Eğitimle ilgili olan dünyanın çeşitli kurumlarının ve kuruluşlarının yaptığı araştırmalarda ve incelemelerde elde edilen istatistiki sonuçlar, eğitimdeki vahim durumumuzu ortaya koymaktadır. Eğitimimizin yatalak hasta olduğunu söylememiz mümkündür.
Daha önceki köşe yazılarımda acil çözüm bekleyen sorunlarımıza değinmiştim. Bugün de, bazı eğitim sorunlarımıza değinmeye devam edeyim de çözüm üretilmesine katkı sağlamış olayım.
İlginçtir, eğitim sorunlarıyla ilgili köşe azımı yazarken televizyonlarda üç eğitim haberi verildi.
*Ordu ilimizde bir okulun duvarının çöktüğünü, öğrencilerin görüntülediği kamera çekimleri haberiyle duyuruldu.
*Kocaeli'de, okulun demir kapısının öğrencinin üzerine devrildiği ve öğrencinin durumunun ağır olduğu haberi verildi. Daha sonra da öğrencimiz yaşama savaşını kaybetti.
*Mardin'de, kan davası yüzünden 3 yıldır okula gidemeyen 32 çocuk, ailelerinin barıştırılması üzerine okula başladıkları söylendi. Bir kız öğrenci, "ben liseye gidecekken ortaokula başlamış olacağım, büyüdüm ..." diye derdini dile getirdi.
Eğitimde ne halde olduğumuzu gösteren bu haberlerin aynı gün, aynı saat içerisinde verildiğini belirterek durumumuzu, M.E. Bakanımız Ziya Selçuk'un dikkatlerine sunmak istiyorum.
Bakanımızın işinin zor olduğu kabul etmekle birlikte, kolay olanı herkesin yapabileceğini, önemli olanın zor işlerin üstesinden gelmek olduğunu ifade edeyim de bakanımıza moral vermiş olayım.
Köşe yazılarımda, "eğitim sisteminin belirsizliği, altyapıda okul ve ders araçları eksikliği, ikili öğretimin bitirilmesi, ders çeşitleri, ders saatleri ve ağırlıklı dersler meselesi, müfredat sıkıntıları, okul çeşitleri, liselerde gerekli olan düzenlemeler..." konularına değinmiştim. Aşağıda belirteceğim eğitim sorunlarımızın da sorgulanması gerektiği vurgulamış olayım.
*Yönetmelik maddelerinde, özellikle sınıf geçme ve disiplin yönetmeliği değişiklikleri,
*Çok sık değişen liselere geçişler ve üniversiteye yerleştirmeler,
*Sınav sistemindeki belirsizlikler,
*Seçmeli derslerdeki ve ders çeşitlerindeki çok sık değişen düzenlemeler,
*Müfredatlardaki sık değişiklikler, gereksiz konular ve güncelleme eksikliği,
*Yönlendirme ve alan seçimi konusundaki sıkıntılar,
*Öğrencinin ilgi alanına, bilgi ve becerisine göre eğitim verilememesi,
*Rehberlik yetersizliği, her konuda ilgi ve sevgi eksikliği,
*Kayıtlar ve nakiller ile ilgili sıkça yapılan değişiklikler,
*Sınıf mevcutlarının kalabalık olması,
*Okul çeşitleri meselesindeki yanlışlıklar,
*4+4+4 eğitim sisteminin altyapısı oluşturulmadan uygulanmasının sıkıntıları,
*Okul öncesi eğitime önem verilmemesi,
*Öğrencilere okula niçin geldikleri bilincinin verilememesi,
*Kitap okuma ve yazma konularındaki eksikliklerimiz,
*Çok sık duyduğumuz taciz, tecavüz, şiddet ...vs olaylar,
*Öğretmen ve yönetici yetiştirme, öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri,
*Öğretmen maaşları ve ücretleri ile ilgili durum, itibar ve saygınlık konusu,
*Yöneticilerde, öğretmenlerde görev anlayışı ve sorumluluk duygusu durumu.
*Yetki, etki meselesindeki eksiklikler, anlam ve kavram kargaşasında yaşanan sorunlar.
*Kitap, kıyafet, yemek ve servis sorunları,
*İstatistiki verilerin değerlendirilememesi ve planlama eksikliği,
Başka sorunlarımızın olduğunu da söylememiz mümkündür.
Bakanlığımız, 24 Kasım'da öğretmen fikirlerini ve projelerini açıklayacağını duyurmuştu. O güne kadar, ben de, projelerimi sizlerle paylaşarak bakanlığımıza teklif ve tavsiyelerde bulunmak istediğimi belirtmiş olayım.
SÖZÜN ÖZÜ: Eğitim, bir millet ve memleket meselesidir. Dolayısıyla, ilgili olan herkes, konunun ciddiyetini ve önemini anlamış olmalıdır. Eğitim, bilimsel bir konudur. Çok iyi incelenmesi, değerlendirilmesi, planlanması ve uygulanması gerekmektedir. Eğitim (okullar), öğrenciyi, öncelikle mutlu olacağı hayata hazırlamalı; ilgi alanına, yeteneğine ve kapasitesine göre yönlendirerek severek yapacağı bir mesleğin sahibi olmasını amaçlamalıdır.