2008 Pekin Olimpiyatları'nda meşale taşıyan Uygur Türkleri ya hapiste ya da toplama kampında!

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Çin yönetimi, 2022 Pekin Kış Olimpiyatları törenlerinde Uygur Türkleri’ni öne çıkararak, tutumları yönünde olumlu bir görünüm sergilemeye çalışıyor. Fakat 2008’de aynı amaçla hizmet ettirilen kişilerin bazıları şu an tutuklu veya kayıp olarak biliniyor.

Çin, Pekin Kış Olimpiyatları törenlerinde Uygurları ön plana çıkararak Doğu Türkistan’da uyguladığı soykırım ve insan hakları ihlalleri suçlamalarına karşı olumlu bir görünüm sergilemeye, imajını düzeltmeye çalışıyor. Kış olimpiyatlarında, olimpiyat kazanını yakmak için bir Uygur Türkü kız görevlendirildi. Ancak, 2008 Pekin Olimpiyatları’nda da meşale taşıyıcılar arasında Uygur Türkleri bulunuyordu fakat bunların bazıları şu anda toplama kampında veya kayıp durumda.

2022 PEKİN KIŞ OLİMPİYATLARI’NDA OLİMPİYAT KAZANINI BİR UYGUR YAKTI AMA…

Çin’in, Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere Türk ve Müslüman halklara yönelik yaptığı soykırım ve insan hakları ihlalleri uzun yıllardır dünyanın gündeminde. Pekin Olimpiyat Oyunları aracılığıyla soykırımcı imajını düzeltmeyi amaçlayan Çin, 4 Şubat Pekin Kış Oyunları’nın açılış törenleri sırasında dikkatlerden kaçmayan bir hamle yaptı.

Çin, oyunların açılış töreninde olimpiyat kazanını yakmak için Doğu Türkistanlı Uygur Türkü 20 yaşındaki kros kayakçısı Dilnigar İlhamcan (Dinigeer Yilamujiang) ve bir Çinliyi görevlendirdi. Fakat, bu nedenle küresel ilgi odağı haline gelen Uygur sporcu, olimpiyatların ikinci gününde ortadan kayboldu.

2008 PEKİN OLİMPİYAT MEŞALESİNİ TAŞIYAN UYGURLAR HAPİSTE

2008 Pekin Kış Olimpiyatları için Doğu Türkistan bölgesinde meşale taşıyanlar arasında da çok sayıda Uygur ve başka Türk hakları yer alıyordu. Fakat bazılarının şu an toplama kampı veya başka gözaltı merkezlerinde tutuklu olduğu, bazılarının ise zorla kaybedildiği düşünülüyor. Uygur aktivist Abduveli Ayup 9 Şubat 2022’de sosyal medyadan yaptığı açıklamada, biri kuzeni, biri de kendisinin bizzat tanıdığı ve suçsuz yere hapse atılan iki Uygurun, resmi internet sitelerinde yer alan 2008 Pekin Olimpiyatı meşale taşıyıcıları listesinde halen kayıtlı olduğunu yazdı.

Uygur aktivist, “Kuzenim Adil Abdureyim, 2008 Pekin Olimpiyatları’nın meşale taşıyıcısıydı. Adı hala model komünist olarak listede. Fakat şu an kendisi siyasi tutuklu. 6 yıllık hapis cezasına çarptırıldığı biliniyor” açıklamasını yaptı.

“Abduqeyum Semet 2008 Olimpiyatları için meşale taşıyıcısıydı, 10 yıl sonra siyasi tutuklu olarak 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kaşgar’da önde gelen Uygur tıp doktorudur. Şu an ne kadar çok Uygur kökenli meşale taşıyıcısının tutuklanıp hüküm giydiğini tahmin edemiyorum”

2008 MEŞALE TAŞIYAN UYGUR 2022 KIŞ OLİMPİYATLARINI BOYKOTA ÇAĞIRIYOR

Associated Press’e göre, 2008 yılında 17 yaşındaki Kamaltürk Yalqun (Kamaltürk Yalkun), Çinli yetkililer tarafından Olimpiyat meşalesini taşıyacak birkaç öğrenciden biri olarak seçildi.  Kamaltürk’ün babası Uygur Türklerinin önde gelen entelektüel şahsiyetlerinden biri olan Yalqun Rozi (Yalkun Rozi) birkaç yıl önce Çinli polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra ortadan kayboldu. Bu nedenle insan hakları aktivisti olan Kamaltürk, on dört yıl sonra, Pekin Kış Olimpiyatları’nın boykot edilmesi çağrısında bulunuyor.

For Uyghur torchbearer, China's Olympic flame has gone dark -

SOYKIRIMDAN DİKKATLERİ UZAKLAŞTIRMAYA YETMEZ

Kimi siyasiler ve aktivistler tarafınan ÇKP’nin bu girişimleri dikkatleri soykırım ve insan hakları ihlallerinden başka yöne çevirme girişimi olarak değerlendirildi. Pekin Kış Olimpiyatları’nda olimpiyat kazanını yakmaya Uygur Türkü kızın görevlendirilmesi hakkında 7 Şubat 2022’de Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, bir medya brifinginde verdiği demeçte “bu, Çin’in bazı bölgelerinde gördüğümüz ağır insan hakları ihlallerinden ve soykırımdan dikkatimizi dağıtmasına izin veremeyiz” diye konuştu.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER OLUYOR?

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor ve uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.

ÇİN’İN  DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?

Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.

Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.

QHA

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.