Zaferler ayı olan Ağustos’u geride bırakıp Eylül’e girerken, o zaferlerin devamı olan bir büyük zaferi daha kutlamanın gururunu yaşıyoruz.
15 Mayıs 1919'da İzmir, Yunan kuvvetleri tarafından işgal edilmişti. Bu işgal, hem İzmir halkı hem de Türk milleti için büyük bir travma ve direnişin başlangıcı oldu. İzmir'in işgali, Türk Kurtuluş Savaşı'nın fitilini ateşleyen olaylardan biriydi. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğindeki direniş, (26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz harekâtı) 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun İzmir'e girmesiyle sonuçlandı. Türk ordusu, İzmir'i işgalden kurtararak Yunan kuvvetlerini denize döktü ve bu harekât, Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının habercisi oldu.
İşte o günden beridir İzmir’inin dağlarında çiçekler açıyor, ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa/Adın yazılacak mücevher taşa’ sözleri dillerden düşmüyor.
MUSTAFA KEMAL’E VEFA
Mustafa Kemal’in ordusu da Türk Milleti gibi, O’na olan vefasını her fırsatta göstermekten kaçınmıyor. Devletin içine sızmalarına göz yumulan FETÖ hainlerinin kurduğu Ergenekon Kumpasıyla zindanlarda eziyet çektirilen Mustafa Kemal’in Askerleri, tükendi sanılırken, 15 Temmuz hain darbe girişimini de boşa çıkartanların en başında geliyordu.
Fetö Terör Örgütü yerine devleti bu kez çeşitli cemaatlar sarıp sarmalarken, Harp Okulları Mezuniyet Töreni sonrası, mezunların, Kılıçlarını çekerek ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atması, Kemal’in askerlerini tümüyle temizlediğini sanan iktidarı afallattı.
Konu günlerdir gündemden düşmüyor, tartışılıyor. Kılıç olayı karşısında bir nevi sessiz kalan AKP’den tepki 8 gün sonra geldi.
Kocaeli'de düzenlenen "21. İmam Hatipliler Kurultayı"nda konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakın ne dedi:
“Geçenlerde mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak gerekli bütün araştırmaların hepsi yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunların süratle temizlenmesi için adımlarımızı atıyoruz. Ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine müsaade etmeyiz.”
Erdoğan’ın bu açıklamasına CHP lideri Özgür Özel de, şu karşılığı verdi:
”Sekiz gün durup düşünüp sonra bu tepkiyi vermek çok manidar. Ebedi başkomutanları Mustafa Kemal Atatürk’e sahip çıkan Harbiye’den yeni mezun teğmenlerin siyasi hesaplara alet edilmesini kınıyorum. Siyasi düşüşünüzü durdurmak umuduyla kutuplaşma siyasetinize pırıl pırıl gençlerin geleceklerini feda edemezsiniz. Bu hamle siyasidir ama yersiz ve haksızdır. Bunu milletimiz unutmaz ve affetmez. Vazgeçin!!!”.
SETA RAPOU VE İNKÂR EDİLEN GERÇEK
Peki, bazı kıyımlar, 23 yıldır yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar, yolsuzluklar, yokluklar AKP’ye ne kazandırdı? Bütün bu icraatlar AKP’yi hala ayakta tutabilecek mi?
Bu sorunun cevabı olarak, geçtiğimiz günlerde AKP’yi afallatan bir gelişme daha yaşandı.
İktidara yakın bir düşünce kuruluşu olan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), AKP’ye bir rapor hazırladı… Raporun konusu da, “Vatandaşların sorunları ve AKP’nin durumu…”
İddiaya göre, rapor Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın masasına konulmuş. Ertesi gün de, yani 27 Ağustos’ta kamuoyuna yansımış veya yansıtılmış.
RAPORUN SONUÇ BÖLÜMÜ
AKP’nin içinden iyi haber alan gazeteci Nuray Babacan, Gazete Pencere’de yayınlanan haberinde raporun sonuçlarını şöyle özetliyor
1: Ekonomik kriz toplumu AKP’den uzaklaştırıyor
Enflasyon, hayat pahalılığı, emekli ve dar gelirlilerin durumu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekilen raporda, bu durumun toplum kesimlerini partiden uzaklaştırdığı ifade edildi.
2: Adalet duygusu zedelendi
Raporun başlıkları arasında en önemli konulardan birini adalet duygusunun zedelenmesi oluşturdu. Sadece, mahkemeler ve yargı açısından değil, tüm alanlarda adalet duygusunun zedelendiğine vurgu yapan rapora göre; bürokraside, kamudaki faaliyetlerde, işe alımlarda adalet duygusu ortadan kalktı.
Sonuç 3: Parti içinde gruplaşma, motivasyonu olumsuz etkiliyor
Rapora yansıyan bir diğer mesele de parti iç gruplaşmalar ve klik sorunu oldu. Bu durumun parti motivasyonunu önemli ölçüde etkilediği vurgulandı.
Sonuç 4: Halk artık ülkenin bu duruma gelmesinden Erdoğan’ı da sorumlu tutuyor
Artık toplum psikolojisi Erdoğan’ın dokunulmazlığını ortadan kaldırdı… Bunun sonucu olarak, halk artık Erdoğan’ı da sonuçlardan sorumlu tutuyor…
HABER 12 SAAT YALANLANMADI
Haber 17 internet sitesinin ardından Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin internet sitelerinde yayınlandı. Akşam haberlerinde de Halk TV, Sözcü TV ve NOW TV konuya girdi.
Haber 12 saat yayında kaldığı halde muhataplarından hiçbir açıklama gelmedi.
Saatler 19.59’u gösterdiğinde, nihayet ilgili düşünce kuruluşundan, “SETA farklı konularda bir çok haber yayınlamaktadır. Bugün çeşitli medya platformlarında iddia edilen içerikle ilgili bir SETA raporu bulunmamaktadır’ açıklaması geldi.
Bu açıklamadan 1 saat 45 dakika sonra da, (saat 21.44’de) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun şu açıklamayı yaptı:
“Bazı basın yayın organlarında yer alan ‘SETA partiye rapor sundu, sonuçlar çarpıcı Erdoğan’ın artık zırhı yok’ başlıklı haberler dezenformasyon içermektedir. SETA’nın iddia edilen içerikte bir raporu bulunmamaktadır.”
Acaba böyle bir haberi yalanlamak için SETA, AKP ve İletişim Başkanlığı neden 12 saat beklemişti?
Bu konuda sorulacak çok soru var, ancak sormuyor, 23 yıldır, (olumlu hizmetlerini de unutmayarak) AKP iktidarlarının laiklik, demokrasi, hukuk, siyaset, ekonomi, dış ilişkiler ve pek çok alanda bize yaşattıklarını anımsayarak , SETA RAPOU VE İNKAR EDİLEN GERÇEK’ başlığını kullanmakla yetiniyorum.
---
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com