Birinci ve ikinci makalemizde Kuva-yi milliye hareketine atıfta bulunarak ülkemizin içinde bulunduğu ya da içine itilmek istendiği kargaşaya dikkat çekmek istedim. Topyekûn birlik ve beraberliğimizin önemine işaret ettim.
Ülkemizin dış borcu gelişmiş ülkelerin dış borçlarına kıyasla düşük olmasına rağmen ülkemiz açısından dış borç milli gelirimize ve ihracatımıza oranla bütçeye ağır yük getirmekte malesef dolara bağımlı hale gelmekteyiz. Her yıl ortalama iki yüz milyar dolar civarında dış borç ödememiz var. Buna bir de ithalat ihracat arasındaki açık ilave edildiğinde işin kendisi problem olarak karşımızda duruyor.
Özel bankaların hisselerinin yabancılara devri hususu para operasyonları bankalar üzerinden yürütülmekte olması sebebi ile önemlidir.
O halde şu sorunun cevabı merak edilmektedir.
-Kaç banka yabancılara satılmıştır ve kaç bankanın çoğunluk hissedarları yabancılardan oluşmaktadır? Bankaların çoğunluk hisselerinin yabancılara satışı nasıl ve hangi şirketler tarafından gerçekleşmiştir?
-Yaşamakta olduğumuz DÖVİZ krizinde etkileri ve fonksiyonları nedir?
Stratejik öneme sahip bazı özelleştirmelere ve yabancı ortaklık ya da yabancılara şirket devirlerine de temas etmekte fayda var.
Dünyada gıda ve su savaşlarından bahsedilmektedir. Bu konuda ben de birkaç makale ile konuya dikkat çekmeye çalışmıştım.
-Tarım arazilerinin önemli miktarda yabancılara özellikle İsrail ve Çinlilere şirketler vasıtası ile sahiplerince satıldığı haberleri yaygınlaşmıştır. Bu haberler doğru mudur? Şayet doğru ise satılan tarım arazilerinin miktarı nedir?
Dünyayı içilebilir su tehlikesi beklemekter.
-Kaynak sularımızın çoğunun gene sahipleri tarafından yabancılara satıldığı doğru mudur? Doğru ise toplam su rezervi içinde oranı nedir?
Sigorta artık hayatın her alanında faaliyettedir.
-Sigorta şirketlerimizin yabancılara satıldığı doğru ise yüzde kaçı yabancılara satılmıştır? Özel sektör tarafından yabancılara yapılan satışlar devlet tarafından denetlenmiyor mu?
Merhum Erbakan Hocanın 1974'den itibaren canhıraş mücadele ve gayretle yaptığı hayata geçirdiği onlarca fabrika ve tesis hangi gerekçelerle kimler tarafında özelleştirilmiştir!?
Mesela temel atma töreninde bulunduğum ASELSAN savunma sanayiinde dünyada çok önemli bir yere sahip. Diğerleri de devlet bünyesinde kalamaz mıydı?
Özelleştirmelerde satışı gerçekleştirilen örneğin; demir çelik, çimento, şeker ve kağıt fabrikalarını devralanlar kağıt şeker ve demir çelik üretimine devam ediyorlar mı? Üretime devam ediyorlarsa fabrikaların özelleşmesinden sonra örneğin çimentonun demirin şekerin fiyatları hangi oranda artmıştır?
Fransa'da üretilen ünlü bir yoğurt fabrikasının yabancılara satışı "Fransa'ya mal olmuş markadır" gerekçesi ile satışı iptal edildiği bilinmektedir.
Yine ABD'de geçtiğimiz yıllarda bir eyalette 110 milyon dolar mertebesinde olan petrol rafinerisinin yabancılara devri ABD merkez yönetimince "petrol rafinerisi stratejik kuruluştur" gerekçesi ile devri iptal edildiği basına yansımıştır. ABD ekonomik değeri yok sayılabilecek petrol tesisini stratejik gerekçe ile sattırmıyor bizde ise; POAŞ, 21 Temmuz 2000 tarihinde özelleştirilerek, yüzde 51 B grubu hissesi blok satış yöntemiyle oldukça düşük bir bedelle hemde Devlet Bankasından kredi kullandırılarak yerli bir şirkete satılmış alıcı yerli şirket devletten aldığı rakamın bir kaç katı fiyatla Avusturya merkezli enerji şirketi OMV, yüzde 100'üne sahip olduğu POAŞ'ın 1 milyar 368 milyon euroya Hollandalı Vitol Group'a devrettiği buna karşın yabancılara satışın önlenmesi konusunda hiçbir teşebbüste bulunulmadığı etrafta dolaşan haberlerdendi.
Özelleştirme süreci aynen devam etmektedir.
Çok önemli stratejik şirketler kah sahiplerince kah devlet tarafından elden çıkarılmıştır. Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi, 27 Mayıs 1928 tarihinde kurulmuş başarılı çalışmalar yapmış yerli aşı üretmiş olan kurum 2011 yılında kapatılmıştır.
Hıfsızsıhha Entitüsünün geliştirilmek yerine kapatılmasının acı tecrübesini corona salgını sırasında yaşadık.
Devletin ve milletin stratejik kurumları "yabancı sermaye"yi ülkeye getirmek gerekçesi ile devredilemez. Devredilmemelidir.
Zirai Donatım Kurumu'na ait Merhum Erbakan'ın kurduğu Zirai Donatım Yem Fabrikalarının akıbetleri ne olmuştur?
Bugün hayvancılık yapan insanlar "ithal ilaç ve yem" fiyatlarındaki fahiş artış ve DIŞA BAĞIMLILIKtan dolayı çok zor durumdadırlar.
Özelleştirme konusundaki dikkatsizliğin itinasızlığın ve yanlışlıkların bedelini aziz milletimiz çok pahalıya ödemek durumunda kalacaktır.
..
Başta sayın cumhurbaşkanımız ve ilgililerden gerek özel sektör gerekse devlet kurumlarımızın yabancılara satışları ve devirlerinin doğuracağı muhtemel sonuçlar için gerekli tedbirler alınması gerekirse de TBMM tarafından yasal düzenlemeler yapılmasını vatandaşlar beklemektedir.
Aksi halde bugün dolar operasyonu ile karşılaştığımız gibi yarın SU operasyonu diğer bir başka zamanda EKMEK operasyonu ile karşılaşabiliriz.
Bağımsızlık sadece sınırların korunması ile sağlanmaz. Bağımsızlık kendi kendine tarım ilaç sanayi savunma hasılı her alanda kendi kendine yeten hale gelmekle mümkündür.
Özelleştirme ve yabancı yatırımcı konusu özellikle stratejik alanlarda oldukça dikkat ve titizlik gerektirmektedir.
Aksi halde "dış güçler ve onun yerli işbirlikçileri" durumdan her zaman vazife çıkarmaktan geri durmayacaklardır. Dolayısı ile dış güçler ve işbirlikçilerini suçlamak yerine onlara alan açmamak fırsat vermemek gerekmetedir.
Bu günlerde ve bundan sonra da aziz milletimizin birlik ve beraberliği, varlığını sürdürmesi ayrıca geleceği için son derece önemlidir.
Aziz millet ve aziz devletimiz ebet müddet payidar olacaktır. Temennimiz bedeli ağır olmasın! Yeis ve umutsuzluğa yer yoktur büyük devlet büyük milletiz. Her zorluğu aşacak güce ve azme sahibiz.
Mazlum milletlerin umuduyuz.
Kalın sağlıcakla
Vesselam