Bursa Arena E'Gazete
2024-08-03 12:48:52

Heniyye’nin Şehadeti Ve İran Dedikleri!

HALİS ÖZDEMİR

03 Ağustos 2024, 12:48

İsmail Heniyye’nin mücahit bir insan olduğuna kendisini tanıyanlar şahitlik yapmaktalar. Heniyye’nin önce çocukları, torunları, ailesinin bir bölümü siyonist zalim katil İsrail askerleri tarafından şehit edilmişti. Televizyonların canlı yayını sırasında ailesinin şehadet haberini alan Heniyye’nin büyük sabır ve metanet gösterdiğine şahit olduk!

Allah şehadetlerini kabul etsin.

Şu işe bakın kadim İran istihbaratı delik deşik. Kimin eli kimin cebinde belli değil! Hatırlayın Kasım Süleymani’nin kanı yerde kalmayacak, intikamı alınacak dediler mangalda kül brakmadılar sonuç Trump’ın açıklamasına göre nereye ne zaman birkaç füze atmak için ABD’den izin almışlar ve zavallı İran halkının gazını almışlardı!

Kasım Süleymani’den sonra, elçilik baskını ile generallerinin cesetleri soğumadan, cumhurbaşkanının helikopterleri düştü mü düşürüldü mü? Yanarak hayatını kaybetmesinden sonra bu defa da İran’ın kalbinde yeni bir katliam! 

Siyonist İsrail Siyonist ABD’nin ve Siyonist uşaklarının istihbaratı ile ülkeler içinde cinayetler işliyor! 

İran yetkilileri her zaman olduğu gibi üst perdeden açıklamalar yapıyorlar; hesabı sorulacak falan filan! Ne zaman nasıl karşılık vereceklerini günler önce duyuruyor İsrail’e zımnen adeta; “aman bir kaza olmasın tedbirinizi alın” diyorlar! Tabi İran halkına gelince içerde öyle böyle propaganda yürütmüyorlar! İran’daki oluşturulan havaya bakarsanız İsrail dünyaya geldiğine pişman edilmiş! Yahu bu “Ortadoğu denilen başta İran olmak üzere Suudi Arabistan ve diğerlerleri ne yer ne içerlerler? Yahu işbirlikçi yöneticiler ağızlarının ucuyla bile İsrail’i telin etmiyorlar! Kınamıyorlar! İslam toplulukları hurafelerin içinde günlerini gün ediyorlar! Mehdi beklentisi bütün problemlerin çözümü olarak görülüyor! Yani işin özeti işimiz mehdiye kalmış!

Beyler bu vesile ile gene ısrarla söylüyorum! Bunlar ve “ümmet” şuuru! Bunların kendilerine hayırları yok! Bunlardan ümmet de millet de olmaz. Türkiye’yi bunlarla doldurmak bunlara mülk satarak vatandaşlıklar vermek akla ziyan bir durumdur! Türkiye’nin demografik yapısını bozmayın! Bunlardan vatanperver mücahit millet asla olmaz! Türkiye ve Türk milleti bunlara güvenerek bırakın “kısas” yapmayı turistik seyahat yapamaz! Yapmamalı! 

Sonuç olarak bunların açıklamaları karşısında Siyonist İsrail yönetimi istifini dahi bozmuyor!

Peki ne oldu da İran bu derece pespaye istihbarat örgütlerinin adeta oyuncağı oldu? Ne oldu kadim İran devletinin başına ne geldi? 

Söyleyeyim!
Kimse kusura bakmayacak!

“İran İslam Devleti” falan gibi mangalda kül bırakmayan iddialar sonrası İran;”mollalar cenneti” olduktan sonra liyakat ehliyet bütün İslam coğrafyasında olduğu gibi rafa kalktı ve o mollanın adamı bu mollanın adamı yok “şeriatçı” yok “mücahit” gibi ipe sapa gelmez cahiller sürüsünün borusu ötmeye başlayınca gene ülkeyi bu duruma sürükleyen mollalar taifesi faturayı ödemek durumunda kalıyor! 

Düşünebiliyor musunuz Nuh nebiden kalma helikopter düşüyor, ülkenin Cumhurbaşkanı ve ülkenin ileri gelen yöneticileri yanarak hayatlarını kaybediyorlar! Kendi cumhurbaşkanlarını ülkelerinin içinde bir yerden bir yere ulaştırmaktan acizler!

Yok öyle şey beyler!

Yok mollaymış yok dindarmış yok mücahitmiş yok bizim adamımızmış! Sonuç şekil A’daki gibi olmak durumunda kalınıyor!

Liyakat deriz, ehliyet deriz “ekmeği fırıncıya” deriz de ne hikmetse “İslam alemi” denilen bu da ne demekse ehliyetsiz bilgisiz tecrübesiz “bizim adamımız”dan öte tasnife gerekçe olmayan değerlendirme ile makamlar mevkiler adeta “işgal” ettirilir! 

İşin garibi işte bu bulunmaz “Bursa kumaşı” zevat bir müddet sonra kendilerini o kadar işe kaptırırlar ki şaşar kalırsınız!

İran önümüzde çarpıcı ve güncel örnektir.  Keşke bu durum İran’la sınırlı olsa! 
Maalesef öyle değil, bu konuda halkı Müslüman ülkeler birbirlerinin eline su dökemez! Hemen hepsi birbiri ile yarışırlar ve maalesef kayırmacılıkta Türkiye de bu tasnifin en baş köşesinde yerini alır!
Olmaz beyler olmaz!
Ehliyet, yetkinlik liyakat şarttır.
Sizler kendi özel işinizle ilgili birisini yönetime alsanız “eş dost, bizim adam, falanın yeğeni, bizim partiden” mi dersiniz yoksa işin ehli midir diye mi bakarsınız!

Buraya kadar bu tesbitlerle yetinelim.
Şimdi gelelim bu iş nereye gider?

Türkiye bu işin neresindedir?

Maalesef Türkiye’nin yumuşak karnı “din dil milliyet gözetmeksizin mazlumlara kucak açmak” gibi ulvi bir hasletimiz var!  Var olmasına var da işte tam da burası ülkemizin yumuşak karnı!
Ülkemize hiç olmadığı kadar hain sızmasının önünü açan bu durum tehlikeli boyuttadır. 
Bunlar bizim kardeşimiz falan gibi değerlendirmeler ihanet çetelerini durdurmaya yetmez! Kardeşlik hukukumuzu elbette korumalıyız. Ancak zaafiyete meydan verecek ihmale gelmez!
Türkiye mazlum milletlerin örnek aldığı umut beslediği bel bağladığı devlet ve millettir. Onun içindir ki hiç olmadığı kadar müteyakkız olmalıyız!

Sapık siyonistlerin Arz’ı mevud inançlarının önünde tek engel Türkiye ve Türk milletinin kalmış olduğu düşünüldüğünde işin vehameti ve muacceliyeti anlaşılmış olacaktır. 

Her vesile ile ifade ettiğim gibi asıl hedef Türkiye ve aziz milletimizdir.

Sonuç olarak;

İran’ın iç iktidar mücadelesi İran’ın başına çok iş açacağa benziyor! Anlaşılan o ki iç kavgada siyonist mihraklarla işbirliği yapmakta beis görmeyen gözü dönmüşlerin olduğu anlaşılıyor! İran’da neler olacak? Nelere gebedir zaman gösterecek!

Mısır Arap kavmiyetçiliğini bir yana bırakmalı, İran şii yayılmacılığını bir yana bırakmalı ve bölgenin en güçlü ve gelişmiş ülkesi olan Türkiye ile omuz omuza vermeli böylece bölgemizdeki zulüm ve fesada son vermeliler! 

“İstersen sulhu Salah hazır ol cenge”

Vesselam..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.