Ampute Futbol Millî Takımımız, 2024 Avrupa Şampiyonası finalinde İspanya'yı 3-0 mağlup ederek yenilgi yüzü görmeden şampiyon oldu.
Üst üste 3. Avrupa Şampiyonlukları için takımımızı yürekten kutluyorum.
Malum, Ampute olmayan Avrupa Futbol Şampiyonası, 14 Haziran 2024 Cuma günü, turnuvanın ev sahibi Almanya ile İskoçya arasındaki açılış maçıyla başlıyor.
Ampute Millî Futbol Takımımız epik zaferlerine devam ederken medyada daha çok yer alan ampute olmayan millî futbol takımımız bakalım ne yapacak, o başarıya az da olsa yaklaşabilecek mi?
A Millî Futbol Takımımızın turnuvadaki grubunda Gürcistan, Portekiz ve Çekya var. Turnuvadaki ilk maçında 18 Haziran 2024 Salı günü Gürcistan karşısına çıkacak takımımıza başarılar diliyorum. Umarım giydikleri formanın hakkını verirler.
Forma dedim de…
A Milli Takımın göğsünde ay yıldızlı bayrak şeridi olan beyaz formasının şöyle bir hikayesi vardır.
Tarih, 26 Ekim 1923.
Cumhuriyetin ilan edilmesinden 3 gün önce…
Türkiye, Romanya ile İstanbul Taksim Stadında dostluk maçına çıkacaktır. Ne var ki, millî takımın sahaya çıkacağı belli bir forması yoktur.
Takımın maça düz beyaz forma ve beyaz şortla çıkmasına karar verilir. Bu kararla beraber maç için hazırlanırlarken Atatürk’ün gönderdiği ay-yıldızlı bayraklarımızı beyaz formanın göğüs kısmına diktirip maça öyle çıkarlar.
Bu hikâyenin aynı sonucu veren farklı şekilleri anlatılsa da “düz beyaz formanın üzerine bayrak dikerek/sararak maça çıkma” meselesi, tarihteki ilk millî maça çıkışın en önemli gerçeği…
O gün 2-2 biten Türkiye'nin bu ilk maçında ilk Teknik Direktör olarak Galatasaray’ın kurucusu Ali Sami Yen, kaptan olarak da Fenerbahçeli Hasan Kamil Sporel sahaya çıkar. Hasan Kamil Sporel, millî takımın ilk gollerini atan Zeki Rıza Sporel'in de ağabeyidir.
Üzerimde gördüğünüz forma, o gün giyilmiş formadan esinlenerek yeniden yapılan, böyle bir hikayesi olan, klasik Türk Millî Takım formasıdır.
Bu vesileyle formayı tarafıma hediye eden amcam Fuat Şirvan’a teşekkür ederim.
Klasik formalar önemlidir ve her birinin o takım, o camia, o ülke için hikayeleri ve anlamları vardır.
Hollanda, kendine has rengiyle “portakallardır” mesela… İtalyanlara “Maviler” denir. Futbolun ön plandaki başarılı iki ülkesi Brezilya ve Arjantin’in formaları kilometrelerce öteden tanınır, bilinir. Renklerin de kodları vardır. Her portakal rengi, her mavi, her sarı değildir kullanılan…
Kulüp takımları ha keza…
Barcelona, Real Madrid, Liverpool, Chelsea, İnter, Milan, Ajax, Dortmund ve nicesi…
Bizim kulüp takımlarımızın da “klasik formaları” var.
Galatasaray’ın parçalısı, Beşiktaş’ın kolları ve yakası beyaz, bedeni siyah forması, Fenerbahçe’nin çubuklusu…
Sadece kâğıt üstünde ve farazi olarak muhafazakâr ve sözde geleneklerine bağlı bir toplumuz anlıyorum ama klasik formaların üzerinde fazla oynanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bu arada Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kararıyla olduğunu öğrendiğim ön kısmı ne olursa olsun formaların sırt kısımlarının düz renk yapılmasını da doğru bulmadığımı ifade edeyim. Parçalıysa sırtı da parçalı, çubukluysa yine sırtı da çubuklu olmalı. Orijinali öyle çünkü!
Farklı alternatif formalar tabii ki de olacaktır, olmalıdır da… Bununla birlikte klasik, ufak tefek dokunuşlar hariç renk kodları da dahil olmak üzere adı üstünde klasik olarak kalmalıdır.
Çünkü her birinin çok özel hikayeleri olduğu kadar, her birinin gerek yurt içinde gerek yurt dışında gerek şekilleri gerekse renk kodlarıyla bilinirlikleri ortadadır.
Gelenek, gelecek, kökler…
Anlatabiliyor muyum?
Haftanın Notu:
16 Haziran Babalar Günü… Bu vesileyle başta kendi babam Hüseyin Şirvan olmak üzere tüm babaların ve “baba adamların” gününü kutluyor, sözleri bana, bestesi müzik öğretmeni Oya İlkbahar’a ait şarkıyı sizlerle paylaşıyorum. Buradan dinleyebilirsiniz.
Ayrıca gelen bayramın toplumsal birlikteliğe vesile olması dileğiyle iyi bayramlar değerli okurlarım..