleri olmak üzere birçok devlet için Türkiye rol modeldir. Onların da devlet olmanın gereği olarak gördükleri pek çok israfı terketmelerine ve “Evde yok bir içim katık, çalımın ocağı batık” durumuna düşmekten kurtulmalarına vesile olur.
Müsrif yaşayanlar için, kazanmadan harcayanlar için ülkemizde sıklıkla kullanılan; “Ayranı yok içmeye tahterevalli ile gider kenefe” diye söz esasen durumu özetlemektedir.
Ve en önemlisi; "İsraf haramdır.."
Borç ile konforlu yaşamaktan vazgeçip, israf yapmadan, ayağını yorganına göre uzatarak yaşamak rahatlığını yaşamalıyız.
Silahımızı, uçağımızı, arabamızı millet olarak biz yapacağız.
Kalkınmış ülkeler arasında olacağız.
Japonya örneği ortadadır.
Çalıştılar, ürettiler, israfa hayatlarında yer vermediler.
Bağımsız olmak önce muhtaç olmamaktan geçer.
Boçlanmak; program dahilinde üretmek için yapılıyorsa, olabilir.
Gandhi’nin fedakarlığına, Muhammed İkbal’in milli şuuruna örnek olaylar bizim tarihimizin her sahifesinde mevcuttur.
Çanakkale’de canını feda edenler, bu topraklarda bizzat kendileri hayat sürmek için feda etmediler. Milletimize şehit kanları ile yoğurarak vatan, devletimize ise toprak bıraktılar.
Minnettarız.
Bizler de bizden sonrakilere emanet edeceğiz.
Daha iyi işler için; "vira Bismillah"
Vesselam.