Küresel güçler Trump'ı gönderdi. Biden'ı yani siyonist think-tank kuruluşlarının önemli isimlerinden KAMALA HARRİS'i getirdi. İşbirlikçiler iş başında.
Biden’ın Erdoğan hakkında yakın zamanda yaptığı skandal açıklama tazeliğini korurken ABD seçimleri sonuçlanmış ve Biden ABD başkanı seçilmiştir. Biden, Macron, Netanyahu ve karanlık mihrakların rüyasını süsleyen heveslerinin olması için can attıkları; Türkiye'nin ekonomik istikrarsızlığa düşürülmesi sonucu IMF’nin tekrar Türkiye'ye dönüp ekonomik kararlar alması, YATIRIMLARI DURDURMASI, savunma sanayisi başta olmak üzere yerli üretimin durdurulması.
Hatırlayınız; Merhum Ecevit'in Başbakanlık yaptığı MHP-ANAP koalisyonu döneminde ABD'den kurtarıcı olarak Derviş namlı şahıs gelmiş, bankalar boşaltılarak yabancıların tahsildarlığı yapılmamış mıydı? IMF, Türkiye'ye çöreklenmiş ve ülkemizin milyarlarca doları iç edilmemiş miydi, üstelik yaptıklarını da TÜRKİYE'Yİ DÜZE ÇIKARMAK olarak sunmamışlar mıydı?
Millet ittifakının HDP’ye muhtaçlığı ile Demirtaşın Türkiye yönetiminde söz sahibi olması yani Cumhurbaşkanı yardımcısı olması ile Apo’nun dışarı çıkması ama Apo'nun dışarı çıkması yetmez. Türkiye’de yönetim şeklini değiştiriyoruz hokkabazlığı ile eyalet, yerinden yönetim falan derken ülkeyi bölme hevesleri rüyalarını süslemiyor mu?
FETÖ’nün tüm alanlarda ülkeye geri dönmesi ile belediye seçimlerinde İstanbul'da olduğu gibi FETÖ’nün etki ve çabasının sonucu yönetimde de yer alarak söz sahibi olması,
Türkiye yönetiminin olağanüstü çıkmaza, kargaşaya sürüklenmesi ayrıca, Başörtüsü FÜRUATTIR dediğini hatırlayalım Başörtüsünü Türkiye'nin gündemine tekrar getirilmesi,
Başta Afrika'da TİKA marifeti ile yapılan yardım ve kalkınma hamlelerinin bitirilmesi,
Türkiye'nin Afrika'daki varlığının sonlandırılıp sömürüye devam etmeleri ve Afrika’nın Çin'in insafına bırakılması,
Ortadoğu haritasının ABD ve Rusya'nın planladığı şekilde çizilmesi ile Suriye, Irak, Yemen belki Suudi Arabistanın paramparça yapılması,
Hemen sınırımızda Kürt devleti aldatmacası ile İkinci İsrail Siyonist devleti kurulması,
Başta Doğu Türkistanlılar olmak üzere göçmenlerin iade edilerek ölüme gönderilmesi,
Akdeniz ve Adalar denizinde ABD ve AB'nin desteklediği Yunanistan tezinin geçerli olması,
Başımız telaşından Kıbrıs'ı unutmak zorunda bırakılmamız,
Türkiye ve Türk milleti mazlum İslam coğrafyası, Afrika ve Asya'da mazlumların umudu olmaktan çıkarılması ile Türkiye'nin gönül coğrafyasının yetim bırakılması,
Katar başta olmak üzere Türkiye'nin yanında yer alan Körfez ülkeleri, işbirlikçi Suud yönetimi ve diğerleri tarafından işgal ettirilmesi,
İsrail'in, Gazze ve Flistini tamamen yutması,
Dünyada Müslümanlar ve Türklerin dayanaksız bırakılması,
Balkanlarda beklenmedik olaylar çıkarıp oradaki müslümanları yerinden yurdundan edilmesi,
On yedi yılda yaptık denilen işlerin bila istisna yerle yeksan edilmesi,
Türkiye'nin Dünyada etkinliğinin bitirilmesi,
Bu olumsuzlukların birisi bile gözardı edilemez hayati öneme haizdir.
Rüyalarını süsleyen belki bilmediğimiz yeraltı ve yer üstü kaynaklarımız ile Akdeniz, Adalar denizi ve Karadeniz'de ki sondaj çalışmalarının sonlandırılmasını da sayabilirsiniz.
ABD başkanlığını Biden ve yardımcılığını siyonist Kamala Harris kazandı ve madem birtakım tehlikeler varsa BU DURUMA MEYDAN VERMEMEK için SEÇMENden de önce siyasetçilerin aydınların akademisyenlerin ve tabiiatıyla öncelikle iktidarın sorumlulukları vardır.
Evet iktidar en tepesinden en altına kadar sorumludur.
İktidar; "Bakın biz gidersek bunlar olur!" kolaylığına sığınmamalıdır. Yapılan yanlışlardan dönmeye, yapılması gereken işleri de yapmak için kararlı tutum ve gayret içinde olmalılar.
Türkiye'de siyasetin en büyük sorunlarından birisi malesef SİYASİ MÜCADELEDE EMEĞİ OLMAYAN, işin menfaat tarafında olan BÜROKRATLAR ve POLİTİKACILARDIR!
Esasen öncelikle iktidarın sorunu olmakla birlikte bu sorun öteden beri Türk siyasetinin tüm kurumlarının sorunudur ve ceremesini millet çekmektedir.
İktidar için faturasının ağır olacağını bilmem söylemeye gerek var mı!
Bunun için de; öncelikle vatandaşların beklentileri arasında; "kifayetsiz" buldukları bazı şahısları yeni dönemde parlementoya taşımaması, bürokraside kifayetsizleri önemli yerlere getirmemeleri, "bulunmaz Bursa kumaşı" muamelesi yapılmamasıdır. Siyaset ve bürokraside hemşehrilik, falanın oğlu, filanın damadı yaklaşımı ile davranıldığı yönünde vatandaşlarda yaygın bir kanaat vardır ve bu durumu kabul etmemektedirler.
Vatandaşın gönlünde karşılığı olmayan "türedi"lerden millet artık bıkmıştır.
Sizlerin de dediği gibi Türkiye eski Türkiye değil.
(Devam edecek)