Yusuf As. Firavunun rüyasının tabirini yapmış ve rüyasının tabirine göre yedi yıl kuraklık olacağını, buna hazırlık olarak tarlalara buğday eksilmesini önermiş, kuyudan çıkmasını sağlayan rüya tabiri sonrasında ise, tarlalara hububat ekilmesi ile de Firavunun ülkesi Mısır açlıkla mücadele edebilmişti. İçinde yaşadığımız çağda dünyanın gıdaya ve suya gelecekte olacak ihtiyacını anlamak ve tedbirler almak için rüyaya ve rüya tabircisine ihtiyaç yok! Gelecek olan adeta bağıra bağıra geliyor, tabi kulak veren duyan için.
Bilişim teknolojileri ve bankacılık üzerinden ekonomik soygun düzeni ile birlikte dünyayı ve insanlığı kontrolleri altına alanlar, önceleri tarım üretiminin niteliğine el attılar, gıdanın genetiğini bozdular şimdi ise tarım alanlarına el attılar.
Gün geçmiyor ki Türkiye de dahil pek çok Afrika, Asya ve komşu ülkelerden büyük araziler aldıklarına dair haberler almış olmayalım.
Bill Gates'in Türkiye’den elli altı bin dönüm aldığı söyleniyor. Arizona’dan bir milyon dönüm aldığını kendisi açıklamış. Bu sadece Bill Gates'in aldığı söylenenler. Ya diğerleri Türkiye’den ve diğer ülkelerden ne kadar toprak aldı? Kim biliyor?
Dünya nereye gidiyor! Daha doğrusu egemen soyguncuların yeni planları ne olabilir?
Egemenler şimdiye kadar dünya insanlarını önce hasta ettiler sonra hastalığı uzatmanın çarelerini bulmaya devam ediyorlar çünkü onlar için her hasta bir müşteridir.
Bunu gıdaya yaptıkları müdahalelerle, gıdanın genleri ile oynamakla daha fazla üretim daha verimli gibi kavramların altına saklanarak yaptılar. Bugün ilaca ve hastanelere harcanan paralar gıdanın sağlıklı ve güvenilir olmasına harcansaydı emin olun dünyada hem hastalık her kapıyı çalmaz hem de dünyada aç insan olmazdı.
Yeri gelmişken önemine binaen soruyorum; 2019 yılında ani ölümlerin istatistiği yayınlanırken neden iki buçuk yıldır açıklanmıyor? Açıklanıyor da biz mi bilmiyoruz! İlgililerin elbette bir bildiği vardır.
Dünyayı dizayn edenler o kadar acımasızlar ki bir virüs ile dünyayı perişan ettikleri gibi İngiliz kraliçesini sarayından kaçırmayı, devlet başkanlarına maske takmayı mecbur tutabilmişlerdir.
Onlar bunu yaparken gelişmekte veya az gelişmiş ülkeler ise, onların operasyonlarına sadece açık değiller, bizzat kurtuluş olarak görüyor, hatta onların güya çözümlerine ulaşmayı başarı kabul ediyorlar.
Dünyada pek çok ünlü milyarder neden tarım arazilerinin peşine düştü dersiniz!?
Bir yanda yapay gıda üretimi bir yanda uzayda yeni yerleşim yerleri ararken!
Modern Firavun bunlar!
Tarlalarımızda, içilebilir sularımız da fink atıyorlar!
Çok defa yazdım "yabancılara üç beş kuruş fazla para verdi diye, kaynak sularımızı ve tarım arazilerimizi satmak, toprak satmak vatana ihanetle eş değilmidir?.." diye.. Nafile dinleyen yok! Ama ben çok eminim her karışı şehit kanı ile sulanmış bu toprakları, mal benim değil mi kime istersem satarım diyerek satana, satılmasına göz yumana ve yabancılara aracılık edenlere elbette bu vatan uğruna şehit olanların da bir çift sözü olacaktır! Muhtemelen de ”yazıklar olsun size, size haklarımızı helal etmiyoruz! Biz bu vatan uğruna canımızı siz satasınız diye vermedik” diyeceklerdir.
Maalesef Türkiye üniversiteleri hariç pek çok batılı üniversiteler dünyanın elli yıllık perspektifinde yeterli miktarda GIDA VE İÇİLEBİLİR SUYA erişmenin çok zor olacağı, bazıları ise mümkün olmayacağı yolunda bilimsel makaleler yazmaktalar!
Peki bütün bunlara karşı biz ne yapıyoruz!
-Yabancı yatırımcı Türkiye’ye geliyor! -Dünyanın ilgisi Türkiye'ye,
-Türkiye’ye vatandaşlık için müracaatta patlama yaşanıyor gibi ağlanası halimize seviniyoruz!
Sahi bu gidiş nereye!?
Yabancıya toprak ve kaynak suyu tesisleri satışları derhal zaman kaybedilmeden durdurulmalıdır!
Yabancı özellikle Çinli yatırımcıların aldığı tesisler üzerinden ne kadar toprak satın aldıklarının tespiti yapılmalıdır.
Yabancı yatırımcıların özellikle Çinli firmaların satın aldıkları işletmelerin isimlerini değiştirmedikleri yöneticilerini de değiştirmeyerek yerel yöneticiler ve halka ulaşmada kullandıkları, arazileri şirketin başındaki Türk yöneticiler vasıtası ile yapıp sanki Türk şirketi alıyormuş gibi yaptıklarına dair söylentiler dolaşmaktadır.
Bu konu bütün vatandaşları ilgilendiren bir konudur. Başka Türkiye yok herkes her nerede bulunuyorsa oradan böyle durumlara müdahale etmelidir. Yarın çok geç olabilir. Bir de bakmışsınız çocuklarımız yabancıların tarlalarında karın tokluğuna çalıştırılıyor olabilirler. O da gene iyidir diyebilirsiniz çünkü evlatlarımızı topraklarımızdan çıkarmaları da göz ardı edilmeyecek çapta tehlike arz etmektedir.
Üniversitelere, yazar çizerlere, siyasetçilere yöneticilere çağrımız, lütfen bu konuya bigane kalmayınız. Halkı bilgilendirmek ve şuurlandırmak gerekmektedir, işin vahim sonuçları anlatılmalıdır.
Tarlasını üç kuruş fazla paraya tamah edip satan tamahkarlara soruyorum yabancılara sattığınız tarlanızı yabancılara sattığınız bedelin iki mislini verseniz geri verirler mi?
Lütfen aklınızı başınıza alın. Sizlerin tarlamız diyerek sattığınız topraklar vatandır, vatan toprağıdır. Vatan toprağı yabancılara satılamaz!
Oğlanlar İstanbul’da kız filan yerde tarlalar boş bari satıp da birkaç kuruş alır onlara daire alırım diye düşünmeyin taş duvar daireler karın doyurmaz!
Yabancılara toprak satışında fırsatçılar açısından yasal boşluklar olduğu anlaşılmaktadır. Yasal düzenlemeler vakit kaybedilmeden yapılmalıdır.
“Bu bölge çok değerlendi, yabancıların çok ilgisi var fiyatlar üçe katladı” diye yabancılara toprak pazarlayan ahmak! Unutma yarın sattığın yerlere yabancılar villalar yapacak sattığın toprakların sahiplerinin kızları gelinleri o villalarda hizmetçilik yapacak! Sen de üç kuruş için takla attığınla baş başa kalacaksın!
Siyasetçilere gelince en üstten en alta mahalle temsilci ya da durumdan vazife çıkarıp parti görevlilerinden fazla partici olanlar da dahil size sözüm ise şudur; Lütfen "vatandaşa mani olmayalım vatandaş özgürdür" gibi saçma sapan düşünce ile olan bitene bigane kalmayınız! Yabancılara toprak satmak özgürlük olmadığı gibi yabancı yatırımcı ülkeye birkaç dolar getiriyor gerekçesi ile KAYNAK SUYU VE TOPRAK SATILAMAZ! Bu konuda duyarlılık göstermek milli olmaktır, vatanperver olmaktır. Yoksa birtakım hamaset ile söylenmiş milliyetçilik, vatanperverlik boş iddialardan öteye gitmeyecektir!
Küresel “Tanrı”cılığa soyunan modern firavunlar, boşu boşuna tarım arazilerini ve su kaynaklarını satın almıyorlar. Onlar boş işlerle uğraşmaz! Tarım alanlarına el atmaları sonucunda büyük tekeller oluşacağının, buna karşı hazırlık yapmayan ülkeleri ise çok zor günlerin beklediği su götürmez gerçektir.
Başta tahıl ambarı Ukrayna'da savaş dolayısı ile ekim yapılamadı, önümüzdeki yıl dünyada tahıl sıkıntısı kesin gibi görünüyor!
Geç kalınmamalı, tarım alanlarının ekimi sağlanmalı, vatandaş teşvik edilmeli, çiftçilere ne ekecekleri konusunda ilgili kurumlar öncülük etmeli. Türkiye gıdada kendi kendisine yetmeli. Bu da yetmez! Türkiye’den medet uman başta susuzlukla boğuşan Afrika ülkeleri de beklenti içindeler. Türkiye en azından gıda sıkıntısı çeken, açlıkla boğuşan mazlumlara gıda desteği sağlayabilir.
Önder, lider ülke olmak bu demektir. Unutulmamalıdır ki tarih boyunca savaşlar, toprak ve egemenlik için yapılmış canlar verilmiştir.
Vesselam..