Ard arda gelen şehit cenazeleri yüreğimizi yakmaya devam ediyor. PKK’nın barınaklarını imha etmeyi sürdüren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne artık Kandil ve Sincar’ın yolu görünüyor. Bunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kandil ve Sincar'daki sorunu oradaki otorite çözmezse, egemen devlet gereğini yapmazsa biz oraları yerle bir ederiz" şeklindeki açıklamasından anlıyoruz. Uluslar arası diplomatik boyutu olan ve bölgedeki gizli Amerikan üsleri nedeniyle fiziki engeli bulunan böylesi bir harekatı gerçekleştirmek ne kadar mümkündür? Ayrıca, Kandil ve Sincar harekatıyla yolun sonu görünecek mi? Bu soruların yanıtlarını zamanı geldiğinde öğreneceğiz.
*** Türkiye gündemindeki bir başka konu AKP’deki değişiklik çalışmaları. Melih Gökçek’ten boşalan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunun önümüzdeki yerel seçime kadar doldurulmasıyla 6 il belediyesinde başlatılan operasyon tamamlanmış olacak.
Ancak, 7 AKP'li belediye başkanının daha istifa ettirileceği CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş tarafından iddia ediliyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in 'Tatlı tatlı bitirelim' şeklindeki mesajını dayanak gösteren Yarkadaş’a göre, istifası istenecekler arasında Trabzon, Uşak, Ordu ve Antalya Belediye Başkanları da var. Ayrıca, gönderilecekler arasında, Erdoğan’ın karşılama sırasında elini sıkmadığı AKP İstanbul İl Başkanı Selim Temurci’nin de olduğu söyleniyor..
Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki ‘metal yorgunları’nı (!) görevden uzaklaştırarak partiyi yenileme çabası siyasi çevrelerde tarihi bir fıkrayı yeniden gündeme getirdi. Fıkra şöyle: Eski sadrazam, yeni sadrazama görev devrederken kapalı 3 zarf bırakmış: “Başın sıkışırsa birinci zarfı, biraz daha sıkışırsa ikici zarfı, çok sıkışırsa da üçüncü zarfı açarsın!” demiş. Yeni gelen bir süre uğraşmış, didinmiş, işleri düzene koyamamış. Her şey daha kötüye gidince aklına eski sadrazamın kendisine bıraktığı zarflar gelmiş. Birincisini açmış. Mektupta “Senden öncekileri kötüle!” diye yazılı. Başlamış kötülemeye… Gidene, demediğini bırakmamış ama fayda etmemiş… Bu kez ikinci zarfı açmış: “Etrafını kötüle!” O da bunu yapmış ve çevresi için demediğini bırakmamış ama yine işler berbat !.. Bu sefer “Son çare” diyerek üçüncü zarfı açmış. Zarftan çıkan küçük pusulada şunlar yazılı: “Sen de üç zarf hazırla!..”
*** Bu hafta büyük önderi, Atatürk’ü anma haftası. 10 Kasım Cuma günü Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘bedenen’ ebediyete intikalinin 79. yıldönümü. Fikirleri, devrimleri yaşıyor, sonsuza kadar yaşayacak. Silah arkadaşları ve halkıyla birlikte verdiği olağanüstü mücadele sonucu hür bir ulus yaratması unutulmayacak, nesilden nesile aktarılacak.
O’nu sadece biz değil yedi düvel de sevdi. Türkiye’ye 10 bin kilometre uzakta olan, New York yakınlarındaki Elmira şehrinde yaşayan 10 yaşındaki Curtis LaFrans da sevenlerinden birisiydi.
94 yıl önce Mustafa Kemal'in Çankaya köşkünde arkadaşlarına “yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz” dediği dakikalarda babasının daktilosunun başına oturan çocuk, büyük öndere mektup yazıyordu.
“Gazi Mustafa Kemal Paşa, Angora, Türkiye… Sayın efendim, ben 10 yaşında Amerikalı bir çocuğum, Türkiye ve yeni hükümetine büyük ilgi duyuyorum. Siz ve bayan Kemal hakkında bir röportaj okudum. Türkiye hakkında bir defterim var. Şimdiden siz ve bayan Kemal hakkında birçok yazı ve resim topladım. Lütfen bir Amerikalı çocuğa küçük bir not ve imzalı fotoğrafınızı gönderin. Bir gün Türkiye'yi görebileceğimi umut ediyorum, saygılarımla, Curtis LaFrance.”
28 Ekim 1923 tarihli bu mektup, 27 Kasım'da Ankara'ya ulaştı. Mustafa Kemal okudu, çalışma odasına gitti, oturdu, cevap yazdı.
“Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti, hususi… Mister Curtis LaFrans'a, Ankara… Mektubunuzu aldım. Türk vatanı hakkındaki alaka ve temenniyatınıza (iyi dileklerinize) teşekkür ederim. Arzunuz vechile bir adet fotoğrafımı leffen (ilişikte) gönderiyorum. Amerika'nın zeki ve çalışkan çocuklarına yegane tavsiyem, Türkler hakkında her işittiklerine hakikat nazarıyla bakmayıp, kanaatlarini mutlaka ilm ve esaslı tedkikata (hakkıyla anlayıp, araştırmaya) isnad ettirmeye (dayandırmaya) bilhassa atf-ı ehemmiyet (önem) eylemeleridir. Hayatta nail-i muvaffakiyet ve saadette olmanızı temenni eylerim. Türkiye Reisicumhuru Gazi Mustafa Kemal.”
10 yaşındaki Curtis, Amerikan bağımsızlık mücadelesinin kahramanı, yeni kıtaya özgürlük fikrini aşılayan Fransız aristokrat Lafayette'in soyundan geliyordu. İşte böyle bir adamın soyundan gelen Curtis, özgürlük, bağımsızlık hikayeleriyle büyümüştü. Amerikan gazetelerinde Türk Kurtuluş Savaşı'yla alakalı haberleri okumuş, The Saturday Evening Post dergisinde yayınlanan Mustafa Kemal röportajını okumuş, okudukça hayran olmuş, yeni kurulan şehir “Angora”yı (Ankara) çok merak etmiş, ulaşır mı ulaşmaz mı, ciddiye alınır mıyım alınmaz mıyım diye düşünmeden, 28 Ekim 1923 akşamı yukarıdaki mektubu yazmıştı.
Curtis büyüdü, Yale Üniversitesi'nde okudu, makine mühendisi oldu, Columbia Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansı yaptı, Çek cumhuriyetine gitti, Prag'ta Charles Üniversitesi'nde Slav dilleri üzerine eğitim alırken, ikinci dünya savaşı çıktı, ülkesine döndü, aile şirketinin başına geçti, fabrika kurdu, itfaiye kamyonları üretti, Avrupa'dan Afrika'ya onlarca ülkeye ihracat yaptı, çok zengin bir işadamı oldu, Newport Sanat Müzesi'nin, Tarih Kurumu'nun, Newport Müzik Festivali'nin, Redwood Kütüphanesi'nin en büyük sponsoru oldu, ‘yılın hayırseveri ödülü’nü aldı.
85 yaşındayken, ABD'de yaşayan Saliha Sulander isimli Türk vatandaşıyla tesadüfen tanıştı, sohbet sohbeti açınca, Mustafa Kemal'in kendisine yazdığı mektuptan bahsetti. Saliha hanım kulaklarına inanamıyordu. Derhal Türk büyükelçiliğine gitti, bu mucizevi tesadüfü anlattı. Elçilik görevlileri Curtis'e ulaştı, mektup incelendi, netleştirildi, Ankara haberdar edildi.
Yıl 1998… Bülent Ecevit'in talimatıyla Curtis, dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay tarafından Türkiye'ye davet edildi.
Curtis 1960'tan itibaren Türkiye'ye defalarca gelmişti, ancak bu defa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi davetlisi olarak Ankara'daydı. “Hayatımın en duygulu anını yaşıyorum” dedi. Mustafa Kemal'in kendisine gönderdiği mektubu, Anıtkabir müzesinde sergilenmek üzere Türkiye'ye armağan etti.
Curtis 2012'de, 99 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Curtis'in uykusunda vefat ettiği gece de, 10 Kasım'dı !
İyi haftalar
remzidilan_48@hotmail.com