Bir yanda iktidarın sorumlulukları bir yanda muhalefetin hali!
Boğazda balık İstanbul'da bereketin/kar'ın hışmı!
ABD büyükelçisi ile bir ayda dört defa görüşen seçim sathında bozkurt işareti yapan parti başkanı! ABD elçisi ile bir ayda dört defa bir araya gelerek ne konuşabilir!?
Parti'nin milliyetçi yetkilileri ne düşünüyor?
ABD elçisi ile bu yoğunlukta ne konuştuğunu etrafındaki milliyetçilere anlatıyor mu? Anlatmıyorsa onlar bu durumu nasıl karşılıyor?
Siyasi "ikballeri için!" Ya sormuyorlarsa!?
Bir yandan İstanbul Beylikdüzü'nde belediye başkanlığı sırasında Makarios rölyef heykelini diken şahsı, İstanbul'u fetheden çağ açıp çağ kapatan Sultan Fatih'e benzeten ve partisine mensup Milliyetçi Ülkücüleri HDP'nin de dahil olduğu ittifaka dahil etmeyi başaran beceri ve üst akıl (!)..
Demogojiler bir kenara bırakılıp ülke yönetimine talip olanlar İngilizlere ve Amerikalılara birtakım sözler mi veriyorlar acaba? diye düşünmeden edemiyor insan.. Ne konuşuyorlar, milletten gizlemeden mertçe açıklamalılar.
Vatandaşlar olarak bilmeye hakkımız yok mu? Devlet adamlığı da bunu gerektirmez mi? Millette kendilerine bilerek destek veriyorsa versinler!
Kimler nerelerden destek alma peşinde?
Vah ülkem vah ki vah! ..
İstanbul Belediyesinde iyi gitmeyen işler ve İBB Başkanı İstanbul'da hayatı durduran kar yağışı sırasında İngiliz büyükelçisi ile kalkan balığı yemekle daha doğrusu kendi ifadesi ile Türkiye ve dünya meselelerini konuşmakta. Onlar dünyayı ve Türkiye'yi konuşurken yönetmek zorunda olduğu şehirde hayat durmuş!
Üç saat civarında toplantı yapmışlar.Yolları küremekle, açmakla görevli araç hususi olarak kendilerinin hizmetinde olarak!
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için "başarılı" propagandaları ile parlatılmaya çalışılan İmamoğlu'nun, neleri başardığı hiç bir zaman ortaya koyulmadığı için, başardıklarını hiçbir zaman anlayamayacağız anlaşılan. Olayın önce yalanlaması sonrasın da ise gerçeğin ortaya çıkması ile traji komik durum.
Sahi bizim muhalefetin as elemanları neden ABD ve İngiliz diplomatlarla saatlerce ve def'aten toplatı yaparlar ki!? Onlara umut bağlayanlar bunu sormayacaklar mı?
Bir yandan Akdeniz'de Libya'da ne işimiz var demekle aslında MAVİ VATAN'da ne işimiz var anlamına gelmezmi?.. öte yandan Suriye'de ne işimiz var demekle Suriye sınırında güya Kürt devleti adı altında Ermeni ve Yahudi devletinin kurulmasına yeşil ışık anlamına gelmez mi? ABD'nin Suriye politikasına, hedefine uygun Suriye'de ne işimiz var!? diyen ana muhalefet..
Bir yandan HDP ile ittifakı önceleri gizleme şimdilerde ise meşrulaştırma gayretleri.
Öte yanda Urfa'da "verin belediye'yi Urfa'da çiftçilere, elektriği bedava vereyim yazın bir kenara sözüm olsun!" Adama sormazlar mı!? Tekirdağ belediyesi sizde değil mi, Adana belediyesi sizde değil mi! Elektriği oradaki çiftçilere neden bedava vermiyorsun, madem öyle bir hizmetiniz olacak belediyeleri partiniz de olan iller de yaşayan çiftçiler üvey evlat mı? Nasıl vaad böyle?
Ülke yönetimi için bula bula Urfalı çiftçiye bedava eletrik midir projeniz!? Belediyeleri kazanmaları halinde "kimse işten çıkarılmayacak size NAMUS SÖZÜMDÜR" deyip işten atılan 13.312 kişi işe aldıkları 44.495 kişi!?
Çalışmalarına engel oldukları hikayesi. İngiliz diplomatla rakı balık sofrası çalışmalarına engel olabilir mi!? Hem sözcüsü de İsviçre'de tatilde propagan da çalışmalarına kaymaktan fırsat buldukça devam ederken...
Hele bir Cumhurbaşkanı olsun siz hizmeti görün! Binlerce kişinin işten çıkarılması ve çıkarılan çalışanların ittifak ortaklarına pay edildiğini itiraf ettikleri, içlerinde "terörle iltisaklı" yüzlerce kişinin de belediyeye yerleştirilmesi konusunda soruşturma geçirmeleri.
"Namus sözü" vermiş olmasına rağmen bütün olanlar karşısında sessiz kalan partinin genel başkanı! Ve sessiz kalan ittifak ortakları!
Teröristle "aşk yaşadığı söylenen" ve boy boy fotoğraf çektiren birinin TBMM'ye DEMOKRASİ adına (!) girebilen kadın...
Bir yanda İstanbul Sözleşmesi'ni iktidara gelir gelmez tekrar getireceğim diyen, Kadın cinayetlerini İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına bağlayan anlayış!
Evlere şenlik demokrasi anlayışı ve muhalefet!
Ve İktidarın yaptıkları;
Bir yanda İstanbul Sözleşmesi'ni ne maksatla çıkardıkları bilinmeyen halkın tepkisi ile sonra kaldıran ancak İstanbul Sözleşmesi alt yapısı olarak yapılan fakat kaldırılmayan yasal düzenlemeler.
AB müzakereleri ve normları denilerek yapılan milletin inancıyla kültürüyle örtüşmeyen düzenlemeler. Domuz etinin kasaplık sayılması, zina yasasındaki düzenlemenin yapılmaması gibi...
Bir yanda erken evlilik kanunu çıkararak önceden evlenmiş "sekiz bin civarında" aileleri perişan eden çocukları babasız bırakan hilkat garibesi düzenleme,
Bir yanda bütün gençler üniversite mezunu olmalıymış gibi bir mantıkla ihtiyaç fazlası plansız üniversite mezunu on binlerce işsiz mesleksiz genç. Yapılan çok önemli hizmetlere gölge düşürmek değil midir? Anlaşılır gibi değil.
Bir yanda birkaç göreve birden getirilen bulunmaz Bursa kumaşları.
Gelir dağılımında eşitsizlik!
Hali pürmelalimiz bu!
..
Siyasetin önü tıkalı.
Siyasi Partiler Kanunu'na rağmen siyaset yapamak isteyen ülkenin yetiştirdiği pekçok insanın siyasette söz sahibi olması mümkün görünmüyor! Bizde demokrasi "lider demokrasisi" liderlerin "lütfuna, tercihine bağlı" siyaset ortamı değil midir?
Bazıları için;
"Bırakın siyasi tenkidi teklifte bulunmanın büyük suç kabul edildiği siyasi kültür! Siyasi anlayış!
Yapılan yanlışlara değil, yanlışların dile getirilmesine zinhar karşı duruş! Övgü ve yağcılığa teşne anlayış! Ne diyebiliriz ki!?
Kibir, tepeden bakış! Zenginlememiş ya da zenginleyememiş olanları ahmak ve beceriksiz görmek! Zenginliği nasılına niceliğine bakmadan kutlamak, helal haram asla sorgulamamak ve gelinen noktaya bakar mısınız?"
Bu nedir Allah aşkına?
Silkinmeli ve kendimizi sorgulamalıyız!
Kalın sağlıcakla..