Egemen güçlerin sorgulanmayan operasyonunda Çin ve ABD'nin fonksiyonu
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa nasıl olacak?!
İnsanların, devletlerin en özel bilgileri elde edilerek her alanda robotik kontroller yapıldığını biliyoruz daha etkin kontroller göreceğiz.
Dünyada polisiye tedbirler adı altında "polis ve robotik polis devleti" hem de milli polis devleti değil, dünya polis devleti nerede ise tüm bölgelerde tesis edilmiş, operasyon teknolojik gelişmelerle tamamlanma aşamasına adım adım gelinmektedir. Tıpkı kimlik numaraları ile bir kişi hakkında her şeyi bildikleri gibi.. Bir kişinin bankada kaç lirası var, ne kazanır, nereye harcar gibi bilgilere sahipler. Fakat bu da yetmedi şimdi damarlarımızdaki kan nasıl akıyor? sağlığımız nasıl? genetik yapımız nasıl? bilgilerini edinmeye başladılar. Bu da yetmez gibi, istedikleri zaman sağlıklı ya da sağlıksız olarak "sağmal inek" gibi önce hasta edip, sonra hastalıkla mücadele adına soyacaklar.. Onunla da yetinmeyecekler ve ne zaman nerede öleceğimize de karar verecekler.
Bunlar havai gelebilir. Fakat salgın hastalıklarının en kapsamlısı covid-19 ile yaşıyoruz.
Dünyayı aç gözlü, doyumsuz, kötü niyetli insanların yönettiğini neden sorgulamıyoruz! Para insanın alın teri ile kazandığı, rızkını temin ettiği bir takas aracıdır. Peki elimizdeki avucumuzdakileri tereyağından kıl çeker gibi nasıl çekiyorlar. Şu hale bakar mısınız?!
"2019/2020 itibarı ile dünyanın toplam milli hasılası 86 trilyon dolar iken nasıl oluyor da dünyadaki devletlerin toplam borcu 253 trilyon doları geçiyor? Borçlular belli alacaklılar kim? Karşılığı olmayan bu sanal paralarla kimler kimleri soyuyor.... (İ.Tokalak)
Neden sorgulamıyoruz?! Teknoloji insanlığın hizmetinde falan derken teknoloji kullanılarak nasıl soyuluyor; nasıl dizayn ediliyoruz. Dünyaya "adil, ekonomik ve sosyal düzen" önermediğimiz sürece, maalesef bize dayatılanın bir parçası olmanın ötesine gidemeyiz. Yeni duruma her alanda hazır olmak, tedbirleri almak; zararı en aza indirmek gerekmektedir. Su tersine akmaz. Siz dizayn etme yeteneğinden yoksunsanız dizayn edilmekten kurtulamazsınız. Maalesef gene karanlık ve insani ölçülerin dışındaki yapılar dünyayı açığa düşürmüşlerdir.
İnsanlığı yüksek teknoloji ile teknolojinin esiri yaparak, "modern köle" yaptılar.
Bu kölelik Covid-19 ile zirveye taşınmaktadır.
Gerçekten çok tehlikeli covid-19 virüsü ile istedikleri gibi insanları korkutup, istedikleri gibi yönetmeye daha doğrusu korkuyla pasifize ederek otoriter yönetimleri meşru hale getirmişlerdir.
"Polis devleti" dünyanın hemen her yerinde salgınla mücadele gerekçesi olarak vatandaşların "yasaklansın" "polisiye tedbirler alınsın" talebi ile yerleşmeye başlamıştır.
Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Mesela büyük büyük devasa binalar okul, üniversite olmayacak belki mevcudun onda biri bir yapı yetecek, öğrenciler sırayla haftada belki on günde bir sınıfa sırayla çağrılacak yani on derslik sınıf yerine bir sınıf yetecek.
Muhtemelen "herkes üniversiteli olsun" yanlışlığı son bulacak.
Mimarlarımız bundan böyle konut yerine ev / yuva projelerinde, evde bulunan çocuklar için ders yapacakları ortamı, çalışanlar için ise evden çalışma ortamını dikkate alarak projeler üretecekler.
Toplu taşımada bu kadar araca ihtiyaç olmayacak, evinde çalışan dışarıya çıkandan fazla olacak. Şehirler önemini yitirecek, örneğin İstanbul'da bulunan bir üniversitede okumak için İstanbul'da bulunmak mecburiyeti ortadan kalkacak. Hatta başka bir ülkede çalışma ortamları sağlanacak, ancak dünya ile entegre "dil" öğrenmiş olanlar bu durumla muhatap olabilecekler.
Böyle giderse alışkanlıklarımızı çok yakın gelecekte "hikaye" olarak anlatacağız.
Düğünlerimizi, bayramlarımızı, toplantılarımızı anılarımız olarak hatırlayacağız.
İnsanlar sıkı sıkıya dostça birbirine özlemle sarılamayacak, bırakın sarılmayı belki belirlenen mesafeyi geçmemizi üzerimizdeki takip cihazları önleyecek! Hayatımıza robotlar hakim olacak!
Nasıl yaşamamız isteniyorsa öyle yaşayacağız.
İÇME SUYU VE TARIM SULAMA SUYU OLAĞANÜSTÜ ÖNEME SAHİP OLACAK.
Olacak olmasına da kaç kaynak suyu yerli şirketlerde kalmış bilen var mı? Yüzde doksan oranında kaynak sularımız maalesef yabancılara satılmıştır.
Gıda hayati öneme haizdir, gıdaya ulaşmak hayati öneme haiz olacak. Tarım alanlarına inşaat yapmaktan vazgeçilmelidir. Zaten mevcut tarım alanlarının önemli bölümü zehirlenmiştir.
Bundan da önemlisi tarım alanlarımız topraklarımız yabancılara kesinlikle satılmamalıdır.
İnsan için insanın hayatını sürdürebilmesi için; temiz hava, genetiği bozulmamış gıda, içilebilir su olmazsa olmaz ihtiyaçtır.
Maalesef yeraltı zenginliklerimiz bir bir yabancıların eline geçiyor.
Yabancıların en tehlikelisi ise Çinliler.
Çünkü Çinliler sadece maden ocağı ya da fabrika satın almıyorlar, girdikleri yerlere insan taşıyarak nüfuslarıyla yerleşiyorlar. "Yerleşiyorlar" dedimse "işgal ediyorlar işgal.." Ülkelere girene kadar çok kibar, girdikten sonra canavar olan çinliler. Doğu Türkistan’ın başına gelenlerden ders almamız gerekiyor.
Doğu Türkistan’ı nasıl işgal ettiler ve bir milleti nasıl yok ediyorlar?
Ders almalıyız.
Yabancılara özellikle ÇİNlilere üç kuruşa tamah edip mülk sahiplerince toprak satmak, buna ön ayak olmak cinayettir. Çinliler vatandaşlık vermekte aynı şekilde olağanüstü tehlikelidir.
Abarttığımı düşünmeyin; bugün Afrika ve Asya ülkelerinde önemli kazanımlar elde etmişler. Madenler, mülkler, fabrikalar almışlar, girdikleri ülkelerin milli hasılaları üzerinde akıl almaz derecede etkin olmuşlardır. Bir de "vatan nedir millet nedir bilmeyen" aymazların hiyanetleri düşünülürse, varın siz tehlikenin boyutunu hesap edin. Çin ne emperyalist ABD, ne onun müttefikleri İngiltere, ne de AB ülkelerine benzemez. Bu ülkelerde nüfus artmamakta, bilakis ülkelerin kendilerine nüfus gerekmektedir. Çin’e gelince onlara göre 1.5 milyar nüfus fiiliyatta ise yaklaşık 2 milyar nüfus, ekmek, aş, su ve toprak istemektedir. Onun için Çin diğerlerinden farklı olarak ayrıca "İŞGALCİ"dir; girdiği yere vatandaşlarını da taşımaktadır. Bu konuda ihmal gösteren devlet ve devletlerin yöneticileri, ülkelerine karşı onarılmaz yaralar açtıklarını öğrendiklerinde vakit geçmiş olacaktır.
Bu ihmalleri yapanları tarih affetmez!
Onun için biz ÇİN konusunu, "kuşak yol projesi"ni bir defa değil, bin defa çok yönlü düşünmek zorundayız. Ayrıca bizi örnek alan ülkelerin de felakete sürüklenmemeleri için örneklik oluşturabiliriz. Oluşturmalıyız.
Vesselam..