Bu ikinci olaydan sonra artık Kırıkkale Üniversitesi adını duydum mu aklıma gelen ilk kelime maalesef "SKANDAL" oluyor.
Kırıkkale doğup, büyüyüp, yetiştiğimiz yöre. Her zaman da aile kökümüzle olduğu gibi bu yöremizin mensubiyetinden de onur duyduk. Yöre halkımızın biraz duygusal, biraz da heyecanlı düşünen bir toplumsal yapısı vardır. Vatan, Millet, Bağımsızlık, Hürriyet gibi milli konularda da bu duygusallık ve heyecanlı duruşumuz hep öne çıkmıştır.
Geçtiğimiz yıl yapılan bir törende proğramın açılışını İstiklal Marşı ile yapmayarak gerine gerine bu geleneği ortadan kaldırmaya yeltenen Üniversite Yönetimi, bu provake denemesine Milli Marşımızın "siyasi içerikli olduğu" gibi bir saçma sapan gerekçe uydurmuş idi. Toplum yemedi tabii ki.. Ve bu olayı bir "skandal olay" olarak değerlendirip usulünce protestolarını gösterdiler. Allah'a şükür ki, mahalleler birleşip, ya da sosyal dernekler bir araya gelip, protestolarını okulu basmak, adam dövmek ve kırıp-dökmek şeklinde yasa dışı bir yola tevessül etmediler. Ancak bu risk o günlerde olabilir idi ve yine diyorum 'olmadı çok şükür.'
Şimdi geldik bu günlere ve habere göre, "Kırıkkale Üniversitesi bünyesindeki Genç Kalemler Topluluğu ile Bilim ve Sanat Topluluğunun Dünya Arapça Günü nedeniyle düzenlediği etkinliğin broşürlerinde, İstiklal Marşı'nın Arapça okunmasının da programa alındığı görüldü. Anılan broşür üzerinde üniversiteye ait 'Görüldü' kaşesi bulunmasının, konunun Üniversite yönetiminin onayıyla yapıldığını ortaya koydu.."
Haydi buyrun bakalım.. Bizim yörede bir laf vardır "deli misin, deli Memmed'in köyünden misin?.." diye..
Yahu size sesleniyorum, o koca makamın oturanı Üniversite Rektörü, size sesleniyorum; Çok mu akıllısınız, çok mu delisiniz, yoksa altınızdaki bir kısım görevliler / necidirler ve neler yapıyorlar farkında değil misiniz?
Bir de bu konuyu eleştirenlere "Provakasyon yapıyorlar" demişsiniz. Bravo ve pes doğrusu.. Mesela ben; şu anda sizin ve bu yaptıklarınızın toplum tarafından nasıl algılandığını irdeler ve eleştirirken provakasyon mu yaptım sayılacak? Kargalar bile güler buna..
Geçen yıl birincisi, bu yıl da ikinci olay..
Allah aşkına ne istiyorsunuz ya, bizim gönlümüzün en hassas yerindeki bu İSTİKLAL MARŞI'mızdan? Ne istiyorsunuz? Neden rahatsızsınız bu kadar?.. Radikal çıkışlar sergileyeceğiniz, belki de tribünlerin dikkatini çekmek için malzeme yapacağınız, başka konu kalmadı mı çevrenizde?.. Mesela "ilimle - bilimle" falan uğraşsanız daha çok yakışmaz mı üzerinize?
Nedir bu süfli debelenmeler?..
Nedir bu rahatsızlık?
Hem de kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in dili de olan Arapçayı tema yapıyorsunuz.
Olaydan sonraki açıklamanızda da "İstiklal Marşı'nın yabancı öğrenciler tarafından anlaşılması için Arapça'ya çevirdiğiniz" bahanesi var.. Peki sizin okuldaki yabancı öğrencilerin hepsi Arapça mı konuşuyor?.. Bunu sormazlar mı insana? İngilizce, Boşnakça, Rusça, Kazakça ve başka dillerden konuşan öğrenciler yok, hepsi Arapça konuşuyorlar demek ki.. Yine gerine gerine bir bahanenin üzerine oturuyorsunuz gibi geliyor bana..
Peki, O Koca Milli Şairimiz Mehmet Akif'in geceler boyu bir duru çorbayla yetinerek emekler verdiği, göz nuru dökerek ortaya çıkardığı İstiklal Marşı'mız metninde yer alan; kafiye uyumlarını, kelimelerdeki sayım ölçütlerini, anlam tamlamalarını, hece ve bağlaç yapılanmasını, hele ki o dini ve milli duygu yükselişlerini, başarabildiniz mi?..
Peki, Merhum Akif "Arapça" bilmiyor muydu? İhtiyaten, "Arapça" bir metin yazmayı düşünmedi mi sanıyorsunuz?..
Keza bu devletin temsilcileri, başka ülke protokol ve proğramlarına katılırken, İstiklal Marşı okutulduğu zaman yabancı insanlar ve ülkelere göre mi "çeviri yaptırtarak" okutuyorlar? Ya da bu çeviri neden yaptırtılmıyor? Londra'da, Paris'te, Washıngton DC'de ingilizce veya Fransızca okutuldu da biz mi duymadık?..
Bakın beyim, dünyanın her yerinde İstiklal Marşımız "TÜRKÇE" okutulur. Sizin işinize gelse de gelmese de bu hep böyle de devam edecek.. Peki bunun neden böyle olduğunu hiç düşündünüz mü?.. İşte burada bir merhum siyasetçi geldi aklıma "hadi oradan, hadii" derdi kızdığı zaman..
Ne bu işgüzarlık, izinsiz ve izansız ataklar, anlamak mümkün değil. Üstelik Kırıkkale gibi muhafazakar, dini ve milli konularda tutucu bir yörede, nedir asıl niyetleriniz?.. Yoksa Üniversite içerisinde (ihtimalen) ayıklanamamış bir kısım "kriptolar" var da (haydi iyimser yazayım) sizin haberiniz mi olmuyor?.. Bakıyorum ki iki yıldır hep potaya sürülüyorsunuz. Ne devletin başına uyuyor bu görüntünüz, ne gövdesine, ne de kuyruğuna.. Ya da Allah aşkına siz bu Devlet ve Millete rağmen nerelerden koşuyorsunuz böyle?..
Bir dersin içinde, öğrencinin kolay anlamasını teminen başvurulan bir uygulama olsa, hoş görülebilir. Fakat önemli bir etkinlik proğramında sadece "Arapça" kullanılarak (sadece o dil olunca da 'istismar' edilerek) yapılan bu dayatma, izaha muhtaç değil mi?
Rektör bey size sesleniyorum;
Sizleri yasa önünde aklayacak tek bir konu var; O da okulunuzdaki yabancı öğrencilerin tamamının sadece Arapça konuşuyor olmaları halidir. Ki bunu da ispat etmek zorundasınız. Aksi halde yaptığınız doğrudan merhum Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere Milli Marşımızda seslenilen tüm Şehitlerimize, Marşımızın ifade ettiği Vatanımıza, Hürriyetimize, Milli Mücadelemize ve tüm Milletimize saygısızlıktır; bir anlamda Anayasa'mızın 3. maddesindeki korumaya aykırıdır, ayrıca sosyal medyadaki toplumsal hezeyanlı görüntüler ve protestolara bakıyorum ki, halkı ayaklandırmaya yönelik bir suiniyetli atak görüntüsündedir. Haydi asli işinize, yani ilim ve bilime yönelin; bazı makamlar ve toplum da sizi sadece mesleki başarılarınızla yad eylesin.
...
Hülasa Kırıkkale Üniversitesi Rektörü ve bu konuya dahli olanların tamamını açıkça "PROTESTO" ediyorum.
Öncelikle sade bir vatandaş olarak, İSTİKLAL MARŞI gibi Anayasa'mızla koruma altına alınmış bir MİLLİ DEĞERİMİZ yönünden; yasal izinsiz / izansız bu fiillerin, keza toplumun milli ve ahlaki değerlerine olan bu saygısızlığın; her iki defasında da toplumu rencide ederek sürekli tahrike zorlayan mahiyette olduğu şeklindeki kanaatim nedeniyle, Kırıkkale Üniversitesi'nin ilgili yöneticileri hakkında Cumhuriyet Savcıları'mıza SUÇ DUYURUSU'nda bulunuyorum.
Hiç kimseler, ne dini, ne milli, ne de diğer manevi değerlerimizi kullanarak, bu Milleti provake edemeyecek, birbirine düşüremeyecek ve 15 Temmuz benzeri bir kaos ortamını da bir daha yaratamayacaktır.
Hangi dilden konuşursa konuşsun, hangi etnik köken ve yöreden olursa olsun, Ay-Yıldızlı Bayrağımızın altında birlikte yaşamaktan ve o mübarek 'İstiklal Marşı'mızdan onur duyan herkes, "Türk Milleti" ana kimliği ve müşterek adı altında "Kardeş"tir. Bu kardeşliği bozmaya da; ne yabancı servislerin, ne de yerli işbirlikçilerin ve hele ki halen kökü kazınmaya çalışılan 'kriptolar'ın gücü yetmeyecektir.
Buna izin vermeyeceğiz!..